TERÖRİSTLE KAHRAMANI AYNI KEFEYE KOYMA DENSİZLİĞİ MİLLETİMİZDE KARŞILIK BULMAYACAKTIR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Bursa'daki son toplantısını Atatürk Spor Salonu'nda düzenledi. Yaklaşık 4 bin kişinin katıldığı aday tanıtım toplatısında partililerin 'Vur de vuralım, öl de ölelim" sloganıyla karşılanan Bahçeli, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin artık nefes alması gerektiğini söyledi. Tutuklu milletvekilleri konusunda pazarlıkların yapıldığını ve bu pazarlığın el altından yürütüldüğünü dile getiren Bahçeli, "Bu pazarlıklar meyvesini vermeye başladı. CHP'li milletvekilinden sonra, PKK kontenjanında seçilen milletvekillerinin de peş peşe serbest bırakıldı. İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan'ın mahkumiyet kararına kadar hiç sesi çıkmayanlar, birden bire devreye girmişler, tutuklu milletvekili sorununu gündeme almışlardır. Anayasa Mahkemesine yapılan başvurular cevap bulmuş, sonuç itibariyle önüne gelen cezaevinden çıkmıştır. Şu işe bakınız ki, terörle mücadelede eşsiz kahramanlıklar sergileyen Engin Alan içerdedir, fakat KCK'dan tutuklanan PKK'lılar özgürlüğüne kavuşmuştur. Bu çifte standartlı uygulama vicdanları kanatmıştır. Ne olursa olsun, bu yanlışın ve bu art niyetin tarafları yaptıklarının bedelini ödeyecektir. Ayrıca Sayın Alan'ın PKK'lılarla bir ve aynı kategoride değerlendirilmesi, deyim yerindeyse pazarlıklara konu edilmeye çalışılması bizim için züldür, tahammül edemeyeceğimiz bir sapma halidir. Türkiye bu hatadan mutlaka dönecektir. Teröristle kahramanı aynı kefeye koyma densizliği milletimizde karşılık bulmayacaktır. Hukuku tahrip ederek ve hukuki vasıtaları yanlışa yorarak PKK'ların aklanması için bahane bulma arayışına hiçbir dava arkadaşımızı kurban vermeme konusunda kararlı olduğumuzu buradan ilan etmek istiyorum" dedi. Bu sırada konuşması 'Vur de vuralım, öl de ölelim' sloganlarıyla kesilen Bahçeli, "Önce bir sandığa vurun da, gerisi Allah kerim" diye konuştu.
SEÇİM FIRSATI HEBA OLMAMALI
30 Mart seçimlerinin milletin toparlanması, hakkına, hukukuna, varlığına ve iradesine sahip çıkması için önemli bir fırsat olduğunu belirten Bahçeli, "Seçim fırsatı heba olmamalıdır. Ya AKP tercih edilecek, yolsuzluk furyası, ihanet yarışı son hızla sürecektir. Ya da MHP seçilecek, doğruluk, vicdan, temizlik, asalet ve kul hakkına riayet kazanacaktır. Ya Başbakan Erdoğan’a destek verilecek, PKK, BOP, KCK, İmralı canisi, emperyalizm, Müslüman katilleri teyit edilecektir. Ya da MHP öne çıkarılacak, zalimler, çürümüşler, talancılar, vurguncular, pazarlıkçılar yabancı projeler ve küresel cinayetler son bulacaktır" dedi.
Ak Parti ile Türkiye’nin devamının artık mümkün olmadığını dile getiren MHP Lideri şunları söyledi: "AKP’yle geçecek her gün milletimize hakaret, hırsıza ikram, devletimize tehdittir. Bu iktidar sıfırı tüketmiştir. Bu iktidar bitmiş, tükenmiş ve kendi kendini yiyen, milletimizin varlıkların hiç eden bir canavara dönüşmüştür. Başbakan Erdoğan’dan kurtulmak lazımdır. AKP’den Türkiye’yi kurtarmak vatan görevi addedilmelidir. Şu felaket ve iç yaralayıcı tabloya bakınız ki, 4 bin 66 gündür AKP iktidarda, bölücüler ise tam mesaidedir. PKK ise yoğun faaliyettedir. Yağmacılar ise işbaşındadır. Kanunsuzlar, çeteler, suç örgütleri ise sokaktadır. Maalesef perişanlık diz boyu, sefalet ve yoksulluk ise facia boyutundadır. Türklük saldırı altında, bayrak taciz sağanağında, vatan ise zifiri karanlığın içindedir."
