Özkan ARSLAN/İSTANBUL,() BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, 1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi’nde, çocukların medya üzerine hazırladıkları sunumda oturum başkanlığı yaptı. Sunumları değerlendiren Arınç, teknolojik gelişmeleri anlatmak için kendi çocukluğundan örnekler verdi ve çocuklara tüm teknolojik imkanlara rağmen kitap okumalarını tavsiye etti.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen kongrenin açılış konuşmasını yapan Bülent Arınç, öğleden sonra düzenlenen ve 11 çocuğun medya üzerine değişik konularda yaptıkları sunumda oturum başkanlığı yaptı. Çocukların dinleyen Arınç, teknolojinin geldiği noktayı değerlendirmek için kendi çocukluğundan anılar anlattı.
BAYRAM VE KANDİL GECELERİNDE MESAJ KUTUMA 900 MESAJ GELİYOR Arınç, çocukluğunda Manisa’dan Ankara’ya telefonla ulaşmak için saatlerce uğraşıldığını anlatarak, şöyle konuştu:  “O zamanlar mektuplar, kartpostallar yazardık. Ben Ankara’dan Manisa’ya anneme mektup yazardım. Yıllar sonra, ben hukuk fakültesindeyken anneme yazdığım mektuplar eşyaların arasından çıktı. Annemin bana yazdığı mektupları da ben saklamıştım onlar da bende çıktı. Sonra kartpostallar çıktı. Şimdi aslında sıkılıyorum. Bayramlarda, kandil gecelerinde herhalde son yıllarda adet oldu. İnanın mesaj kutuma 900 mesaj geldiğini görüyorum. Ama bunlar otomatik. Yani bir yazıyorsunuz 900 kişiye gönderiyorsunuz. Eskiden mektup ve kartpostalla yazdıklarımızda buram buram hasret kokardı. Devir değişti, zaman ahir zaman. Böyle bir zamandayız. Şimdi her şeyimiz var ama samimiyet noktasında, dostluk, arkadaşlık, komşuluk, birbirimizi kucaklama noktasında bazı değerlerimizden biraz fazla uzaklaştığımızı görüyoruz. Eski günler mi iyiydi, bugünler mi iyi bilmiyorum ama, zamanı tersine çevirmek çok zor. Artık bu devirde yine dostlukları arkadaşlıkları samimiyeti mutlaka bulmamız lazım. Yılbaşı geceleri çok büyük eğlencelerimiz yoktu ama mutlaka bir çerez alınır, çaylar içilirdi,  o zaman tombala vardı. Şimdi yılbaşı geceleri farklı bir şekilde belki kutlanıyor ama sıcak bir ortamda çerezlerimizi yiyerek, annemin o hiç bitmeyen hikayelerini dinleyerek günler geçirdiğimizi hatırlıyorum.” Arınç, öğrencilere kitap okumanı önemini anlatarak, “En azından akşamları hiçbir şey yapamadıysanız kendi kendinize söz verin, 'yatmadan önce mutlaka 10-20 sayfa kitap okuyacağım' diye” dedi.
ÇOCUKLARA SOSYAL MEDYA UYARISI İnternet kullanımının doğru bir şekilde yapılması gerektiğini belirten Arınç, çocuklara şöyle seslendi:
“Çocuklar biliyorsunuz internette bir medya portalları yani haber siteleri var. Bir de paylaşım siteleri var. Haber portallarını mutlaka günlük, anlık, aktüel, veya son dakika haberleri ile izlemek, onlardan yararlanmak çok mümkün ve faydalı. Fakat bu paylaşım siteleri sınırsız ve sorumsuz bir durumda. Yani facebook ve benzeri paylaşım sitelerinde ömürlerinizi, dakikalarınızı, zamanlarınızı harcamamanız lazım. Çünkü burada o kadar çirkin yorumlar yapılabiliyor, insanların kişilik haklarına, özel hayatlarına o kadar saygısızlık yapılıyor ve hiçbir fikir üretmeden sadece hakaret etmek için o kadar yanlış şeyler söyleniyor ki, bunlardan yararlanmak mümkün değil. İkincisi yine buralarda cezai bir takibatı da olmadığı veya zor olduğu için, insanlar şiddete ve suça yöneltilebiliyorlar. Faklı şeyler için de kullanılabiliyor. Bazen facebookta birbirleriyle tanıştığını ifade eden, kendi evindeki birtakım sıkıntılardan yola çıkarak, facebookta tanıştığı kişilerle ilişki kurmaya çalışanların da sonu Allah saklasın, şiddete varan beraberlikleri doğuruyor.” BİZİM HALİMİZİ ANLATIYOR BELKİ DE
Sunum bittikten sonra Duru Onbaşılar adlı bir çocuk Arınç’a kendi yazdığı, ‘Neydim ne oldum’ adlı kitabı hediye etti. Arınç, kitabın adına atıfta bulunarak, “Yaşı çok küçük ama görmüş geçirmiş gibi kitap yazmış. Genelde bizim yaşlılar söyler bunu ‘Neydim ne oldum’ Bizim halimizi anlatıyor belki de” dedi. Arınç da küçük kıza kalem hediye etti.