ALTAYLI, "Ben bırakırsam ne olur? Ben bu çocukların ev taksitlerini biliyorum, masraflarını biliyorum. Benimle kader birliği yapmış 400 arkadaşımın sıkıntılarını nasıl karşılayacağım? Benim yerime Mehmet geldi. Ben bu arkadaşla çalışmam dedi. 400 tane onurlu, şerefli, düzgün gazeteci işsiz kalmayacak mı? Yoksa elbette bırakmak kolay. Ayrıca bırakmak istemediğimi nereden biliyorlar? Onun da mı kaydı var" diye sordu. "NEDEN BAŞBAKANIN UÇAĞINDA YOKUM"

Altaylı, "Madem ben bu kadar uslu çocuğum neden başbakanın uçağında yokum? Bunu soruyorlar mı? Başbakan'ın katıldığı program için teklif benden gelmedi. Programın içeriği için değil yaptığım için pişmanlığım var. O teklif onlardan geldi. Orada istifa edebilirdim. Belki de etmeliydim. 'Herkese alkolik diyemezsiniz dedim.' Size oy veriyorlar bazıları dedim. 'Bana oy veriyorlarsa alkolik değiller' dedi. 'İki ayyaş' derken Atatürk ve İnönü'yü mü kastediyorsunuz dedim. 'Hayır' dedi. Hiçbirimizin birbirimizden farkı yok. Hepimize baskı var. Özel sohbetlerimizde bunları birbirimize ifade etmiyor muyuz. Medyaya baskı nedir başka türlü? Rica ederiz bunları kullanmaz mısınız mı diyorlar sanıyorlardı. Ben kürsüden fırça yerken neden kimse arayıp sormuyordu? Ben kürsüden fırça yiyorum suçlu oluyorum" diye konuştu. "KİMSE DE BANA RUHUNU ŞEYTANA SATMIŞSIN DİYEMİYOR"

Altaylı, "Bu olayların devamı da gelecektir. Ben namuslu bir gazeteci olarak bugünlerin elverdiği oranda elimden geleni yaptım. Ama ağırıma gidiyor. Aileme hakaret ediyorlar, bana hakaret ediyorlar. Ben hiçbir şeyimi gizli yapmam. Gezerim, yerim, içerim. Ben buyum. Herhalde Türkiye'de 20 onurlu gazeteci varsa onlardan biriyim. Kimse de bana ruhunu şeytana satmışsın diyemiyor. Ben de satılık hiç bir şey yok" dedi HT (ET)