ANAYASA Mahkemesi'nin, Mustafa Balbay ve BDP'li 4 ve 1 bağımsız milletvekilinin tahliye edilmesini sağlayan kararlarından sonra Diyarbakır'daki avukatlar özellikle KCK davalarından 3 yılı aşkın süreden bu yana  tutuklu yargılanan belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyesi 243  müvekkilleri için aynı başvuruda bulunmak için hazırlığa başladı. 
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, avukatların anayasa mahkemesine başvurmaya hazırlandığını ve böylelikle Anayasa Mahkemesi kararlarını içtihat olarak yorumlamayan özel yetkili mahkemeler nedeniyle Anayasa Mahkemesi'nin iş yükünün artacağını söyledi. Yeniden yargılanma yolunun açılması ile ilgili konuşan Baro Başkanı Elçi, yeniden yargılanma yolunun açılması durumunda buna DGM'lerdeki yargılanmalarında dahil edilmesi gerektiğini söyledi. 
Anayasa Mahkemesi'nin, uzun tutukluluk ve seçilme haklarının ihlal edilmesi üzerine tutuklu bulunan milletvekillerini bireysel başvuruları üzerine tahliye edilmelerini sağlayan kararlar vermesi, onlarla birlikte aynı dosyalarda tutuklu yargılanan sanıkların avukatlarını harekete geçirdi. KCK davalarından 3 yılı aşkın süreden bu yana yargılanan belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyelerinin avukatları ilk etapta 'seçilmiş' sanıklar için Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklarını bildirdi.
Avukatların halen tutuklu yargılanan Belediye başkanı, Belediye ve İl genel meclis üyelerinden oluşan 243 kişi için bireysel başvuru yapacağı belirtildi. Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay ve Diyarbakır merkez Kayapınar İlçesi Belediye Başkanı Zültüf Karatekin için başvuru yapılırken, diğer sanıkların avukatlarının da önümüzdeki haftadan itibaren başvuru yapacakları ifade edildi.
"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER SORUNU ÇÖZMEK İSTEMEDİ"
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, her avukatın seçilmiş müvekkili ile ilgili Anayasa Mahkemesi'ne başvuru hazırlığı yapmaya başladığını anlatırken şöyle konuştu;
"Özel yetkili ağır ceza mahkemeleri ne yazık ki bu sorunu bir türlü çözemedi, daha doğrusu çözmek istemedi. Durumu bir krize dönüştürdü. Anayasa Mahkemesi geçen yıl azami tutukluluk süresi ile ilgili bir karar vermişti. Onu dikkate almadı. Balbay kararı çok önemliydi onu dikkate almadı. Suçun niteliği, dosyanın karmaşıklığı, sanık sayısının fazlalığı ne kadar karmaşık olursa olsun 3 yılı geçen tutukluluk süresinin makul, haklı olmayacağını mahkeme kararında belirtmişti. Şu anda özel yetkili ağır ceza mahkemesinde en karmaşık suçlar bakımından 3 yılı aşkın tutukluluk süreleri insan haklarına ve anayasaya aykırıdır. Dolayısıyla 3 yılı tutuklunun süresini aşan herkesin anayasa mahkemesine başvurarak kendi lehinde bir tespit kararı çıkararak ilgili mahkemeye başvurarak tahliyesini isteme imkanı ortaya çıkarabilir."
"ANAYASA MAHKEMESİ, GÜVENCE OLUŞTURUYOR" Baro Başkanı Elçi, Mustafa Balbay kararı çıktıktan sonra diğer BDP'li milletvekillerin başvuru yapmasına gerek olmadığını, yüksek mahkemenin standart ve içtihat oluşturduğunu ve bütün mahkemeler artık bu standarda uygun şekilde kararlarını oluşturmak durumunda olduğunu söyledi. Elçi, özellikle tutuklu milletvekili konusunda  özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin amaca uygun ve iyi niyetli bir yorumlama yapmadıklarını savunurken, şöyle devam etti:
"Böyle olunca herkes Anayasa Mahkemesi'ne giderek kendisi için bir tespit kararı çıkarmak zorunda kaldı. Bu durum Anayasa Mahkemesi'nin işini de zorlaştıracak. Türkiye'nin geldiği bu koşullarda özellikle hukuk güvenliği ve yurttaşların özgürlüğü bakımından Anayasa Mahkemesi çok önemli bir güvence, hukuk güvenliği işlevi görmeye başladı. Dolayısıyla yargının da Anayasa Mahkemesi'ne yardımcı olması gerekiyor. Oraya yoğun başvurular yapılacağı anlaşılıyor. Anayasa Mahkemesi, geçmişte AİHM'in yaptığı gibi ulusal düzeyde hukukun önünü açan insan haklarını güçlendiren kişi özgürlüklerini güçlendiren konum aldı. Yoğun başvurular üzerine Anayasa Mahkemesi iş yükü altında ezilecek, hantallaşacak ve dinamik yapısını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Bunun sebebi mahkemeler olacaktır. Mahkemeler Anayasanın ortaya koyduğu standartlara uygun yargılama yaparsa zaten vatandaşında anayasayı meşgul etme durumu olmayacaktır."
"YENİDEN YARGILANMA DGM'LERİ DE KAPSAMALIDIR" Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, yeniden yargılanmanın yolunun açılması ile ilgili bir soru üzerine bunu ilkesel olarak doğru bulduğunu anlattı. Elçi, bu sorunun sadece özel yetkili mahkemeler ile başlamadığını, Balyoz ve Ergenekon davalarında ortaya çıkan bir sıkıntı olmadığını, DGM'ler döneminden bu yana görüldüğünü söyledi. Elçi, "DGM'lerde yargılanıp haklarında en ağır cezalar verilen binlerce insan var. Öneriyi ilkesel olarak doğru bulmak ile birlikte yetersiz buluyorum. DGM'leri de kapsayacak şekilde gerçekten yeniden yargılamanın önünün açılması gerekiyor. Aksi taktirde sadece Balyoz ve Ergenekon ile sınırlı ve onları kurtaracak bir çözüm arayışı gibi algılanır ki bunun toplamda yansıması ve meşruiyeti sıkıntı olur" dedi.