“DİJİTAL ŞİRKET: YARININ ŞİRKETLERİ NASIL YÖNETİLECEK?”
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ilk günün son oturumu Dijital Şirket: Yarının Şirketleri Nasıl Yönetilecek? konu başlığı altında gerçekleşti. Atos Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Orhan Akbulut moderatörlüğünde gerçekleşen panele konuşmacı olarak, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı, Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, MUBI kurucu ve CEO’su Efe Çakarel, Delivering Happiness İspanya CEO’su Carlos Piera Serra, CarrefourSA CEO’su Mehmet T. Nane ve Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen katıldı.
Oturumda ilk söz alan Delivering Happiness İspanya CEO’su Carlos Piera Serra oldu. Şirketi ile ilgili bilgiler veren Serra, çalışanın mutluluğunu esas alan konsepte sahip bir şirket olduklarını söyledi. Kendilerinin şirketlere önerdikleri değerin, daha başarılı ve daha sürdürülebilir bir organizasyon sağlamak olduğunu vurgulayan Serra, şunları söyledi:
"Tabiî ki çalışanların mutluluğunu sağlayarak. Bu göründüğünden çok daha zor bir iş. Yani bu basit çözümlerle yapılabilen, zor bir iş. 5 elementin üzerinde çalışıyoruz. Bunları kültür, kontrol duygusu, inisiyatif vermek, ilerleme ve kutlama. Çalışanlarımızın ilerlemesi nasıl kutlanıyor. Küçük ilerlemeler, küçük başarılar en büyük başarılar kadar önemli. Bağlantılar da son derece önemli. Bu 5 element birlikte çalıştığımız şirketlere katmaya çalıştığımız değerler açısından göz önünde bulundurduğumuz konular."
ECZACIBAŞI: FONLARIN GELMESİ BOŞUNA DEĞİL
Daha sonra söz alan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı Son 3-4 sene içerisinde yeni gelişen teknolojilere yönelik internet şirketlerinin veya internet üzeride iş yapan şirketlerin geliştiğini belirtti. Eczaçıbaşı, şöyle dedi:
“Çok önemli 5-6 tane fonun Türkiye’de yaratıldığını görüyoruz. Bunların gelmesi boşuna değil. Geliyorlarsa bir şey bilerek geliyor.Ben yalnız yerli sermaye olarak bakmak istemiyorum. Bu fonlarda yerli sermayelerin de yeri var. Ayrıca dışarıdan büyük fonların katkıları da burada yer arıyor.Biz kendimiz burada istediğimizi söyleyebiliriz. Türkiye’de ne kadar zeki insan var diyebiliriz. Ne kadar önemli şirketler var diyebiliriz . Bunlar hep afaki kalacaktır. Eğer.yurt dışı fonları bizim Türkiye’deki KOBİ’lere ilgi duymaya başlıyorlarsa o zaman burada önemli bir hareketlenmeler var demektir. Ki Türkiye’de bunu son zamanlarda yoğun olarak görmeye başlıyoruz."
”DÜNYADA BİR TRİLYON SENSÖR VAR”
Borusan Holding CEO’su Agah Uğur ise dijitalleşmenin e-ticaretten çok öte bir şey olduğunu belirtti. Bu anlamda örnekler veren Uğur, şunları söyledi:
“Avustralya’da ineklerin üzerine konan sensörlerle ortalama inek başına 200 megabit yılda bilgi topluyorlar.Sağlıklarını yakından takip ediyorlar. Dünyada 1 trilyon adet sensör var veya olmak üzere. Onlar yönetiyor bizi ve biz ne yapıyoruz? Pazardan başlayıp ileri giden, müşterini iyi segmente ettiğin, satın alma kararlarındaki süreçlerini iyi bildiğin ve boşluklarını doldurmaya çalıştığın bir yönden gitmezsen, dijital dönüşümü yapman mümkün değil."
İyi stratejilerin yapılması gerektiğini ifade eden Uğur, pazarın da çok iyi görülmesi gerekliliğini belirtti.
