BÜYÜME STRATEJİLERİ: BÜYÜK GRUPLAR İÇİN YENİ STRATEJİLER
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde, Büyüme Stratejileri: Büyük Gruplar İçin Yeni Stratejiler oturumu Avea CEO’su Erkan Akdemir’in moderatörlüğünde yapıldı. Konuşmacılar 2013 yılını değerlendirirken, 2014 yılından beklentilerini ve yatırımlarını anlattı.
KURTUL: POLİTİK İSTİKRARIMIZI SAĞLADIĞIMIZ ZAMAN ÖNÜMÜZ ÇOK AÇIK
Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul, Sabancı topluluğu olarak Türkiye’ye güvendiklerini ve yatırımları sürdürdüklerini belirterek, projelerden sapmadıklarını söyledi. Yaşanan sürecin atlatılıp normale dönüleceğini kaydeden Kurtul, önemli olanın bu sürecin kısa sürmesi olduğunu dile getirdi. Ekonomi ve dış itibara zarar veren bir dönem yaşandığına dikkat çeken Kurtul, Sabancı Holding’in yatırımlarını anlattı. Kurtul, yurtdışındaki yatırımcıların hükümetin sağladığı politik istikrardan memnun olduğunu kaydederek, “Son 10 yılda yüzde 5-5,5 büyüme gerçekleşti ama asıl başarı özel şirketlerimizin. KOBİ’lere, iş adamlarımıza, hem hükümetimizin hepimizin gözümüz gibi bakması lazım. İhracatı gerçekleştiren özel şirketlerimiz. Özelleştirmelerde yer alan katkı sağlayan özel sektör. Bizi mukayese ederken gelişmekte olan ülkelerle mukayese ediyorlar. Diğer ülkeler baktığımızda bu kadar iyi yönetilen, dinamik şeffaf şirketlerin olduğu çok az bize yakın piyasa var. Bizi politik istikrarımızı sağladığımız zaman önümüz çok açık” dedi.
Sabancı Holding olarak 2013’te cirolarının yüzde 15 arttığını belirten Kurtul, ”Karlılığımız 1.7 milyar lira oldu. Öz kaynaklarımız 17 milyar liraya çıktı. 2013’te enerjide yatırımlarımız sürdürdük. Enerjide toplam üretim olarak bu yıl sonunda 4 bin Megavolta yükseliyoruz. Bunun yüzde 45’i yenilenebilir enerji. Ülkemizin cari açığına katkısı olabilir” diye konuştu. 12 hidroelektrik ve 3 rüzgar santrali bulunduğunu ifade eden Kurtul, elektrik perakende dağıtımda da iki büyük yatırım yaptıklarını ve 3 milyar dolar ödeme yaptıklarını aktardı.
Enerji yatırımlarının 2017’ye kadar 10 milyar euro olacağını ifade eden Kurtul, ”Bugün itibari ile 7,5 milyar eurosunu bitirdik. Daha 2,5 milyar euro yatırım yapacağız ve yaklaşık 5 bin megevolt enerji kapasitesine ulaşacağız. 3 dağıtım bölgemiz olacak. 9 milyon müşterimiz var. Elektrik parakende yüzde 20 pazar payımız olacak” dedi.
Bütün güvencelerinin politik istikrar olduğunu vurgulayan Kurtul, serbest piyasaya geçiş stratejilerinin devam etmesi gerektiğini kaydetti.
