Gülseli KENARLI - Ünsal ÇAKIN / İSTANBUL, ()  LIGHTTECH Uluslararası Aydınlatma Avize ve Elektrik Teknolojileri Fuarı CNR Expo fuar alanında açıldı. Fuara katılan firmalar, kısa sürede klasik ampullerin yerini alacak "led" teknolojisi kullanan aydınlatma sistemleri ve avizelerini sergiliyor. Fuara katılan bazı firmaların sahip ve yöneticileri, üretimini giderek artıran  aydınlatma sektörünü değerlendirirken sektördeki Çin etkisine de vurgu yaptılar.

Özcan Aydınlatma'nın sahibi Yaşar Demir, aydınlatma sektörünün her gün geliştiğini belirterek, Türkiye'nin aydınlatmayla artık bütünleştiğini belirtti. Eskiden böyle bir kültürün olmadığına dikkat çeken Demir, "Son 10 yılda, evlerimizi konumları, mimarlar dizayn ediyor. Eski usul müteahhitler kalmadı. Dolayısıyla çok organize bir şekilde aydınlatmalar kullanılıyor, gelişiyor ve daha da önü açık bir sektör" dedi.
"Sektörün şu anki hacmi çok kabaca 500 milyon dolar. Ancak daha 4 misline kadar büyüyebilir şeklinde öngörü var" diyen Yaşar sektörün ekonomik değerlendirmesini şöyle yaptı:

"Türkiye'de ithalat bolca var; özellikle Çin'den fiyat rekabetinden dolayı. Fakat son zamanlarda Çin'de de fiyatlar çıkıyor ve yeniden iç üretim hızlanmaya başladı. İçerde ciddi üretimler başladı tekrardan. Bu da bizim için sevindirici bir haber.
İhracat anlamında gayet iyi bir konumdayız. Zaten aydınlatma konusunda, Almanya, Çin'den sonra Türkiye belki üçüncü, dördüncü ülke. Mesela firmamız 40'ın üzerinde ülkeye ihracat yapıyor."

"ENERJİ BİZİM ÜLKEDE PAHALI"
Aydınlatma sektöründe led ürünlerin ağırlık kazandığına dikkat çeken Demir, "Aydınlatmada sürekli ışık kaynaklarım değişiyor. Led şu anda herkesin bildiği, tüketicinin diline doladığı ama tam olarak bilinmeyen bir aydınlatma kaynağı. Biz bu sene bütün ürünlerimizi bu teknolojiye çevirdik. Işık kaynaklarımızı tamamen lede dönüştürdük. Ciddi tasarruf sağlayacak, tüketiciyi ampulle uğraştırmayacak ve aynı zamanda ısı yaymayacak. Eski avizeler enerjiyi fazla tüketiyor ve soğutma için klima gerektiriyordu. Led bir taşla birkaç kuş vurma gibi birşey" diye konuştu.

Demir, şöyle devam etti:

"Led yeni bir teknik değil; yaklaşık 4-5 yıllık bir olay. Fakat led pahalıydı bugüne kadar. Orta sınıf ürünlere yükleyemiyorduk bu teknolojiyi. Bütün teknolojik ürünler gibi led fiyatı da hızla düşüyor. Çevre koruma nedeniyle yüksek enerji tüketen ampuller yasaklandı. Artık, istesek de, istemesek de led kullanmak zorundayız. Ama bu doğru bir yöntem. Sanırım bir yıl sonra insanlar bu eski avizelerine ampul bulamayacaklar. Mecburen bir lede geçiş olacak. Çünkü, 40 watt ve üzeri lambalar artık üretilemeyecek ve ithal edilemeyecek. Bunu birçok tüketici bilmiyor ama tedbir almamız lazım. 2012 Eylül'de bu yasaklar geldi. Fakat stoklar ülke içinde satılıyor. Ama üretim ve ithalat olmayacak. Lede mecburen bir geçiş yapacağız. Biliyorsunuz enerji bizim ülkede pahalı. Bunun önüne geçmek için her türlü tedbir alınıyor. Biz aydınlatmacılar da elimizden geldiği kadarıyla bir köşesinden tutmaya çalışıyoruz."

