BAHÇELİ BERGAMA'DA
İzmir'de seçim çalışmalarını sürdüren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bergama'da partililerle bir araya geldi. Partililere seslenen Devlet Bahçeli, "Bütün partilerin temel amacı milletimize hizmettir. MHP'de 45. yılını kutlamış temiz toplumu esas almış bir partidir. 30 Mart'ta bir demokratik yarışa girdik. Seçimleri önemsemeliyiz. Belli bir sürecin başlangıcı olduğunu fark etmeliyiz. Daha farklı anlamlar yüklenerek seçimler gerçekleştirilecek. 30 Martta belediye başkanımızı seçiyoruz. Ağustos'ta Cumhurbaşkanını seçiyoruz. 2015 yılında da milletvekillerini seçiyoruz. Eğer milletimiz olarak bu seçimlerde üç siyasi olayı bir doğru üzerinde götürürsek o zaman Türkiye'nin kaderini değiştirecek bir sonuca ulaşırız. Çünkü bu süreç Türkiye'nin geleceğini belirleyecektir. Yeni bir siyasi şekillenmeye de fırsat verecektir. Bu seçimleri önemseyip sandığa gitmeliyiz. Değerli dava arkadaşlarım sandıkta görevlerinizi sonuna kadar yapın. Orada sıkıldım, yoruldum diye akşamı etmeyin. Sandığın başında durunuz. Zamanında bazı ilçelerde bir parti 10 oyla kazandı, bir oyla kaybetti. Bunlar kırgınlıklara neden oluyor. Husumete neden oluyor. Seçim hilesi tehlikelidir. Çalınan oylar tehlikelidir. Gelen görevliler çalmayı artık görev kabul edip Türkiye'yi soyup soğana çeviriyorlar" dedi.
Adaylarını da tanıtan Bahçeli şunları söyledi: "İzmir"in alanı çok genişledi. Mali idare kadar oldu. Mahalli idare tecrübe ister. Fakir zengin ayrımı olmamalıdır. Hizmetler adil ve dürüstçe olmalıdır. Belediye başkanı tarafsız olmalı ve kapısı her gelene açık olmalıdır. Bu nedenle dava insanı olmalıdır. Murat Taşer İzmir büyükşehir belediye başkan adayımız. Bütün ilçelerle uyum içerisinde çalışacak olan bir arkadaşımız. Bergama"da ise herkesi kucaklayacak olan adayımız Özkan Karadiken"dir. İki değerli şahsiyete MHP kefillir. Her zaman yanlarında olacaktır." 
BİLALE NE DİYCEZ ŞİMDİ?
Partililerine "sizinde dertleşmek istiyorum" diyen Bahçeli, "Türkiye'nin yönetimi 11 yıldır AKP'nin elinde. AKP'ye oy vermiş değerli vatandaşlarımız var. Milli görüşten ayrılan bir grup AKP'yi kurdu. Diğerleri ise Saadet Partisi'ni kurdu. Milletimiz iki parti arasında bir tahteravalli misali AKP'ye kaydı ve onlar iktidar oldu. Bu demokratik bir tepkidir. 11 yıl içerisinde sorunun cevabını aramalılar. Ben neden AKP'ye oy verdim. Geçmişte sıkıldık, bunaldık çıkış yolu aradık ve AKP'ye verdik. Benim 11 yılda durumum ne oldu. Buna bakmalılar. Bunların tartılması yorumlanması AKP'ye oy verenlerin birinci sorumluluğudur. AKP'ye oy verenlerin dışında kalanlar ise, biz de AKP'ye oy verelim mi diyorlar yoksa demiyorlar mı. 11 yıllık iktidar döneminde AKP vatandaşa vaat ettiklerini ne ölçüde yerine getirdi. Bu iktidar en son yüzde 51 destek aldı. Bu önemli bir destektir. Bu desteği AKP'ye tekraren vermiştir. Ama AKP milletimizin sorunlarımız kısa sürede çözülmez