Enerji Nedir?

Kitabi tabirle Enerji; Herhangi bir hareketi (aksiyonu) yapan ya da yapmaya hazır olan kabiliyete Enerji denir. Kısaca “iş yapma yeteneği” olarak da tanımlanabilir. Klasik anlamda enerji deninci akla gelen elektrik enerjisi ise;

Serbest elektronların hareketinden kaynaklanan bir enerjidir. Genelde bakır veya alüminyum tel ile iletilen “alternatif ve doğru” akım modelleri olan bir enerjidir. Enerji naklinde elektrik enerjisi kullanılır. Bu alternatörün rotorunun dönme eksenine bağlı türbin (su veya buhar türbini), başka bir enerjiyle (barajlarda yüksekten düşen su ile veya termik ve nükleer santrallarda buhar kazanlarındaki buhar basıncı ile) döndürülürse, elektrik enerjisi elde edilir. Elektrik enerjisi aynı zamanda alternatif enerji kaynağı diye bilinen yollarla da elde edilmektedir. Elektrik enerjisi en yaygın kullanılan enerjidir. Elektrik herkes için gereklidir. Elektrik olmadan hiç bir elektrikli cihaz çalıştırılamaz. Elektrikle; aydınlatma, evlerimizdeki televizyon, bilgisayar, klima ve diğer elektrikli aletlerimizin çalışmasını sağlarız.

 

Türkiye’nin Enerji Üretimi

Kurulu güç:


Üretim oranları:

Türkiye brüt elektrik enerjisi tüketimi 2012 yılında 242,4 milyar kWh olarak gerçekleşirken 2013 yılında bir önceki yıla göre %1,3 artarak 245,5 milyar kWh, elektrik üretimimiz ise bir önceki yıla göre (239,5 milyar kWh) %0,1 azalarak 239,3 milyar kWh olarak gerçekleşmiştir. Elektrik tüketiminin 2020 yılında yüksek senaryoya göre yıllık yaklaşık %6.9 artışla 392 TWh'e, baz senaryoya göre ise yıllık ortalama %5,5 artışla 357,4 TWh'e ulaşması beklenmektedir. 2013 yılında sisteme toplam 6.985 MW'lık yeni santral eklenmiş olup kurulu gücümüz 64.044 MW seviyelerine ulaşmıştır.

2013 yılında elektrik üretimimizin, %43,8'i doğal gazdan, %25,4'ü kömürden, %24,8'i hidrolikten, %2'si sıvı yakıtlardan ve %4'ü yenilenebilir kaynaklardan elde edilmiştir.

2013 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin kurulu gücü içerisinde EÜAŞ %37,1, üretim şirketleri %42,8, yap-işlet santralleri %9,5, otoprodüktörler %5,4, yap-işlet-devret santralleri %3,6 ve işletme hakkı devredilen santraller %1,5'lik paya sahiptir.

Diğer yandan enerji ihtiyacı her yıl giderek artmaktadır. Nitekim Enerji Bakanlığının verilerine göre 2023 yılındaki talep 504,5 Milyar kWh dir.

2012 yılında ülkemizin toplam birincil enerji tüketimi 120,9 milyon tep, üretimi ise 34,5 milyon tep olarak gerçekleşmiştir. Enerji arzında %30,9'lik pay ile doğal gaz ilk sırayı alırken, doğal gazı %25,3 ile petrol, %36,5 ile kömür izlemiş, %7,2'lık bölüm ise hidrolik dahil olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmıştır. Yapılan projeksiyonlara göre birincil enerji tüketimimizin, referans senaryo çerçevesinde, 2020 yılına kadar olan dönemde de yıllık ortalama %4 oranında artması beklenmektedir.

2008 yılına kadar olan Üretim ve tüketim hakkındaki ilişkiyi gösteren grafik (M.A.BİLGİNOĞLU – C. DUMRUL / Journal of Yaşar University 2012)


Enerjide Dışa Bağımlılık Oranı

Türkiye enerjisinin dışa bağımlılık oranı 2009'da %73 olarak gerçekleşmiştir. 


