AB Türkiye Delegasyonu, 9 Mayıs Avrupa Günü kutlamalarını Anadolu’ya da yaymak amacıyla "Avrupa Birliği Yolda" sloganıyla aralarında Mersin’in de bulunduğu 6 ile tanıtım gezisi düzenledi. Bu kapsamda bugün Mersin’e gelen AB TIRI ve delegasyon temsilcileri, Cumhuriyet Meydanı’nda öğrencilerle buluştu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi koordinasyonunda Cumhuriyet Meydanı’nda kurulan platformda, müzik ve eğlence gösterileri yapılırken, kadınlar, gençler ve KOBİ’lere yönelik çeşitli AB fırsatlarının, programlarının tanıtılması için aktiviteler de düzenlendi. Renkli görüntülere sahne olan etkinlikte, özellikle çocuklara yönelik animasyonlar, yarışmalar gerçekleştirilirken, kurulan masalarda da AB TIRI görevlileri çocukların yüzlerini boyayarak, karikatürlerini çizdi.
AB TIRI’nın açılış etkinliğine Mersin Vali Yardımcısı Ahmet Hikmet Şahin ile AB Türkiye Delegasyonu Birinci Müsteşar, Mali İşbirliği, Kurum Oluşturma ve Sivil Toplum Bölüm Başkanı Erwan Marteil de katıldı. Marteil, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, amaçlarını anlatarak, AB ve Türkiye’nin üyeliği konusunda bilgi edinmelerini istedi.
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Marteil, 9 Mayıs’ta Ankara’da yaptıkları kutlamanın yeterli olmadığı düşüncesiyle yola çıktıklarını ve bu çerçevede Erzurum'dan başlayarak, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mersin, Adana ve Kayseri'yi kapsayan tanıtım gezisi düzenlediklerini belirtti. Türkiye’nin AB’ye üyeliği son derece önemli bir konu olduğunu vurgulayan Marteil, amaçlarının Avrupa’yı anlatmak, halkı AB konusunda bilgilendirmek ve herkesin sorularını dinleyip cevap vermek olduğunu kaydetti.
“ÜYELİK SADECE SİYASİ KONUDAN İBARET DEĞİL”
Bir basın mensubunun Türkiye’nin üyeliği konusunda AB ülkelerinin ayak diremesi nedeniyle Türk Hükümeti ve Türk halkının bakış açısında bir değişiklik olduğu yönündeki görüşlerini sorması üzerine Marteil, üyeliğin sadece siyasi konudan ibaret olmayan, birçok başka boyutu bulunan çok geniş bir süreç olduğunu söyledi. Üyeliğin bir de ekonomik boyutu bulunduğuna işaret eden Marteil, “Türkiye Gümrük Birliği’nin üyesi ve AB’ye ekonomik anlamda entegre olmuş bir ülke. Türkiye’nin ihracatının yüzde 40’ı AB ülkelerine gerçekleştiriliyor. Bu da tarımda, sanayide, hizmet sektöründe çalışanların ürettiklerinin aslında ihracat yoluyla AB’ye gittiğini gösteriyor. Yine Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı şirketlerin 15 bini Avrupa ülkesidir. Türkiye’ye yapılan yabancı yatırımların yüzde 70’i de AB ülkeleri tarafından gerçekleştiriliyor. Türkiye’den ERASMUS Projesi kapsamında her yıl yurt dışına giden 50 bine yakın öğrenci var, Türkiye’ye gelen öğrenci sayısı da 3-4 bin civarında. Türkiye’de yapılan çok sayıda proje AB’nin destekleriyle gerçekleştiriliyor. Yönetim alanında reformlar, STK’lara destek, adalet alanında reformlar, tarım destekleri, tarım reformları, bölgesel gelişme, enerji santralleri, arıtma tesisleri konusunda ortak çalışıyoruz ve bütün amacımız Türkiye’nin AB’ye katılımı sürecinde ülkenin modernleşmesini sağlamak. Ne yazık ki, bu ekonomik, toplumsal ve bütün bu programlara yönelik projeler hiç ifade edilmese de sessizce gerçekleştirilerek, Türkiye’yi AB’ye daha çok yakınlaştırıyor” dedi.
“HAZİRAN SONUNDA BİR FASLIN DAHA AÇILMASINI UMUT EDİYORUZ”
Konunun siyasi boyutunu da değerlendiren Marteil, gerek Avrupa’da gerek Türkiye’de çok sayıda politikacının her zaman çok da olumlu olmayan açıklamalar yaptıklarına dikkat çekti. “Ama unutulmaması gereken çok önemli bir nokta daha var” diyen Marteil, katılım sürecinin son derece geniş bir süreç olduğunu ve müzakerelerin de devam ettiğini vurguladı. Marteil, şunları söyledi: “Hiç kimse ne Türkiye tarafından ne AB tarafından bu müzakerelerin sonlandırılacağına dair bir açıklama yapmamıştır. Müzakereler devam etmektedir. Yine önümüzdeki birkaç ay içinde birkaç daha gelişme olacak ki, bu da durumu daha geliştirecek. Bildiğiniz gibi müzakereler fasılların teker teker açılmasıyla gerçekleştiriliyor. Ve Haziran sonundan önce bir faslın daha açılmasını umut ediyoruz. Bunlar da yine konuşulması gereken güzel haberlerdir. Haberlerde her zaman kaçırılan trenden, kaza yapan trenlerden söz ediliyor ama hiç kimse vaktinde varan trenden söz etmiyor. Bugün bunu anlatmak için burada bulunuyoruz.”
