Özgür ALTUNCU-Özkan ARSLAN/İSTANBUL, () ÇATI aday Ekmeleddin İhsanoğlu Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında kullanacağı slogan ve materyalleri bugün  bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı.

Çırağan Sarayı'nda saat 11.30'da başlayan toplantıya eşi Füsun gelini Başak ve Oğulları Orhan ve Aziz İhsanoğlu'yla birlikte gelen İhsanoğlu için bir tanıtım filmi gösterildi. Buğday tarlası şeklindeki Türkiye Haritası üzerine 'Ekmek için Ekmeleddin' sloganının yazılı olduğu kürsüye çıkan İhsanoğlu uzun bir konuşma yaptı. Medyadan çok sayıda üst düzey yönetici, köşe yazarı ve gazetecinin hazır bulunduğu salona konuşan İhsanoğlu sık sık 'Aziz' hitabını kullandı.

TÜRKÇE BESMELE VE FATİHA SURESİNİN TÜRKÇE MEALİYLE BAŞLADI
Konuşmasına Türkçe Besmele ve Fatiha süresinin Türkçe mealini okuyarak başlayan İhsanoğlu,Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken, İçerde huzura, birliğe ve dirliğe dışarda itibarını korumaya, komşularıyla ihtilaflarını çözmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu söyledi.

HER PARTİYE EŞİT UZAKLIKTAYIM
Kendisine MHP ve CHP'nin adayı olduğu şeklinde eleştiriler yöneltildiğini söyleyen İhsanoğlu, " Hayır efendim... Ben MHP ve CHP dahil, AK Parti, HDP, Saadet Partisi, Demokrat Parti (DP), Demokratik Sol Parti (DSP), Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) seçmenlerinin; tüm Türkiye'nin Cumhurbaşkanı adayıyım. Hiçbir partiye, diğer partiden daha yakın veya uzak değilim" dedi.


SIKMA BAŞ DENİLMESİNE İTİRAZ ETTİM
Elinde bir avuç tohum olduğunu ve bu tohumları vatan denilen tarlaya ekmek istediğini söyleyen İhsanoğlu, "Ben bu tarlaya sevgi ekmek istiyorum. Sevgi ekeyim ki, sevgi filizlensin. İnsanlarımız kavga etmesin. Herkes kendi kampına çekilmesin. 28 Şubat'ta gencecik kız çocuklarına 'sıkma baş' diye bağıran ceberrut bir devlet vardı. Ben buna karşı o kız çocuğunun yanında durdum. Makamım elimden alındı, kürsüm kapatıldı. Bu bedeli ödedim. Çünkü ben idealist bir öğrencime 'sıkma baş' diye hakaret ettirmem, okuma hakkının elinden alınmasına izin vermem" diye konuştu.

ÇAPULCU DEDİRTMEM
Gezi olayları sırasında binlerce gencin sokaklara çıktığını hatırlatan İhsanoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dün nasıl gençlerimizin yanındaydım, bugün de gençlerimizin yanındayım. Ben talebelerime, gözlerinden sevgi fışkıran gençlerime çapulcu dedirtmem. Bir Türk çocuğuna, bir insan evladına böyle hakaret edilmesine izin vermem."

ALİ İSMAİL'İ ANDI
Konuşmasının bu bölümünde geçtiğimiz yıl bugün öldürülen Ali İsmail Korkmaz'a değinen İhsanoğlu, " Ben bir daha bu acıların yaşanmaması için bu yola çıktım. Onun da, tüm kaybettiğimiz canların da ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun" dedi.

KADIN SORUNU…
Kadınların Türkiye'de her alanda sorunlarla karşılaştığını belirten Ekmeleddin İhsanoğlu, "Türkiye'de ne siyasette ne de istihdamda hakettikleri noktaya gelebildiler. Halen çocuk gelinlerde dünya üçüncüsü, kadın cinayetlerinde yine üst sıralardayız. Ben kadınlarımızın tüm hak ve hürriyetleriyle yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum" dedi.
HUKUKA SAYGI...
Türkiye'ye ekeceği ikinci tohumun saygı olduğunu söyleyen İhsanoğlu, "Hükümleri hukuk versin. Hukuka herkes güvensin. Hiç kimse adaletten daha üstün değildir. Suçu ispatlanmadıkça hiç kimse suçlu değildir. O halde adalete saygılı, muhalefete saygılı, farklı fikirlere saygılı, hükümete saygılı, toplumun her kesimine saygılı olmak için de tarlaya saygı ekmemiz gerekecek. Dolayısıyla diyorum ki; Saygı ekmek için verin elinizi" diye konuştu.

