CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, yeni anayasa değişikliğiyle Türkiye'de rejim değişikliğine gidildiğini iddia ederek, uzlaşma aranmamasının milli egemenliği tehlikeye sokacağını iddia etti.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, yeni anayasada aceleci davranıldığını söyleyerek, iktidarı ayıplı malı kargaşada satmaya çalışan tüccara benzetti. Yeni anayasa teklifinde, cumhurbaşkanının aynı zamanda iktidar partisinin de genel başkanı olacağını söyleyerek, milletvekillerinin sağduyulu davranması gerektiğini kaydetti.
Deniz Baykal, TBMM'deki yeni anayasa görüşmelerinde partisi adına konuşma yapıyor. Yeni anayasa için aceleci davranıldığını belirten Baykal, Olağanüstü Hal döneminde anayasa değişikliklerinin yapılamayacağını savundu. İşte Başkal'ın o sözleri;
"Matemini yaşayan insanlara hadi koş bana oy verecek diyeceksiniz. Bu, karışıklıkta ayıplı malını satmaya çalışan tüccara benziyor. Başta Fransa olmak üzere bir çok demokratik ülkede, OHAL'de anayasa değiştirmek mümkün değildir. 
"MEDYA BASKI ALTINDADIR"
Hükümetin de ötesinde kaynaklanan bu acelecilik ve dayatmacılığın altında yatan teklifin iç yüzünün ortaya çıkmasından korkması olarak düşünüyoruz. Medya baskı altındadır. Televizyonlar sindirilmiş durumdadır. Meclis TV'yi kapatıp yayın yaptırmamak bu iş değildir. 
OHAL'in altında anayasayı değiştiriyoruz. İlk kez 12 Eylül'den sonra uzlaşma olmadan bir anayasa değişikliğini Meclis'ten geçirmeye çalışıyoruz. Şimdi ilk kez milleti ikiye bölecek bir anayasa zorlamasına çalışılmaktadır.
"REJİM DEĞİŞİKLİĞİYLE TAHRİK EDİLİYOR"
Bugün daha fazla uzlaşmaya ihtiyacımız var. Bir yandan Türkiye'ye tuzaklar kurulmakta, öte yandan uzun süredir iktidarın oluşturduğu bir tehditle karşı karşıyayız. Böyle bir ortamda, yeni bir rejim değişikliğini tahrik etmek, akılla izah etmek mümkün değildir. Rejimin üzerinde uzlaşma olmazsa milli egemenlik çatısını yıkarsınız.
"MİLLETİN ÜSTÜNLÜĞÜ ORTADAN KALKMAKTADIR"
Türkiye'de anayasanın temelinde, milli egemenlik anlayışı vardır. Bu tasarı milli egemenlik anlayışını tahrip etmekte, Meclis'in üstünlüğünü ortadan kaldıracaktır, eşit bile olamayacaktır. Bu Meclis'in arkasında millet var, milli irade var. Her siyasi görüşten parti var. Her inançtan bir insan var. Türkiye'nin tablosu buraya yansıyor. Onun için bütün organlarının üstünde olmak zorunda. İlk kez bir seçim yapacağız yüzde 50 ile cumhurbaşkanı seçeceğiz sonra da bu Meclis'in tamamının yetkisini alacak, yargıyı alacak ve yeni bir anlayış ortaya çıkacaktır. Bir benzeri var mı bunun dünyada. Böyle bir ortamda bu kadar köklü bir anayasa değişikliğini zorlayarak geçirmeye çalışmak yapılabilecek en büyük yanlıştır.
"BÖYLE BİR HATA NEDEN YAPILIYOR?"
Bu kadar büyük bir hata neden yapılıyor. Bir acele var. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde olmayan bir şey daha var. Bu cumhurbaşkanı aynı zamanda partili olacak. Buradaki en temel yanlış, cumhurbaşkanı aynı zamanda Meclis'teki iktidar partisinin genel başkanı olacaktır. Bu yasama ile yürütmeyi iç içe geçirmek demektir. Yani Cumhurbaşkanı, tüm Türkiye'yi temsil etmesi gerekirken bir parti lideri olacak. Cumhurbaşkanı, AK Parti genel başkanı olacak, o da yargıyı belirleyecek. Değerli arkadaşlarım sağduyunuzu mu kaybettiniz? Bir genel başkana, Anayasa Mahkemesi üyelerini belirleme yetkisi verilebilir mi? Bu hiç bir şekilde kabul edilemez. Cumhurbaşkanı, tarafsızlık yemin edecek. Bu nasıl bir samimiyetsizlik. Bu parti devleti olmaktır."