İSTANBUL Ataköy'de çıkan yangında yaşamını yitiren 33 yaşındaki Leyla Cıbır ile çocukları 5 yaşındaki Egemen ve 6 yaşındaki Efe Zafer, memleketi Tokat'ın Niksar İlçesi'nde gözyaşları içinde son yolculuklarına uğurlandı.
İstanbul'da önceki akşam Ataköy'de bir apartmanın kapıcı dairesinde çıkan yangında yaşamını yitiren Leyla Cıbır ile çocukları Egemen ve Efe Zafer'in cenazeleri karayolu ile dün akşam memleketi Tokat'ın Niksar İlçesi'ne getirilerek Devlet Hastanesi morguna konuldu. Eşi ve iki çocuğunu çıkan yangında kaybeden baba Nuri Cıbır ve yakınları tarafından sabah saatlerinde alınan cenazeler, ilçedeki Meydan Camisi'ne getirildi. Burada anne ve iki çocuğunun cenazeleri yan yana konuldu.
Apartman görevlisi olarak çalışan baba Nuri Cıbır ve yakınları cenazede büyük üzüntü yaşadı. Niksar Kaymakamı Yusuf Gökhan Yolcu, Belediye Başkanı Duran Yadigar ve çok sayıda vatandaşın katıldığı cenaze namazında gözyaşına boğulan baba Nuri Cıbır, yakınlarının yardımıyla ayakta durabildi. Kılınan namazın ardından cenazeler Melik Gazi Mezarlığına götürülerek dualar eşliğinde toprağa verildi. 
'YANGININ ÇIKIŞ SEBEBİNİ BİLMİYORUM'
Cenazelerin defnedilmesinin ardından taziyeleri kabul eden acılı baba Nuri Cıbır, "Yönetici aradı o söyledi. Yangının çıkış sebebini hiç bilmiyorum" dedi.
Yangında kızını ve iki torununu kaybeden Sebahattin Kalebaş da, kızının annesi ile telefonda konuştuğunu belirterek, "Egemen ağlıyor, anne ben sana dönerim' dedi, telefonu kapattı. Ondan sonra cevap alamadık. Defalarca annesi aradı cevap alamadı. En son komşuları aradı, 'Evde yangın çıkmış, çocuklar zehirlenmiş hastaneye gidin' dediler" diye konuştu.
'ÇOCUKLAR İÇİN ÖNLEM ALIYORLARDI'
Yangında ablasını kaybeden Alattin Kalebaş, evin kapısının kilitli olduğu ve babanın kapı kolunu götürdüğü yönündeki haberlerle ilgili şunları söyledi:
"Evin çevresi bahçe olduğu için çocukların dışarıya çıkıp oynayabileceklerini düşünüyorlar. Ama belli saatlerde bunun sakıncalı olduğunu anlayamayacak yaştalar. Dolayısıyla hem ablam, hem eniştem çocuklarını güvence altına almak zorundalar. Bu sadece ablamın yaptığı bir şey değil. Bunun neticesinde kapı kolunu çekiyorlardı ve hatta içeriden kapıyı kilitliyorlardı. Olan oldu bir kaza gerçekleşti.''