ANKARALI dalış eğitmeni Soner Abacı, Kızıldeniz’e gece yaptığı dalışta, zehirli bir tür olan aslan balığını avlanırken görüntülemeyi başardı. Abacı, Türkiye’de olmayan birçok deniz canlısını çok iyi korunduğu için Kızıldeniz’de görmenin mümkün olduğunu söyledi.
Muğla’nın Marmaris İlçesi’ndeki birçok su altı zenginliğini görüntüleyip, deniz dibi temizliklerine katılmasıyla tanınan Soner Abacı, 10 gün önce Camel Dive Dalış Kulübü’nün davetlisi olarak Mısır’a gitti. Kulüpte çalışan dalgıç ve rehber Ahmet Özdenler rehberliğinde Kızıldeniz’de gece dalışı yaptı. Her gün 600 teknenin yaklaşık 5-6 bin kişiye dalış yaptırdığı Şarm El Şeyh şehrindeki dalışta Abacı, beklenmedik sürprizlerle karşılaştı. 24 dereceyi bulan deniz suyu sıcaklığında dalışta Abacı, mercan kayalıklarında yaşayan ve zehirli bir tür olan aslan balığını avlanırken görüntülemeyi başardı. Abacı, 10 santimetre kadar yaklaşarak görüntülediği yaklaşık 40 santimetre boyundaki aslan balığının avlanma görüntülerini ile paylaştı. Görüntülerde, gözlerinin üzerinde ve ağzının altında pervane benzeri pektoral yüzgeçlere sahip aslan balığının avını 15 saniye gibi kısa sürede yakalayıp, yuttuğu görüldü. İğnelerinin insana teması halinde yanma, terleme ve birkaç gün süren solunum yetmezliğine neden olabilen aslan balığının bu görüntüsü büyük ilgi çekti.
Dalış sırasında kızdırılmadığı sürece zararlı olmayan leopar cinsi köpek balığını, çeşitli renk ve görüntülerde vatoz ve lagos türlerini de görüntüleme şansı bulduğunu belirten Abacı, “Ancak, benim için en önemli olanı, tropik sularda gördüğümüz aslan balığının avlanma anıydı. Sualtı kameram saniyede 24 kare fotoğraf alma özelliğine sahip olmasına rağmen balığı yutuş anını net olarak göremiyoruz. Bu balık, çok hızlı hareket edebiliyor” diye konuştu.
'KIZILDENİZ ÇOK İYİ KORUNUYOR'
Kızıldeniz’in sualtının güzelliklerinin çok iyi korunduğuna da dikkati çeken Soner Abacı, “Yıllardır Marmaris, Bodrum, Fethiye, Kaş gibi Türkiye’nin birçok güzel dalış bölgesinde dalışlar yapıyoruz. Ama Türkiye’de sualtı giderek çölleşiyor. Akdeniz’e özgü deniz çayırlarını atılan çapalar yüzünden giderek kaybediyoruz. Mercanlar neredeyse yok denilecek kadar az olan ülkemizde, yeterli koruma bilincine sahip değil. Kızıldeniz’de teknelerin çapa atması yasak, bıçak taşımak ve mercanlara dokunulmaması için dalıcıların eldiven takması bile yasak. Koruma bilinci o kadar güzel oturmuş ki aşağıda mercanlara istemeden de zarar veren bir kişiyi hemen diğer dalgıçlar uyarıyor ve gerekirse sudan çıkartıp, bir daha dalış yapmasına izin vermiyorlar. Bizde ise 'hatıra olsun' diye kabuklar toplanıyor, mercanlar kırılıp çıkartılıyor, çapalar atılıyor. Türkiye’de olmayan birçok deniz canlısını çok iyi korunduğu için Kızıldeniz’de görmenin mümkün” dedi.
Camel Dive Dalış Eğitmeni ve Rehberi Ahmet Özdenler de Rash Muhammed Ulusal Parkı Kızıldeniz’in en güzel dalış bölgelerinden biri olduğunu vurgulayıp, “Fakat en güzeli ise Mısır halkının, burada yaşayan dalgıçların, dalış eğitmenlerinin, dalış okullarının buna sahip çıkması. Birinci öncelik her zaman güvenlik ama bunun dışında bu güzelliğe inanılmaz derecede bir sahip çıkma ve koruma var. Belirli seviyenin altındaki dalgıçlar mercanlara zarar verebilir diye dalışları bile yasak. Haliyle bu güzelliklerin nesilden nesile aktarılabilmesi sağlanıyor” dedi.