DİRLİK TOHUMU
Ekeceği bir diğer tohumun Dirlik adını taşıdığını söyleyen Ekmeleddin İhsanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne demek dirlik? Dirliğin çok anlamı var. Dirlik bizim varlığımız demek. Dirlik bir insanın sağlığı, huzuru, mutluluğu, güveni demek. Fertleri dirlik içinde bir toplum, topyekün dirlik içindedir. Oysa hepimiz borçluyuz. Bütün Türkiye borçlu. Hem devlet borçlu, hem millet borçlu. Millet borçlu derken şunu da ayırmak gerek: Zenginin borcu olabilir ama zenginin borcu olsa da çocuklarının eğitimi aksamaz, sofrada bal kaymak eksik olmaz."

YOKSULLUKLA MÜCADELE
Nereye gitse duyduğu tek şeyin faizli borçluluk olduğunu söyleyen İhsanoğlu, "Diyeceksiniz ki Cumhurbaşkanlığı, icra makamı değildir. Vatandaşın borcundan Cumhurbaşkanı'na ne? Cumhurbaşkanının icra yetkisi yoktur ama icrayı elele vermeye çağırma yetkisi ve pozisyonu vardır. Büyük kararlar, büyük mutabakatlarla verilir. Türkiye'nin en yoksul kesimini bir basamak yukarı çıkartmak, çok büyük bir siyasi mutabakat meselesidir. Zordur ama imkansız değildir. Eğer AK Parti'lisi, CHP'lisi, MHP'lisi, HDP'lisi el ele verirse, bu devasa sosyal yaraya çözüm üretilir. Bunun için herkesin elini taşın altına koyması gerekir" şeklinde konuştu.

TÜRKİYE GERİLEDİ...
Türkiye'nin 2000 yılında dünyanın 18'inci ülkesi, 2014 yılındaysa 19'uncu ülkesi olduğunu bir basamak gerilediğini belirten İhsanoğlu değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"14 yılda gelirimiz artmış mı, artmış. Ama tüm ülkelerin artmış. Herkesin artmış... Bizim de artmış ama diğerlerinden daha fazla artmamış. Biz büyük bir devletiz, büyük bir milletiz ve potansiyelimizin altındayız. Bunca gencimiz var bizim. Bu gençler kahve köşelerinde ömür tüketiyor. Bu gençlerin aklını fikrini bilime, sanayiye, bilgisayara kanalize edemiyoruz. Bunun sonunda ne oluyor?"

ATATÜRK VURGUSU
Elindeki son tohumun Birlik tohumu olduğunu söyleyen İhsanoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Çok uzun zamandır hep birlikte sevinemiyoruz. Hep birlikte sevinemeyen bir ülke, ülke olma vasfını yitirmeye başlar. Barajlarımız, tüp geçitlerimiz, yollarımız hepimizin vergisiyle yapılıyor; hepimizin alın teriyle, mühendislerimizin bilgi birikimiyle yapılıyor. Ama bunun için bile ortak bir sevinç yaşayamıyoruz. Bu konuda bile bir ikilik, bir yarış, 70 sene önceki hükümetlerle anlamsız kıyaslamalar arasında kayboluyoruz. Dış dünyaya gelince. Büyük Atatürk'ün sözünü her yere yazıyoruz: Yurtta Sulh, Cihanda Sulh... Ama uygulamada ne kadar başarılı olduğumuz şüpheli. Hep şunu düşünürüm: Atatürk şu anda yaşasa ne yapardı? Atatürk şartlara göre en akılcı çözümleri üreten bir liderdi. Tarihsel bulgular eşliğinde şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, Atatürk şu anda yaşasa Orta Doğu, Kafkaslar ve Balkanlar'da barış ve refah için büyük bir işbirliğinin temelini çoktan atardı."