deyip. Tolerans verdi. Ama başbakan Türk siyasetinde parlayan yıldız olduğunu düşünerek kırıcı oldu. Vatandaşları azarlıyor. Vatandaşa 'ananı da al git' diyor. Geçen seçimlerde oy veren kişiye 'vermeseydin' diyor. Üslup argolaşmış. Bu nasıl bir anlayış. Her şeyi 'ben yaparım, ben varım, tek adamım' diyor. Kimseye danışmadan Türkiye'yi yönetmeye çalışıyor. ABD ortadoğunu bir proje hazırlıyor. Buna da 'eşbaşkan ol' dediler. Ortadoğuda posterleri dağıtılıyor. Şimdi Ortadoğu karmakarışık hale geldi. Bunlarda yanlış politikalarla hatalar yaptılar. Nedir bu 36 etnik unsur. Osmanlının çöküşünden sonra ikinci dünya savaşında 4 milyon metrekare toprak kaybetti. Sonra milli bir davayla kuvayi milliye hareketiyle yeni bir yurtta yeni bir komşuluk akrabalık soydaşlıkla ülkemiz yönetilmeye başlandı. Şimdi bunu 36 parçaya bölmenin kime ne faydası var. Kız alıp vermelerde çekinceler olurca, bu ülke ne hale gelir. Başbakanda bu 36 parçayı sayamıyor. Kendisi 'benim eşim arap' diyor. Ben 'gürcüyüm' diyor. Sen şimdi böyle ayrım yaparsan biz Bilal kardeşimize ne diyeceğiz? Bölünme demokratikleşme paketiyle pekişti. Bir süre önce başbakan Diyarbakır'a gitti. Barzani'yi karşıladı. Bir de yanında bir zavallı geldi. 'İşte burası Kürdistan' dedi. Şimdi 2014 yılını PKK özerklik yılı ilan etti. 30 Mart seçimlerinden sonra da ortalığı kışkırtacaklar. Başbakan, Oslo'dan başlaşıp İmralı'da devam eden ve Kandil'de biten bu dönemde kime ne söz verdin dediklerinde ortalık karışacak" diye konuştu.
ONU DARA DÜŞÜRECEĞİM
AKP'nin cumhuriyetin değerleriyle de oynadığını dile getiren Devlet Bahçeli, "Cumhuriyetin 90. yılındayız. Eksiğimiz olabilir. Eskiden hizmet eden başbakanlar var. Ama Recep Tayyip Erdoğan her şeyi kendisinden itibaren başlatıyor. Cumhuriyetin tüm kazanımlarını reddediyor. Çocuklarımızın andımızı okumasını yasakladı. Yani Türküm doğruyum demek kötü bir şey mi. Apartmanda herkes oturuyor. Türk bunun çatısıdır. Ne var bunda. Bütün kurumlardaki TC ibaresini kaldırdı. Edepsizliğe bak. Atatürk'ten kalma 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözünden niye rahatsız oluyorsun. Çocuklarımız 'ben hırsızım mı' desin. Biz iktidar olduktan sonra başbakan nerede oturuyorsa o çocukları haftada bir gün evinin önünde andımızı okuyacağız. Evinin önünde 5 metrelik alan olursa da orayı park ilan edip üzerine de Ne mutlu Türküm diye yazdıracağım. Onu dara düşüreceğim. Onu Türkiye'den kaçırtacağım" dedi.
Türkiye'de 18 ile 25 yaş arasında 10 milyon genç seçmen olduğunu da söyleyen Bahçeli, "Türkiye'de bu yaş aralığında 10 milyon gencimiz var. Bunlar kime oy verirse o iktidar olur. Öbür taraftan bu iktidara bir tokat atsa. Başbakan havaya bir sıçrar yere düşmeye takati kalmaz. Bu gençlerin sokağa çekmenin alemi yok. Bunlar sandığa gitseler Türkiye'de yer yerinden onlar. Sokaktan vazgeç sandığa koş" diye konuşmasını tamamladı.

TY (KÖ/RT) (FOTOĞRAFLI)