ESKİ BAKAN TOPUN AĞZINA BAŞBAKANI KOYMUŞTUR
"Ülkenin rüşvetçiler tarafından yönetiliyor olması, hortumcuların hakimiyetinde bulunması tarifi olmayan bir kepazeliktir" diyen Bahçeli, "Hukuk rüşvetçilerin peşine düşmüştür. Hukuk hırsızın, uğursuzun yakasından tutmuştur. Ne var ki, Başbakan Erdoğan direnmekte, hala yolsuzluk ve rüşvet iddialarını yok saymaktadır. Yani hırsızın kabahati yoktur, ortada hırsızlık nam ve hesabına herhangi bir şey de görülmemektedir. Hatta bakanlara götürülen rüşvet çantalarının içinde aslında kitap vardır. Başbakan Erdoğan rüşvet ve yolsuzluk dosyasını karartmak, yargı sürecini sakatlamak amacıyla söylenmedik yalan, başvurmadık hile bırakmamıştır. Zira sıkışmış, dara düşmüş ve eli zayıflamıştır. Yolsuzluk okları Başbakan’a yöneldikçe, usulsüz imar düzenlemeleriyle ilgili suçlamalar Başbakan’ı ve çocuklarını gösterdikçe iktidar kontrolden çıkmış, telaşla önüne gelene saldırmıştır. Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı görevden ayrılırken, Başbakan’ın her karardan, her düzenlemeden, her imzadan haberdar olduğundan bahisle verilen emirleri uyguladığını, bununla birlikte asıl istifa etmesi gerekenin Recep Tayyip Erdoğan olmasını vurgulamıştır. AKP’li bu eski bakan topun ağzına Başbakan’ı koymuştur. Her düzeneğin başında Başbakan’ın olduğunu şifreli sözlerle beyan etmiştir" dedi.
BAŞBAKAN BALTAYI TAŞA VURUYOR
Başbakan Erdoğan'ın rüşvet ve yolsuzluk iddialarını kapatmak istedikçe baltayı taşa vurduğunu öne süren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan Erdoğan, hayalinde canlandırdığı tehditlerle rüşvet ve yolsuzluk fırtınasını dindirmeyi amaçlamaktadır.
Bugün karşımızda komplo değil, dağ gibi beliren rüşvet ağı bulunmaktadır. Başbakan bizzat devlet içine yerleştirdiği, özenle gelişip büyümesini temin ettiği, fakat gün gelip ters düştüğü kim varsa örgüt kapsamına almış ve karşı saldırıya geçmiştir.
Anlaşıldığı kadarıyla dünkü ittifaklar çatlamıştır. 2002’den beri süren beraberlikler yarı yolda kalmıştır. Fakat her ne olursa olsun, Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturmasını hükümet-cemaat gerilimine bağlamak doğru ve isabetli bir değerlendirme olmayacaktır.
Bugün bir anlaşmazlığın analizini yapmak ve bir çekişmenin detaylarına inmek yerine, hukuksuzluğun, ahlaksızlığın, kural tanımazlığın üzerine gidilmeli, buna yönelik kafa yorulmalıdır. Hırsızlık ortadadır, fakat dikkatler başka tarafa çekilmek, algılar yanlış taraflara yönlendirilmek istenmektedir" diye konuştu.
62'NCİ HÜKÜMETİ YALÇIN AKDOĞAN KURSUN
61’inci hükümetin hukuken ve ahlaken iflas ettiğini söyleyen Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın rüşvet ve yolsuzluk iddialarından dolayı fazlaca yıprandığını, yaralandığını ve dağıldığını belirtti. Başbakan Erdoğan'ın derhal istifa etmesi gerektiğini ifade eden MHP Lideri konuşmasını şöyle tamamladı: "Belirlenecek bir AKP’li milletvekili 62’nci hükümeti kurmakla görevlendirilmelidir. Şayet bu isim yeniden Recep Tayyip Erdoğan olursa tartışmalar yine kesilmeyecektir. Bize göre farklı bir isimle 62’nci hükümet oluşmalıdır. Başbakan’ın yanında her türlü konuya vakıf olan, AKP’yi çekip çeviren, komploları bildiğini iddia eden, dış bağlantıların izini süren, görüşleriyle kamuoyunda bakanlardan, parti yöneticilerinden fazla ilgi toplayan, sesi çok çıkan Yalçın Akdoğan’ın yeni hükümeti kurması için gerekli özveri ve uzlaşma sağlanmalıdır. Bu şahıs madem her şeyin farkındadır, madem Türkiye’nin hangi badirelerle karşılaştığını anlamıştır, o halde yetkiyi de eline alarak bir an önce çalışmalara başlamalıdır. Türkiye’yi önümüzdeki seçim süreçlerine bu şahıs taşımalıdır. Böylelikle Başbakan biraz geride kalarak bir iç muhasebe yapma imkanına kavuşacak, Türkiye yeni bir hükümet ve yeni bir başbakanla biraz olsun nefes alacaktır."