AVRUPA Birliği Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı Stefano Fantaroni, Türkiye'de basın ve medya özgürlüğü ile ilgili ciddi endişelerinin bulunduğunu belirterek, "Türkiye'deki büyük medya kuruluşları büyük şirketlerin elinde ve bu şirketlerin hükümet ile bir şekilde iş ilişkisi söz konusu. Bir diğer sebep de basında çok yaygın şekilde gördüğümüz kendi kendine yönelik sansür mekanizması" dedi.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşarı Stefano Fantaroni, 'Avrupa İnsan Hakları Film Günleri' kapsamında Bursa Çelik Palas Oteli'nde basın mensupları ile biraraya geldi. Gezinin içeriği ile ilgili bilgi veren Fantaroni, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 'Türkiye'nin ekonomik olarak insan hakları, basın özgürlüğü, kişisel özgürlükler bağlamında AB kriterlerini yerine getirebilecek durumuna Brüksel inanıyor mu? Başbakan'ın söylediği 'AB'den bıktık, Şangay'a alın da kurtulalım' sözü Brüksel'de nasıl algılandı?' yönündeki sorulara yanıt veren Fantaroni, basın özgürlüğü ve insan hakları ile ilgili detayların ilerleme raporunda kapsamlı olarak yer aldığını hatırlattı.  Türkiye'de basın ve medya özgürlüğü ile ilgili olarak ciddi endişelerinin bulunduğunu kaydeden Fantaroni, şöyle konuştu:
"Bunun da iki temel sebebi var. Bunlardan bir tanesi medyanın mülkiyeti ile ilgili. Bildiğiniz üzere Türkiye'deki büyük medya kuruluşları büyük şirketlerin elinde ve bu şirketlerin hükümet ile bir şekilde iş ilişkisi söz konusu. Bu da gazetecilerin basın özgürlüğünü kısıtlar nitelikte etki yaratıyor. Bir diğer sebep de, basında çok yaygın şekilde gördüğümüz kendi kendine yönelik sansür mekanizması. Bunun da sebebi resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalar ve yargının mevzuatı uygulamaya yönelik yaklaşımı. Örneğin bir gazeteci, siyasetçiyi eleştirmek istediği zaman tabiki buna yönelik bir dava açılacağını biliyorsa, bu eleştiriye yapmasına yönelik tavrını değiştirmesine neden oluyor."
'ŞANGAY KONUSU NATO TARAFINDAN DEĞERLENDİRİLMELİ' 
Şangay İşbirliği Örgütü ile ilgili konunun AB tarafından değil de Nato tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirten Fantaroni şöyle devam etti:
"Şangay İşbirliği Örgütü, herşeyden önce güvenlik örgütü. Bu sebeple Şangay İşbirliği Örgütü'nde yer almak, Nato ile üye olmakla uyumlu olmayacaktır. Ben AB bakış açısından şunu söyleyebilirim: Şangay İşbirliği Örgütü ile iyi olan ülkeler demokrasi, insan hakları ve özgürlükler alanında AB'nin görüşlerini paylaşan ülkeler değillerdir. Anladığım kadarıyla Türkiye ileri bir demokrasi haline gelmek isteyen bir ülke ve bu ilkeleri paylaşmayan ülkelerin olduğu örgüte girerek nasıl olabileceğini ben anlayamıyorum."