ANTALYA'da Türk ve Alman gazetecilerin katılımıyla 'Sosyal Medya ve Sosyal Hareketler' konulu Türk- Alman medya semineri düzenlendi.
Ramada Plaza Hotel'de gün boyu devam eden seminerde internet gazeteciliği ve sosyal medyaya olan ilginin artmasına rağmen yazılı basına olan ilginin devam ettiğini hatırlatan Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung'tan Michael Martens, internet gazeteciliği öncesindeki dönemde gazetelere 10 bin Euro'ya alınan bir reklamı bugün aynı ücrete almanın mümkün olmadığını söyledi. Sosyal medya ve yurttaş gazeteciliğinin önemine değinen Martens, Türkiye'deki Gezi olaylarında çok mükemmel bir yurttaş gazeteciliği sergilendiğini söyledi.
GEZİ VE TWITTER
Seminerde internet gazeteciliği alanında uzman isimler Türkiye'deki Gezi olayları ile Twitter ve Facebook'un bu alandaki öneminden sık örnekler verdi. Artık insanların gazete almadan veya televizyon izlemeden sosyal ağlar üzerinden gündemi takip edebildiği, haber sitelerinin de kendi sitelerini Twitter ve Facebook'a uyumlu hale getirdiği ve bu alanda kendi haberlerini paylaşmak için sayfa oluşturduklarına dikkat çekildi. Gazetecilerin de Twitter ve Facebook'u kendi haberlerini paylaşmak için kullanıldıklarının gündeme getirildiği seminerde, sosyal medya ve hareketler konusunda Türkiye'de Gezi olayları da milat olarak gösterildi. Gezi olaylarıyla Türkiye'de sosyal medyayı önemsemeyen, küçümseyen, kayıtsız kalan büyük bir kesimin farkındalığının yaratıldığı ve bu farkındalığın altennatif bir medya olduğu ifade edildi.
YURTTAŞ GAZETECİLİK ÖNEMLİ
Yeni dünya gazeteciliğinde içerik üretme ve bu içeriği korumanın önemine değinen Hürriyet Web Korodinatör Bülent Mumay, yurttaş gazateciliğin önemli olduğunu ve bağımsız yayın organlarının devamı ve çok sesliliğin olabilmesi için mutlaka içeriğinin ve özgürlüğünün korunması gerektiğini söyledi. İnternet gazetelerine resmi ilan verilmesine yönelik değerlendirmede bulunan Mumay, şunları söyledi:
"Resmi ilan kavramı Türkiye'de ikinci dünya savaşı sonrası sermayenin el değiştirmesi, başka bir yapılanmaya gitmek isteyen iktidarın medyayı kontrol için devletin zorunlu duyurularını yayınladığı ve bunun içinde hoşuna giden yayın organlarına para aktardığı bir yöntem. Bu yöntemi belli kriterlere bağlamışlar. Bizim internet gazetecileri olarak bağımsızlığımızı sürdürebilmek, otoriteye karşı saygınlığımızı tekrar kazanabilmek için devletten reklam almayı beklememiz ve buna talip olmayı çok doğru bulmuyorum. Bizi çok daha fazla göbekten iktidara, otoriteye, sermaye ilişkilerinde çok daha tuhaf bir yere sürükleyecektir."