ÖRNEK ÜLKE OLMALIYIZ
Kendisinin hem Türkiye'de, hem dünyada insanları birleştirmekten yana olduğunu söyleyen İhsanoğlu, "Cumhurbaşkanı olduğumda, Türk milletinin yüce menfaatlerini en üstte tutarak, milletimizin birliğini sağlayacağım. Hem İslam dünyasına, hem tüm dünyaya örnek bir ülke olmamız hedefim. Dolayısıyla diyorum ki; Birlik ekmek için verin elinizi" diye konuştu.

SEÇİM KAMPANYASINDA EŞİTSİZLİK ELEŞTİRİSİ
1 ay sonra Türkiye önemli bir seçim yapılacağını hatırlatan İhsanoğlu, "Ama bizim elimizde bu masraflı seçimi finanse edecek kaynak yok"dedi. İhsanoğlu eleştirisini, "Bir rakibimiz hem iktidar olmanın getirdiği avantajla, hem de bizzat Başbakanlığın imkanlarıyla bolluk içinde bir kampanya yapacak. Bazı medya kanallarında -Aman Ekmel Bey'i aciz gösterin, dili sürçer bir hata yaparsa bunu abartın, iyi bir söz söylerse görmezden gelin- gibi kararlar dolaşıyor. Gizlisi saklısı yok, gözümüzün önünde oluyor bunlar. Bu ahval içinde güvendiğim tek şey var... O da Türk milletinin eşsiz bilgeliği ve derin sağduyusu" diye sürdürdü.

NEDEN EKMEK SLOGANI
Seçim sloganında ekmeği kullanmasının sebebini de açıklayan İhsanoğlu " Milletimizin kültüründe çok kutsal kavramlar vardır. Bunların başında kitap gelir. Kitap bizim için çok kutsaldır. Biz kitap diye Kuran-ı Kerim'e deriz. En kutsalımız Kuran'ımızdır. Bir başka kutsalımız bayrağımızdır. Bayrağımız bizim canımızdır, kanımızdır, bu vatanın tapu senedidir. Bir başka kutsalımız da ekmektir... Ekmek bizim için çok kutsal bir kavramdır. Ekmek fırından aldığımız ekmekten daha öte bir şeydir. Ekmek dirlik demektir, tüten ocak demektir. Ekmek alın teri, emek demektir... Ekmek şerefimiz, namusumuz demektir. Kitabımıza, bayrağımıza, ekmeğimize sahip çıkarız.Ben Mehmet Akif Ersoy'un manevi dergahında büyümüş bir gurbetçi çocuğuyum. Ekmeğin önemini çok iyi bilirim. Hepimiz ekmek kavgası içindeyiz, taksicisi, simitçisi, tornacısı, garsonu, mevsimlik işçisi... Hepimizin derdi ekmek" şeklinde konuştu.

FİLİSTİN VURGUSU
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği yaparken, çok zulüm, çok mazlumluk gördüğünü söyleyen Ekmeleddin İhsanoğlu konuşmasını şu şekilde tamamladı:
"Çocukların hayatı kurtulsun diye, en zor şartlarda arabuluculuklar yaptım. Sonuçta Filistin'in tarihinde Devlet Nişanı alan ilk ve tek Türk'üm. Ne mutlu bana... Milyonlarca masum bebenin karnının doymasına vesile oldum, yüz binlerce insanın mezhep savaşlarında hayatta kalmasına vesile oldum. Aldığım hayır duaları için ne mutlu bana. Yüce Allah'ıma hep dua ederim: Vatanımın tüm evlatlarını, kendi öz evlatlarımdan ayırmayacak bir adalet duygusu ver bana diye. İyilik herkesin hakkı. İyi eğitim, iyi bir hayat herkesin hakkı. Çoluğun çocuğunu mürüvvetini görmek herkesin hakkı. Torun sevmek herkesin hakkı.
Bu topraklarda artık sadece sevgi ekelim, sadece saygı ekelim, sadece nezaket ekelim ki bu topraklar daha nice Yunuslar'a, Mevlanalar'a, Nazımlar'a, Hacı Bektaş Veliler'e, Akif'lere vatan olsun. Çünkü ne ekersek onu biçeriz.
Güzellikleri ekmek için, Türkiye'min emrindeyim efendim."


(FOTOĞRAF)