"ÇİN GERÇEĞİ İLE KARŞILAŞTIK"
TAV CAM firma sahibi Mustafa Tavukçu ise sektörde ki Çin etkisine vurgu yaparak, "Çin gerçeği ile karşılaştık. Çin ile olan bir yaşam şekline alışmaya çalışıyoruz. Onlar dünyanın sanayi bölgesi. Ama biz de bölgemizde iyi bir noktadayız. Aydınlatma, Sultangazi ilçemizde derli toplu bir durumda. Dünyada Çin'in dışında böyle derli toplu bir aydınlatma bölgesi yok. Şikayet esasen olmamalı. Çünkü gördüğümüz ürünlerin çok önemli bir kısmı oradan geliyor. Hem getirip hem şikayet etmenin çok anlamı yok ama nedense ediyoruz" dedi.

Aydınlatma sektörünün son 15 yılda en ciddi büyüyen sektör olduğunu ifade eden Tavukçu bunda inşaat sektörünün etkisi olduğunu belirtiyor. "İstanbul'da dünyada bildiğimiz büyük metropollerde yapılan inşaattan fazlası burada yapılıyor. Korkunç bir inşaat var" diyen Tavukçu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dün aydınlatmaya yönelik çok özel proje tasarımlarımız yoktu. Bugün ise bir tek ampulle aydınlatmaktan vazgeçtik veya çok basit bir aksesuarla aydınlanmaktan vaz geçtik. İnşaat çoğaldıkça, aydınlatma daha çok çoğalıyor. Ülkemizde yüzde 70-80 tükettiğimiz aydınlatma ürünleri ithal. Parasal anlamda bu konuda önümüze gelmiş bir çalışma yok. Büyüklüğü kendi aramızda afaki rakamlarla değerlendirmeye kalkarız. 'Bunun gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) tesiri ne olabilir?' dediğimizde, zayıf bir sektörüz, yüzde 1-2'den fazla değiliz."

"DÜNYA SAHNESİNDE SÖZÜMÜZÜN OLMASI İÇİN..."
Sektörün ihracatı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Tavukçu, "İhracatta geçmişte, doğu blokunun dağılmasıyla Rusya, Ukrayna, Romanya ve diğer Balkan ülkelerine ciddi ihracatımız vardı; bu ihracatı sonradan kaybettik" dedi. Tavukçu, şöyle devam etti:

"Sonra hepsi Çin'e yöneldi. Bugünlerde tekrar kısmen bir şeyler yapabilme zamanı. Ama buna hazır mıyız? Orası sorun. Dünyanın en büyük üretim üssü Çin ise, İstanbul da dünyanın en büyük tüketici grubunun ortasında. Ortadoğu, Balkanlar, Rusya, Akdeniz... Bölgemizde derli toplu bir üretim var; yaklaşık 200 küsür aydınlatmacı bir aradayız. Bizim dünya sahnesinde sözümüzün olması için kendi tasarımlarımızın olması lazım, kendi projelerimizi geliştirmemiz lazım. Dünyayı bu topraklardan bir kez daha aydınlatalım diyorum."

"ÇİN DEVREYE GİRDİ, İTHALAT AĞIRLIK KAZANMAYA BAŞLADI"
Senexpo Uluslararası Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Şentürk ise aydınlatma sektörünün Türkiye'de yeni gelişen bir sektör olduğuna dikkat çekerek, "90'lı yıllarda bavul ticareti esaslı bir büyüme yaşandı. Daha sonra, 1998'deki Rusya kökenli kriz ile birlikte gerileme sürecine girdi. Ama sektör, 2002'den sonra özellikle reel ihracata dayalı bir atılım gerçekleştirdi. Henüz bütün kurumlarıyla, yan organlarıyla oturmuş bir sektör değil. Mecrasını tam şekillendirmiş, iç politikalarını belirleyebilmiş bir sektör değil" dedi.

Şentürk de Çin vurgusu yaparak, şöyle konuştu:

 "Biz bu fuarı 2008 yılında oluşturmaya başladığımızda sektörün ana gövdesi üreticiydi. Fakat daha sonra Çin devreye girdi, ithalat ağırlık kazanmaya başladı. Şu anda sektör pek çok alanda ithalata eğilimi yüksek bir sektör. Tabi bunun nasıl sonuçlar üreteceği henüz belirlenemiyor. Bir firma 2 ayda ithalatçı bir firmaya dönüşebilir ama üretici firmaya dönüşmesi en az 2 yıl 3 yıl süre alabilir"

Sektörün kayıtlı rakamlarının olmadığını ve envanterinin çıkarılmadığını belirten Şentürk,  "Dolayısıyla el yordamı ile bazı rakamlara ulaşılabiliyor. Bu da tam bir fikir vermiyor. Neticede Çin'de maliyetler artıyor. Dolayısıyla dün ucuz olan Çin fiyatları bugün burada üretilen malla aynı fiyatlara geliyor" dedi.
(OSS)