Ankara'da emeklilerin sorunlarına ilişkin bir toplantıda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ayakkabılarını atan Yunus Emrah Sermet (29) Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin ardından serbest bırakıldıktan sonra İstanbul'daki ailesinin yanına döndü. Kılıçdaroğlu'nun, "Ruh sağlığı yerinde olmayan bir arkadaş" dediği Sermet'in protestosunun altından ise bir dram çıktı. İddiaya göre; protestocunun babası Reşat Sermet, 8 Mayıs'ta CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak'ın kardeşi Bülent Toprak'ın Kocaeli Dilovası'ndaki Çavkim Kimya Fabrikası'nda işe girdi. Emekliliğine 1.5 yıl vardı. İşveren sigorta yaptıklarını söyledi. 30 tonluk yağ kazanı yapımına başlayan Sermet, 12 Haziran'da yaşanan patlamada ağır yaralandı. 37 gün yoğun bakımda kaldı. Sigortasız çalıştırıldığı ortaya çıktı. Baba taburcu olurken savcılık soruşturma başlattı. Bülent Toprak, iki kez babanın evine geldi. "Sana sigorta yapıp evinizi alacağım. Yeter ki bu olay basına yansımasın. Ben zarar görürsem siz de görürsünüz" dedi. Ancak verdiği sözleri tutmadı. Protestocu, o günden beri çalmadık kapı bırakmadı. Sonunda da Kılıçdaroğlu'na ayakkabı fırlattı.

AYYAKABI 300 DEĞİL, 30 LİRA

Yunus Emrah Sermet yaşadıklarını şöyle anlattı: "Olanları Kılıçdaroğlu'nun özel kalem müdürünü arayarak anlattım. Sürekli oyaladılar. CHP'nin internet sitesinden Kılıçdaroğlu'nun programını öğrendim. Elimi kolumu sallayarak salona girdim. Arkaya oturdum. Kılıçdaroğlu'nun basın danışmanına iki kez görüşmek isteğimi söyledim. "Tamam" dedi. Görüşemeyeceğimi anlayınca sinirlerime hakim olamayıp ayakkabılarımı çıkartıp fırlattım. Asıl amacım kendimi yakmaktı. "Babam yandı ben de yanayım" dedim. Bizi mağdur ettiler. Babam yatalak kaldı. Hakkımızı yediler. Kılıçdaroğlu "Ayağındaki ayakkabılar 300 lira" demiş. Ben bu ayakkabıları 30 liraya aldım. Kimseden sadaka değil, babamın özlük haklarını istiyoruz.

Reşat Sermet: "7 aydır yatıyorum. Fabrikada 30 tonluk yağ kazanının etrafına duvar örüyordum. Kaza saatinde herkes çay arası verirken ben çalıştım. Bir anda patlama oldu. Tutunduğum kablo kopunca alev topunun içine düştüm. Can havliyle 3 metre atlayarak kendimi yola attım. Nasıl hayatta kaldım bilemiyorum. Beni basın duymasın diye tehdit ettiler."