Dışa bağımlılığı azaltmak için petrol sondaj çalışmalarına ağırlık verilmiştir.
2009 yılı sonu itibari ile toplam 133,1 milyon ton ham petrol, 11,3 milyar m³ doğalgaz üretimi sağlanmış, kalan üretilebilir ham petrol rezervimiz 39,4 milyon ton, doğalgaz rezervimiz ise 6,1 milyar m³’olmuştur

Mavi Akım ile başlayan süreç yeni boru hatlarıyla güçlendi veTürkiye doğalgazda % 61, petrolde ise % 35 oranında Rusya’ya bağlandı

Türkiye'nin Doğalgaz Aldığı Ülkeler (bin m³) 


Türkiye'de Petrol Üretimi


Teknik Alt Yapının Durumu

Enerji nakil hatlarının sorunları, indirme merkezleri ve şehir için dağıtım merkezlerinin sorunları, şehir içi elektrik şebekelerinin sorunları, kullanılan ekipman ve kabloların sorunları ile saha uygulamalarının evrensel standartlardan çok çok uzak olmasından kaynaklanan sorunlarının hangi birisini buraya alacağıma dair karar vermemin mümkün olmamasından kaynaklanan durumdan dolayı bu konuyu ayrı bir yazıya ayırmaya karar verdim.

Enerji Alanında Bizi Bekleyen Tehlikeler

Bu konuda yüzlerde problemden, bizi bekleyen tehlikeden söz etmek mümkün ancak burada sadece iki ana başlığı hatırlatıp geçeceğim:

  • Enerji azlığı ve dışa bağımlılık; ülke siyasetinde, atılacak her adımın, söyleyecek her sözün bu bağımlılığa nasıl etki edeceğine dair kılı kırk yararcasına düşünmekten tutunda tüm yatırımlarda, nasıl ve nereye yapılacağı gibi soruların cevaplarını her şeyin üstüne çıkaran bir bağımlılıktan söz ediyoruz.
  • Enerji kesintisinin yansımaları; modern hayatın tüm nimetleri elektrik olduğu zaman anlam kazanmaktadır.

o   Su ve kanalizasyon alt yapısının çalışması (birkaç gündür Terkoz tesislerine ara ara elektrik verilememesinden dolayı İstanbul Su kesintisi yaşıyor), adeta bir savaş ortamında olduğu gibi; bir yandan temel insani ihtiyacın karşılanamaması, diğer yandan her türlü salgın ve hastalığa, çevre sorunlarına sebep olması

o   Tüm Sağlık hizmetleri; bunu ne kadar önemli olduğunu anlamak için ABD işgali sonrası Irak’ta sadece elektrik kesintisi nedeni ile hizmet vermeyen hastahanelerde ölen onbinleri hatırlamak yeterli olacaktır

o   İletişim alt yapısının çalışmaması, internet, TV, mobil sistemler vb tüm sistemlerin devre dışı kalması

Yapılması Gereken Çalışmalar

Her şeyden önce, Kritik alt yapıların ne olduğu ve bunların yetkililerinin durumlarının ne olduğu net olarak tespit edilmeli ve deklere edilmelidir. Daha sonra her bir alt yapı için detaylı olarak bir eylem planı hazırlanmalıdır.

Türkiye’de Kritik Enerji Altyapı Unsurları güvenliğinin sağlanmasında kurumlar arasında sorumluluk dağılımı yapan mevcut bir düzenleme bulunmamaktadır. Bunların güvenliğinde ön sırada yer alan boru hatları, 4586 sayılı “Petrolün Boru Hatları ile Transit Geçişine

Dair Kanun” çerçevesinde korunmaktadır. Bunun dışında enerji nakil hatları, enerji şebekeleri vb hakkında bir düzenleme yoktur.

Enerji ve iletişim bu alt yapılar içinde çok önemli bir yere sahiptir. Hem diğer alt yapılar için de ortak gereksinim hem de başlı başına bir alt yapıdırlar.

Yapılacak çalışmalar 3 temel risk faktörü olan, fiziksel, siber ve insan eksenli olarak düşünülmeli ve yapılandırılmalıdır.

Bu husus ele alınırken;

  • Ulusal güvenlik, istihbarat
  • Fiziksel güvenlik
  • Bilişim alt yapısı, otomasyon
  • Hukuki alt yapı gibi hususlar dikkatle incelenmelidir.