”MÜŞTERİ MERKEZLİ BİLİMSEL PERAKENDECİLİK”
CarrefourSA CEO’su Mehmet T. Nane de teknolojiyle birlikte artan rekabet ortamı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Tüketici merkeze koyan bir yöntemle çalıştıklarını belirten Nane, şunları söyledi:
“Çünkü biz üretici perakendeci değiliz. Başkasının malını alıp, tüketici ile buluşturuyoruz. Bizim ana unsurumuz tüketici. Biz ne yapıyorsak tüketiciyi memnun etmek durumundayız. Müşteri merkezli bilimsel perakendecilik diye bir kavram var. Bunda müşteriyi merkeze koyup,bütün proseslerinizi müşteriye değer yaratacak şekilde yeniden tasarlamak anlamına geliyor. Mesela müşteri diyor ki ‘Ben senin mağazana gelip alışveriş yapmak istiyorum .Sıkıştığımda da internet sitenden sipariş vermek istiyorum. Yoldayken, acil bir şey olduğunda da sana mobil şekilde de ulaşmak istiyorum’ Bu müşteri o kadar değişken ki! Yeni nesil müşteri dediğimizde ki ben çocuklarımdan kopyada çekiyorum. Çok farklı beklentiler var. O müşteri grubunu anlayamıyorum. Bizim yapacağımız şeyler ve dijitalleşme çok önemli ama bunları yaparken dijitalleşen neslin ihtiyacını anlamamız lazım TeknoSa’da 2012 yılı ciromuz 2,5 milyar TL, CarrefourSA’da da 2,5 milyar TL. Biri o ciroyu TeknoSa 15 milyon ürün satarak yapıyor, CarrefourSA, 600 milyon ürün satarak yapıyor. Eğer dijitalleşmezseniz bunu yönetimiz mümkün değil."
”CUMHURBAŞKANLARININ DİNLEDİĞİ BİR ÇAĞDA YAŞIYORUZ”
MUBI Kurucu ve CEO’su Efe Çakarel,ise kurumu ile ilgili bilgiler vererek, yaptıkları çalışmaları anlattı. Teknolojinin çok hızlı ilerlediğini kaydeden Çakarel, günümüzde artık bir çok teknolojik uygulamalara herkesin ihtiyacı olduğunu söyledi. MUBI’nın toplamda 12 ülkede faaliyet gösteren, merkezi Londra’da bulunan İstanbul, Münih , Oslo ve Mexico City’de de ofisleri bulunan, 50 kişilik bir şirket olduklarını kaydeden Çakarel, şöyle dedi:
“7 milyona yakın kişi MUBI’yi kullanıyor. 300’den fazla iş ortağımız var. Bir tane serverimiz yok. Bir tane bile. Çünkü her şeyimiz bulutta Güvenlik her akla gelen sorun. İşin teknik olayını girdiğiniz zaman ne kadar güvenli olduğunu ,sizin mesajlarınızın bilgisayarınızdan yukarıya gittiğini irdelediğinizde ne kadar güvenli olduğunu görürsünüz. Bana göre güvenlik ciddi bir paranoya. Zaten isteyen sizin sisteminize kolaylıkla girer.Bugün Cumhurbaşkanlarının başbakanların dinlediği bir çağda yaşıyoruz. Merkel’den bahsediyorum,bu arada sözüm meclisten dışarı."
“ŞİRKETİNİZİN GELECEĞİNİ KAYBETME ŞANSINIZ VAR”
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen ise son 15 yıldan bu yana teknolojide devrim yaşandığını dile getirdi. Şirket olarak Bulut sisteminden sonra mobiliteyi önem verdiklerini belirten Özmen, müşterilerin mobiliteyi nasıl kullandığıyla ilgilendiklerini kaydetti. Üçüncü konu olarak büyük veri denilen konu olduğunu vurgulayan Özmen, milyonlarca insanın milyarlarca yerden devamlı veri ürettiğini hatırlatarak, şirketlerin bunları değerlendirmesi gerektiğini aksi halde rakiplerinin gerisinde kalacağını dile getirdi. Dördüncü konunun sosyal olduğuna dikkat çeken Özmen, şöyle konuştu:
"Sosyal medya, sosyal ağlar, bunları kullanarak müşterilerinize nasıl ulaşıyorsunuz. Biz müşterilerle çalışırken, bu dört trendde neredesiniz diye soruyoruz. Şirketinizi tamamen buluta taşıdınız mı? Şirketiniz gerçekten mobiliteyi kullanıyor mu? Büyük veriyi nasıl kullanıyor? Sosyal medyayı nasıl kullanıyorsunuz? Eğer bunların hepsiyle şirket bunları tamamen adapte etmediyse, gerçekten oturup düşmesi lazım. Çünkü 5 sene sonra, 10 sene sonra hiç farkında olmadığınız bir teknikle karşılaşıp, şirketinizin geleceğini kaybetme şansınız var."
KOBİ'lerde durumun biraz daha vahim olduğunun altını çizen Özmen, "Ekonomiye çok katkısı olan bir gurup. Çalışanların yüzde 90'ı KOBİ'lerde çalışıyor. KOBİ'lerin yüzde 90'ında bilişim teknolojilerini bilen bir kişi yok. KOBİ'ler sağdan soldan duydukları bilgilerle hareket ediyorlar. Bunu çözebildiğimiz zaman ülke olarak teknoloji atlaması yapabileceğimizi düşünüyorum" diye konuştu.

IA(FK/ESM) (FOTOĞRAFLI)