ANTALYA Barosu, Adli Kolluk Yönetmeliği değişikliğine tepki göstererek, yeni düzenleme ile Cumhuriyet Başsavcıları ve valilerin tüm soruşturmalara müdahale edebileceğini, yargı erkinin açıkça yürütmenin vesayeti altına alındığını, son düzenlemelerin Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu savundu. Baro, basına getirilen yasakların da haber alma özgürlüğünü engelleyici nitelikte olduğunu bildirdi.
Antalya Barosu tarafından yapılan açıklamada, Cumhuriyet tarihinde sık rastlanmayan kaçakçılık, kara para aklama, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun sürdüğü belirtilirken, "Soruşturmada adı geçen politikacılara, siyasette gereken en önemli özelliğin 'dürüstlük ve güvenirlilik' olduğunu, bu kavramların hiçbir şekilde zedelenmemesi gerektiğini anımsatıyoruz" denildi.
MÜDAHALE RİSKİ
Soruşturma sürerken Adli Kolluk Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle adli olayların mülki idare amirlere, dolayısıyla bakan ve başbakana bildirilmesi zorunluluğu getirildiği, ayrıca yönetmelikte geçen 'Savcılar' ibaresinin 'Başsavcılık' olarak değiştirilerek savcıların soruşturma dosyası üzerindeki egemenliğine son verildiği  belirtilen açıklamaya, şöyle devam edildi:
"Bundan sonra Cumhuriyet başsavcıları ve valiler, tüm soruşturmalara müdahale etme imkanı bulacaktır. Bu düzenlemeyle yargı erki açıkça yürütmenin vesayeti altına alınmaktadır. Bu düzenlemeler tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere, AİHM içtihatlarına, Anayasa'ya, CMK'nın 'soruşturmanın gizliliği' başlıklı 157'inci maddesine ve 'adli kolluk ve görevi' başlıklı 164'üncü maddesine doğrudan ve temelden aykırıdır."
HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNE ENGEL
Baronun açıklamasında 'soruşturmayı yürüten emniyet mensuplarının, soruşturmada adı geçen bakan tarafından görevden alınmasının soruşturmaya açık müdahale' olduğu kaydedildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Soruşturmanın gizliliği, adil ve lekelenmeden yargılanma hakkı ihlal edilmemeli, masumiyet karinesi unutulmamalıdır. Ancak söz konusu müdahale, soruşturmanın selameti açısından ciddi kuşku doğurmaktadır. Bu noktada basına getirilen birtakım yasaklar, haber alma özgürlüğünü engelleyici niteliktedir. Türk yargısının çağdaş dünyadaki görüntüsü giderek kararmaktadır. Tüm kesimler, yargıya kendi menfaatlerine halel getirmediği ölçüde saygı göstermektedir. Ülkede yaşanan hukuk ihlallerine kayıtsız kalan, ses çıkarmayanlar, bugün gelinen noktada en sert eleştirileri dile getirmektedir. Yaşanan süreç, ülkemizdeki çifte standardı yüzümüze vurmuştur. Dün kahraman ilan edilen, sırtı sıvazlananlar bugün yerden yere vurulmaktadır. Dün subay, akademisyen, gazeteciler sabahın erken saatlerinde gözaltına alınırken tepki göstermeyenler, işin ucu kendilerine dokununca veryansın etmektedir. Yargı önünde herkes eşittir. Kimsenin imtiyazı yoktur. Bağımsız yargı, adalet, hukuk, vicdan herkese lazımdır." PM(YK/İD)