“BU SÜRECİ YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ GELİŞTİRME İÇİN KULLANACAĞIZ”
Carrefoursa'da da ciro artşının son çeyrekte yüzde 7 arttığını söyleyen Kurtul, Briston ortaklığı ile yütürülen BirSA ile 900 milyon dolar yatırım yaptıklarını ve ikinci fabrikayı Türkiye’ye kuracaklarını belirtti. 300 milyon dolarlık yatırım ile kapasitenin yüzde 30 artacağını kaydeden Kurtul şöyle devam etti:
“2014’ te hedeflerimiz büyümeyi, gelişimi sürdürmek ve yeni yatırım alanları aramak. Strateji değişikliği olarak daha fazla ihracata, ileri teknoloji ürünlerine yatırım yapmak istiyoruz. Bu seçim sürecinin bitmesi normalleşmemizi araştırma geliştirme ile kullanacağız. Yüksek teknoloji ürünlerini nasıl ülkemize kazandırırızı düşüneceğiz. Türkiye nüfusu genç. Türkiye’nin büyümesi bazı yapısal nedenlerden dolayı, Türkiye’nin büyümesi yüzde 5 olması sürdürülebilir değil. Bu yıl büyümesi yüzde 2 gibi bekliyoruz. Bu günkü açıdan baktığımızda daha sürdürülebilir bir büyüme. Cari açık konusunda Sabancı topluluğu olarak cari açığı nasıl azaltırıza yönelmek istiyoruz. Bunun bir nedeni enerji açığı. Enerji ülkemiz için bir fırsat olabilir. Türkiye bir enerji koridoru olabilir. Türkiye yer itibari ile bunu başarmalı. 3-5 yıl içinde bunu sağlamamız lazım. Enerji koridoru olmak için komşu ülkelerle olan ilişkilerimizin çok iyi olması lazım. Azerbaycan, Irak, İsrail. Bu ülkelerle yakın ilişkide olmamız Türkiye’yi bu hedefe daha yakın zamanda ulaştırır. Yapısal sorunların çözülmesi için önemli. Projeleri değerlendirirken FED’ in parasal sıkılaştırılması, Türkiye’nin mevcut koşulları, iskonto oranızı yükseliyor. Yatırımlarda beklediğimiz getiri oranımızı risk grubunu ilave ederek bir miktar daha yükseltmek zorunda kaldık. Bu bizim için kritik. Enerji yatırımlarımızı 10-12 yıla kadar kredilerle finansa edebildik. Yatırımların finansmanı için yurtdışında yatırımcılarla ihtiyaç olacak. Bunun cesaretlendirilmesi için politik ve ekonomik istikrarın korumak, enflasyonun belli bir düzeyde tutulması, Merkez Bankasının bağımsızlığı, Türk bankalarının mali yapısının güçlü olması önemli. Türk bankaları özel sektörü, büyümeyi desteklediler, ama son dönemde banka karlılıkları hızla düşüyor. Ocak ayına baktığımızda geçen senenin Ocak ayına oranla yüzde 50 azalıyor. Geçen sene yüzde 14-15 öz sermaye karlılığı var. Bu yıl bunun oldukça altında bir karlılık söz konusu olabilir. Bankaların yeniden güçlü yapıya kavuşması büyüme, özel sektörün yatırımları teşviki açısından önemli.”
Kurtul, internet perakende sektöründeki yatırımlarını da arttırmak için çalıştıklarını sözlerine ekledi.
ŞENER: NEW YORK’TA LA GUARDİA HAVALİMANINA MÜRACAAT ETTİK
TAV Havalimanları Holding CEO’su Sani Şener, Bordum Havalimanı ihalesini aldıklarını hatırlatarak, 14’ncü hava limanı aldıklarını ve 6 havaalanı yaptıklarını kaydetti. Şener, 12 yıllık bir şirket olduklarını belirterek, fiziksel sermayeleri sıfır olmasına rağmen değerlerinin 2.8 milyar dolar olduğuna dikkat çekti. Havaalanının nasıl yönetileceğini bildiklerini söyleyen Şener, “İnsanları çok iyi tanıyoruz, ilişkileri iyi yönetiyoruz. 200 milyon dolar ciro ile başladık. 2 milyar dolar ciromuz var. 400 kişi ile başladık 2 bin kişiye ulaştık. Sektörde 21 bin tane ticari uçak var. 66 milyon uçuş gerçekleşiyor. 5 milyar 300 milyon civarında yolcu var. Hacmi büyük bir iş. Bizim işimizi tetikleyen yolcu sayısı. Bizim otomatik olarak ciromuz artıyor. Tüm bunlara rağmen risklerimiz iş modeli sizi dış etkenlerden gelen tehditlere karşı korumuyor. Biz bu yüzden stratejimizi esnek tutuk.2013’te 3’ncü hava limanı ihalesini almadık. New York’ta La Guardia havalimanına müracaat ettik. Burada yeterlilik almak çok zor. 20 Mayıs’ta ihale var ama ihale devam ediyor. Çalışmalarımız sürüyor. Anında bir işi kaybetmemizden sonra onun yerini doldurabilecek bir iş bulabiliyoruz” dedi.
7 yıl önce halka açıldıklarını ve 1.7 milyar dolara halka arz yaptıkların söyleyen Şener, bu gün bunun dolar ve eurodaki değişiklik, politik istikrarsızlık nedeniyle zor olduğunu vurguladı.
Yatırmaları gerçekleştirirken Osmanlı’nın fethettiği ülkelerdeki hoşgörüsü, kültürünün faydalarını gördüklerini belirten Şener, Amerika’daki yatırım ile ilk defa Osmanlının feth ettiği sınırların dışına çıkacaklarını söyledi.
2014’te Euro ve dolardaki değişimleri karşı, ciroyu düşürebileceğini ifade eden Şener, giderlerin TL olması nedeniyle sıkıntı yaratmayacağını çift haneli büyümeye devam edeceklerini belirtti.
