MEDYAYA sürekli bir baskının olduğunu yineleyen Altaylı, "Bu İktidarların güçleri ile paralel olmuştur her zaman. Bize her zaman bir müdahale var. Bu mesleği 32 senedir yapıyorum. 32 senedir her zaman, müdahale etme girişimleri, çabaları olmuştu. Bu iktidarların güçleri ile paralel olmuştur her zaman. Yani iktidar güçlendikçe, müdahale artmıştı. İktidar zayıfladıkça veya koalisyon hükümeti olunca, bu müdahaleler farklı boyutlarda olmuştu. Fakat iktidarın gücü artıp da bu gücü de kaybetmeyeceği yönünde bir izlenim oluşunca, bu baskı giderek daha fazla. Dünyanın her yerinde de vardır. Ben hep şunu söylüyorum: Evet bu baskı var. Bu baskılar herkese var. Gazeteci olarak bana kızıyorlar. Ben bunu bu gazeteye ne kadar yansıttım? Bu gazete bugün bu kadar çok fırça yiyorsa, iktidardan, şundan… Bu gazete çünkü yaramazlık yapıyor. İstediklerini yapmamış ki telefonlar geliyor. Rıza Zarraf'ı kimse tanımazken, bir şoförünü manşet yapıyorsak daha 17 Aralık yok. Demek ki biz boyun eğmemişiz. 'Uçtu uçtu altın uçtu manşetimiz' 17 Aralık'tan önce... Hemen hemen 4 ay önce yazmışız" dedi. "O ANKETLE İLGİLİ BANT KONUŞMASI"

Anketle ilgili bant konuşması üzerine Altaylı şöyle konuştu:

"O anketle ilgili bant konuşması benim Fatih Saraç'la o gün yapmış olduğumuz 3 ayrı konuşmanın ustalıkla montajlanması. Türkçe'nin akışına uygun mu manipülasyon yapayım sözü? Şurası doğru. Kararsızların dağıtımıyla ilgili konuşurum diyorum. Tuhaf olmaz olur mu, aşırı tuhaf ama bu benden kaynaklanmıyor. Sen de gazetecisin yaşıyorsundur. Telefonda hı hı der geçersin. Direndim işte, değiştirmedim ki aynen koydum anketi. Hadi ben yalan söylüyorum. Diğer anketlerle karşılaştırsınlar. Ben, eğer o ankette değişiklik yapsaydım bırakırdım bu işi. Herkes biliyor kimin neye ne kadar direndiğini. Bugün medyadaki herkesin konuşmaları ortaya dökülse ben bir yandan çok üzüleceğim, bir yandan da sevineceğim çünkü herkesin bunları yaşadığı görülecek" "BAŞBAKANLA BİR KERE KONUŞTUM"

Başbakan Erdoğan ile bir kere görüştüğünü belirten Altaylı, "Ben hayatta başbakanla bir kere konuştum kayınpederim öldüğünde. Kimin kimi arayacağına ben mi karar vereyim? Bu olay aynen böyle yaşanmış bir olaydır. Bu haber çıktı gazetede. Her başlığı görmem mümkün değil. Bir çocuğu hastane hastane dolaştırmışlar. İsyan eden bir babanın lafı başlığa çıkarılmış. Bu haber olunca Fatih Saraç'ın sözü üzerine bizde kötü niyet olmaz, arkadaşlar haberi okutmak için böyle bir başlık atmışlar dedim. Kayıtların tamamı yayınlansa benim ne dediğim anlaşılacak. Bu çocukları ben tanıyorum, gazetecilik heyecanıyla yapmışlar diyorum. Sağlık Bakanı'nı ararım diyorum. Nitekim aradım. Bunu bir komplo olarak algılamayın diyorum. Ben işten atmadım ama daha sonra bu arkadaşlar daha üst otoriteler tarafından işten atılmış. İsyan etmekten başka ne yapabilirsin" diye konuştu. "ÇOK MUTLU OLACAKLARSA İSTİFA EDEYİM"

Gazetecilik mesleğini devam ettirmek için istifa etmediğini söyleyen Altaylı, "Çok mutlu olacaklarsa istifa edeyim. Ne için yerimde duruyorum. Gazetecilik için. Her şeye rağmen bir nebze habercilik yapmak için. Her dediklerini yapsak niçin fırça yiyelim? Bizim ne pahasına, ne haberler yaptığımızı bilmediğimiz için bizi şerefsiz ve haysiyetsiz sanıyorlar. Ben her şeye rağmen o haberleri yapabilmek için buradayım. Birileri birilerine tecavüz ediyor. Tecavüze uğrayanı suçlu göstermekten amaç nedir? Anladığım kadarıyla beni konuşmayı seviyorlar….. Ben şimdi desem ki ben artık Habertürk'te yeme içme mevzusu yazacağım desem bu istifa mı olur? Tapeler yayınlanmadıkça yaşananları kimse bilemez. Hangi gazeteci abi şahane gazetecilik yapıyorum, istediğimi de yazıyorum diyebilir. Ben hiç mutluyum dedim mi?" dedi. "MEDYANIN BAŞINDA SADECE HAVUZCULAR MI OLSUN?"

Altaylı, "İstifa et istifa et. Ne olsun, medyanın başında sadece havuzcular mı olsun? Ben ne cemaatçiyim, ne hükümetçiyim. Ne yaşam tarzımın bunlarla alakası var? O yüzden muhalefet partileri niye var. Nasıl olsa iktidar olamıyorlar. Kılıçdaroğlu da bıraksın gitsin. Ben zorluklara rağmen bu gazeteyi yapmaya çalışıyorum. Gidelim yerleşelim bir balıkçı köyüne. Hayatımda benle muhatap olmasını istemediğim insanlarla da muhatap olmam. Sen mutlu musun Cüneyt? Ortada başka bir hedef var. Ben de arada meze olarak kullanılıyorum. Tüm arkadaşlarım bilirler ben bu baskılara karşı direniyorum. Beni bu gazeteden ötürü yargılasınlar. Adam kovmuşum? Ben kimseyi kovmadım. O arkadaşları sonuna kadar savundum" şeklinde konuştu. HT (ET)