Ergenekon davası kapsamında 5 yıldır cezaevinde bulunan ve kanser teşhisi konulan İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof.Dr.Fatih Hilmioğlu, ambulansla öğle saatlerinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne getirildi. Yaklaşık 4 saat süren tahlil ve muayenenin ardından Hilmioğlu, ambulansla cezaevine götürüldü. Fatih Hilmioğlu'nun avukatı ve aynı zamanda kardeşi olan Hayati Hilmioğlu, buradan çıkacak raporları Anayasa Mahkemesi’ne sunacağını belirterek, "Adli Tıp Kurumu, Cumhurbaşkanı'nın istediği şekilde rapor verirse zaten bu raporu mahkeme değerlendiriyor. Tahliye için yeterli oluyor. Adli Tıp Kurumu baskıların altında görevini yapmıyor" dedi. Ergenekon davası kapsamında 23 yıl hapis cezasına çarptırılan ve 5 yıldır cezaevinde bulunan İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof.Dr.Fatih Hilmioğlu, saat 12.00 sıralarında Silivri Cezaevi'nden ambulansla İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirildi. 4 saat süren tahlil ve muayenenin ardından Fatih Hilmioğlu, tekrar cezaevine götürüldü. Hastane bahçesinde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Fatih Hilmioğlu'nun avukatı ve aynı zamanda kardeşi Hayati Hilmioğlu, "Öğlen saat 12:00 gibi hastaneye getirildi. Gastroenteroloji bölümüne sevk edildi. Oradan da Hepatoloji ve psikiyatri bölümüne gönderildi. Hastalığı ilgili raporu düzenleyip cezaevine gönderecekler. Sağlık durumu ile ilgili herhangi bir bilgi verilmedi. Buradan çıkacak olan raporu benim elime geçer geçmez tekrar Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğim. Fatih Beyin sağlık durumu ile ilgili bütün raporları 20 gün önce AYM'ye sunduk. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nin verdiği ilk sağlık raporunda Hilmioğlu’nun ileri derecede siroz ve karaciğer hastalığı teşhisi konulmuştur. Dolayısıyla cezaevi şartlarında hayati ölüm tehlikesi vardır. Önce bu raporlarla 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahliye talebinde bulunduk. Mahkeme ‘bu raporlar bizi bağlamaz, Adli Tıp Kurumu'ndan rapor isteriz’ dedi. Bu raporları Adli Tıp Kurumu'na gönderdik. Adli Tıp Kurumu da ‘Fatih Hilmioğlu iki ayda kontrol edilmek şartıyla cezaevinde kalabilir’ diyor. Bu rapor üzerine cezaevine gönderildi” dedi.







“KURUMLAR BASKI ALTINDA”



Fatih Hilmioğlu’nun raporuyla ilgili karar verecek kurumların baskı altında olduğunu savunan Hayati Hilmioğlu, “Hilmioğlu’nun yapılan ultrasonunda karaciğerde kanser şüphesi teşhisi konuldu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde profesörler, ‘biz Mehmet Haberal'ın raporlarına imza atan 3 profesör tutuklandıktan sonra, artık raporlara böyle yazı yazmaya çekiyor ve korkuyoruz" dediler. Adli Tıp Kurumu, üniversiteler, devlet hastaneleri, bilirkişi müesseseleri, TÜBİTAK ve yargı tamamen baskı altında. Bir sene önce Fatih Hilmioğlu oğlunu trafik kazasında kaybetti. Ondan sonda psikolojik depresyona girdi. Bununla ilgili hastaneden 'Her an intihar edebileceği' yönünde rapor verdi” diye konuştu. CUMHURBAŞKANLIĞI’NIN KONUYLA ALAKASI YOK



Adli Tıp Kurumu’nun baskı altında olduğunu savunan Hilmioğlu, “Kimse görevini yapmıyor. Konuyu Cumhurbaşkanlığı’na atıyorlar. Halbuki Cumhurbaşkanlığı’nın bu konuyla bir alakası yok. Cumhurbaşkanlığı’nın sistemi farklı. Sayın Cumhurbaşkanı bu konuyla ilgileniyor. Fakat usul öyle değil. Adli Tıp Kurumu, Sayın Cumhurbaşkanının istediği şekilde rapor verirse zaten bu rapor mahkeme tarafından değerlendiriliyor ve tahliyesi için yeterli oluyor. Adli Tıp Kurumu baskıların altında, görevini yapmıyor” dedi. SK ET) (FOTOĞRAFLI)