OLİVER BATE: İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE UMARIM HAFTAYA KAVUŞURUZ
Allianz SE Doğu ve Batı Avrupa Sigorta Yönetim Kurulu Üyesi Oliver Bate, Türkiye pazarını nasıl gördüğünü aktardı. Allianz’ın ikinci en büyük varlık şirketi olduğunu anlatan Bate, dünyadaki istikrarsızlığa rağmen yatırımları sürdürdüklerini kaydetti. Sadece Türkiye’de değil bir çok ülkede demokratik sıkıntılar bulunduğunu söyleyen Bate, buna rağmen uzun vadeli düşündüklerini kaydetti. Bate, Türkiye’deki belirsizliklerin inançlarını etkilemeyeceğini dile getirerek şunları söyledi:
“Finansal olarak geri çekilme niyetinde değiliz. Türkiye bizim için önemli bir ülke. Allianz olarak yerel toplumun bir ortağı olarak hareket ettik. Toplumla ilgili bağlantılar önemli. Siyasi olarak bir taraf tutmuyoruz. Destek olup değer katmaya çalışıyoruz. Türk liderlik ekibimiz var. Bu ekiple gurur duyuyoruz. Gerçek bir sanayi lideri olarak davranmak zorundayız. Gerçek bir ortaklık sağlamak istiyorsak el ele hareket etmek gerekiyor. Gerekli kaynakların sağlanması için destek sağlanabilir. Türkiye’de varlık yönetimi aktivitelerine başlamadık ama değerlendirmelerde bulunuyoruz. Türkiye ile stratejimizde uzun vadeli olarak inanıyoruz. Geçici belirsizlik var. Risklerden korkmuyoruz, doğru liderler olarak davranmak istiyoruz. Bu ülkenin yüzde 2 ya da 3’ten daha hızlı büyümesi gerekiyor. Bunun içinde yatırım yapılması lazım. Bu sadece para yatırımı değil. İnovasyondan da bahsediyorum. İnovasyonun büyük bir kısmı başka ülkelerden geliyor. Bunu yapan ülkelerde kendilerini güvende hissederlerse gelirler. Bir de hukukun üstünlüğü ve iletişim bağımsızlığı var. Umarım önümüzdeki hafta bu özgürlüğe tekrar kavuşuruz.”
DÖRDÜNCÜ: ENERJİ SEKTÖRÜ SIKINTILI BİR SENE YAŞADI
Akkök Şirketler Grubu İcra Kurul Başkanı Ahmet Dördüncü, 2013 yılının ilk yarısında iyi bir büyüme sağlamalarına rağmen ikinci yarısında duraklama yaşadıklarını söyledi. Enerji dünyasında 2013 yılında son 10-15 yılda yaşanmayanları yaşadıklarını kaydeden Dördüncü şunları söyledi:
“Türkiye’nin yüzde 3,5 civarında büyüdüğünü biliyoruz. Halbuki enerji tüketimi sanayide artmadı. Yüzde 1, 1,5 seviyesinde kaldı. Ama 4 bin megavolt gibi ciddi bir kapasite elde edildi. Enerji sektörü sıkıntılı bir sene yaşadı satışlar ve maliyetler açısından. Enerji dış finansmanla yapılıyor. Dolar ve Euro olarak borçlanıyoruz. 2013’ün ikinci yarıdaki dalgalanmalar enerji şirketlerinin bilançolarında negatif etki yarattı.”
Aksa’nın akrilik elyaf konusunda dünyanın önemli şirketlerinden birisi olduğunu hatırlatan Dördüncü, “1 milyar doları aşkın cirosu var 300- 400 milyon doları yurtdışına ihracat olarak gerçekleşiyor. Cari açık bir yanda tehdit ama bu tür şirketlere için fırsatlar yaratıyor. Artı değeri olan malları üretmeği düşünüyoruz. Kimya sektöründe bu mümkün. 25-30 milyar dolarlık bir ithalatımız var bunun yüzde 5’ini Türkiye’de yapacak olsak önümüzde önemli bir potansiyel var."
Aksa’nın kendi içinde çıkarttığı bir karbon elyafı yarattığını ve dünyada üreten 7-8 şirketten birisin olduğunu vurgulayan Dördüncü, karbon elyaf tüketiminin önümüzdeki sürede yüzde 15-20 oranında büyüme gerçekleşebileceğini kaydetti. Dördüncü, daha başında oldukları ve geleceğin malzemesi olan karbon elyafın nihai kullanıcı için üretilmeye başlandığında kilosunun 600 -700 dolarlara çıkacağını söyledi. Türkiye’nin yaşadığı türbulanslara rağmen kendi işine bakması gerektiğini ifade eden Dördüncü, cari açığı kapatmak için bölgesel olan devlet teşviklerinin ürün bazlı da yapılabileceğine dikkat çekti. Dördüncü, katma değeri yüksek ürünlerin yapılması ve satışının ithalatı azaltarak cari açığın da kapatacağını söyledi.