 

Enerji konusunda ehil olmayan insanların işin başında olması, vatan ve devlet algısı sorunlu olan, milletine her an ihanet içinde olabilen ve bu alt yapıları tahrip etmekten imtina etmeyen (katıldığı çeşitli eylemlerle de bunu adeta ispat etmiş olan) insanların yönetimindeki yapılar bu ülke için en büyük tehlikedir!

 

ABD örneği (Aşağıdaki bilgiler USAK Raporundan derlenmiştir):

ABD’de kritik altyapı terimi ilk defa Başkan Bill Clinton tarafından Ekim 1996 tarihinde imzalanan 13010 sayılı kanun hükmünde kararnameyle (Executive Order13010-

Critical Infrastructure Protection) karşımıza çıkmaktadır. Bu kararname ile Başkan’ın Kritik Altyapının Korunmasından Sorumlu Komisyonu kurulmuş ve kritik altyapı

tanımı yapılmıştır. Kritik altyapı terimi burada “Birtakım ulusal altyapıların yetersiz hale gelmesi veya tahrip edilmesinin ABD’nin savunma ve ekonomi güvenliği üzerinde zayıflatıcı

bir etkisi vardır ki bu yönüyle bu altyapıların varlığı ülke açısından hayati öneme haizdir” şeklinde yer almıştır. Bu değerlendirme ışığında kritik altyapı başlığı altında 8 ana alan

belirlenmiştir:

  • İletişim
  • Elektrik güç sistemleri
  • Yakıt ve petrol sevkiyatı ve depolanması
  • Bankacılık ve finans
  • Ulaşım
  • Su dağıtım şebekeleri
  • Acil servisler (sağlık, emniyet, yangınla mücadele ve kurtarma)
  • Devletin bekası

Bu tanım, ABD’de daha sonra konu üzerinde yapılan çalışmalara da temel teşkil etmiştir. Yeni bir olgu olarak ortaya çıkan kritik altyapı unsurlarının tanımlanması, tanıtılması

ve bilgilendirme yapılması maksadıyla Başkan’ın Kritik Altyapının Korunmasından Sorumlu Komisyonu’nca hazırlanan 1997 tarihli “Başkanlık Komisyonu’nun Kritik

Altyapının Korunması Hakkındaki Raporu”nda (The Report of the President’s Commission on Critical Infrastructure Protection) yapılan tanımlamada, ABD’deki kritik altyapının

daha çok devlet odaklı bir yaklaşımla ele alındığı görülmektedir.

 

ABD’deki Kritik Altyapı Sektörleri ve Önemli Varlıklar

Tarım ve Gıda                  : 1,912 Bin Çiftlik, 87 Bin Gıda Bitkisi

Su                                      : 1,800 Federal Rezervuar, 1,600 Belediye Atık Su Tesisleri

Kamu Sağlığı                  : 5,800 Kayıtlı Hastane, Acil Servis 87 Bin Bölge

Savunma Sanayi Üssü : 215 Farklı Sanayide 250 Bin Firma

Telekomünikasyon        : 2 Milyar Mil Kablo

Enerji                               : 2,800 Güç Santrali, 300 Bin Petrol ve Gaz Üretim Yeri

Ulaşım                            : 5 Bin Havaalanı, 120 Bin Mil Yolcu Demiryolu, 590 Bin Karayolu Köprüsü 2 Milyon Mil Boru Hattı, 300 İç/Kıyı Limanı, 500 Ana Şehir Geçiş Santrali

Bankacılık ve Finans    : 26,600 Federal Mevduat Sigorta Kurumu Sigortalı Kurumlar

Tesis                               : 66 Bin Kimya Tesisi

Posta ve Nakliye           : 137 Milyon Teslim Noktası

Önemli Varlıklar            : 5,800 Bin Tarihi Bina ve Simge, 104 Ticari Nükleer Enerji Santrali, 80 Bin Baraj, 3 Bin Devlet Binası, 460 Gökdelen

 

Soru    : Ülkemizde bu yönde bir çalışma var mı?

Cevap : YOK