DURAK: ÜLKEM VARSA BEN DE VARIM
Koç Holding CEO’su Turgay Durak, 1926 yılında kurulan bir şirket olarak sadece iş değil sosyal sorumluluklarının da bulunduğunu belirterek, ‘Ülkem varsa bende varım’ felsefesinin birinci sırada yer aldığını vurguladı. 2014 hedeflerinden bahseden Durak, "Ekonomiden sorumlu bakanımız orta vadeli bir plan açıklaması ile ortalama bir büyüme hedefi koyuyor. Eylül- ekim ayında karışık ortamdan önce. 2014’ün eylül ayından sonra daha da hızlanma olacağını düşünerek bütçelerimizi yaparak Türkiye’nin yüzde 4,5 büyüyeceğini, Avrupa’nın eksi veya sıfırda en az yüzde 1 artıya çıkacağını memnuniyetle söylüyoruz. Almanların akil adamları bu büyümeyi 1.9’a çıkartmışlar. Avrupa’nın motoru da Almanya olduğuna göre bu yüzde 1 büyüme daha da fazla olabilir. Bizim için çok önemli şirketlerimizin ihracatını ağırlıklı olarak Avrupa’ya gerçekleştiriyor. En çok ihracat yapan şirket diye Başbakanım ödül verdiğinde birinci sırada Tüpraş çıkar. Senede 4 milyar dolardan fazla ihracatı var Tüpraş’ın” dedi.
Arçelik’in kendileri için en global şirketleri olduğunu söyleyen Durak, bu alanda Koç Holding’i büyütecek birinci sıradaki firmanın Arçelik olduğunu kaydetti. Otomotivde Ford ve Fiat ile ortaklıklarında üretimlerini yarısının Avrupa’ ya gittiğini söyleyen Durak, 4’te birinin Amerika’ya gittiğini geri kalanın da Türkiye’de satıldığını belirtti. Otokar’ın savunma sanayinde özgür dizaynı ile kendi araçlarını geliştirdiğini anlatan Durak, milli tank Altay’ın geliştirilmesinden sorumlu olduklarını vurguladı. Durak, 3’ncü ve 4’ncü prototiplerinin yapıldığını belirten Durak, “Onaydan geçtikten sonra seri üretim sözleşmeleri imzalanacak. Savunma Bakanlığı ile sözleşme görüşmeleri başlangıç aşamasındayız. Bunun alınmasıyla halka açık bir şirket olarak önemli bir aşama kaydetmiş olacağız” dedi.
Yatırımlarla yaşadıkları için herhangi bir değişiklikle yatırımlardan vazgeçmek gibi lükslerinin bulunmadığını söyleyen Durak, “Son iki yıl 6,5 milyar dolar yatırım yapıldı. Bu yılda 2 milyar doların üzerinde yatırımla devam ediyoruz. Ar-ge hem büyük hem de orta boy ve küçük şirketler kendi çapında araştırma geliştirme ürün yaratmaya yönelik araştırma geliştirme ve o ürünlerde farklılık yaratabilecek inovasyonları yapacak ekipleri sabırla yetiştirmemiz lazım. Hükümetimizin Ar-ge’yi desteklemek için aldığı kararları, kanunları bütün müteşebbislerin aklında tutması lazım. 2023’e kadar 50 kişiden fazla mühendis çalıştıran bir Ar-ge merkeziniz varsa pratik olarak mühendislerin gelir vergilerini sosyal sigorta sorumluluklarını devlet karşılıyor. Şirketiniz kar ediyorsa Ar-ge merkezde yarattığınız Ar-genin bedelini kurumlar vergisi matrahından düşüyorsunuz. Merkez için tezgahlar test makineleri almışsanız iki kez vergiden düşüyor. Tübitak’tan da kredi teşviklerini alabiliyorsanız, oradan da mali destek alabiliyorsunuz. Hükümet bizim verdiğimiz kurumlar vergisinden bir miktar parayı ayırıp araştırma geliştirme yapıp özgün dizayn yapan şirketlere destek sağlıyor. Koç grubundaki 15 farklı Ar-ge merkezinde çalışan mühendis sayısı 3 bin 300 civarında ama bu Türkiye’deki Ar-ge merkezleri içinde yüzde 22’si bizde. Yan sanayimize ve diğer şirketlerimize bunu yaymamız lazım. Ford’a sadece Ar-ge çalışmaları için 76 milyon dolar fatura kesmişler. Bu benim için bir iftihar kaynağı” diye konuştu.

Sebile ÇETİN/BURSA, ()

SÇ(FK/AAA) (FOTOĞRAFLI)