İSTANBUL, 4 Haziran () - TÜRKİYE, atık elektrik ve elektronik eşyaların toplanması ve geri dönüşüme alınması konusunda sınıfta kaldı. Her yıl tonlarca elektronik atık hem insan sağlığını tehdit ediyor hem de çevreye onarımı mümkün olmayan kalıcı zararlar veriyor. Geri dönüşüme alınmayan elektronik atıkların ekonomide yarattığı kayıp ise milyarlarca doları buluyor.

"Dünya Çevre Günü" kapsamında Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Çevre Mühendisliği bölümü tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye, içinde çevre ve insan sağlığına zararlı maddeler barındıran 'Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyalar'ın (AEEE) toplanması ya da bertaraf edilmesi konusunda Avrupa’nın oldukça gerisinde bulunuyor. Avrupa Birliği ülkelerinde kişi başı yıllık toplanan AEEE miktarı 17 kilogram düzeyindeyken, Türkiye’de bu yıl toplanması planlanan AEEE miktarı kişi başına yalnızca 0.3 kilogram olarak hedefleniyor.

Türkiye’de sisteme kayıtlı AEEE üreticilerine baktığında ise en çok üretici yüzde 82.2 oranla İstanbul’da yer alıyor. Dolayısıyla İstanbul tüketimin de yoğun olduğu şehirler kapsamında AEEE’nin kontrolü açısından dikkat çekilmesi gereken şehirlerin başında geliyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2012 yılı verilerine göre Türkiye'de yılda 537 bin ton e-atık ortaya çıkıyor ve bu oranın 2016’da üç katına çıkması bekleniyor. İçinde kobalt, baryum, cıva, berilyum, krom, kurşun ve arsenik gibi kırktan fazla madde bulunduran AEEE’ler, düzgün bir şekilde yok edilmediğinde ya da toprağa karıştığında çevre ve insan sağlığına ciddi zararlar veriyor.

ÖLÜMCÜL HASTALIĞA SEBEP OLUYOR

Barındırdığı zararlı hammaddeler nedeniyle AEEE’lerin birçok ölümcül hastalığa neden olduğunu belirten Bahçeşehir Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Özdemir, "Elektronik atıkların içeriğindeki cıva, beyinde ve böbreklerde hasara, baryum ise kalp ve karaciğer hastalıklarına, kas zayıflıklarına sebep oluyor. Berilyum, akciğer kanserine, krom genetik hasarlara ve alerjik bronşite, kurşun sinir sistemi, dolaşım sistemi ve üreme sisteminde hasarlara, kadmiyum maddesi de böbrekleri tahrip ederek kemiklerin kırılgan hale gelmesine neden oluyor. Kobalt ise başlı başına radyoaktif bir madde" dedi.
 
SAĞLIĞA EN ÇOK CEP TELEFONLARI ZARAR VERİYOR

Elektronik atıkların genel olarak tehlikeli atık sınıfına girdiğine dikkat çeken Özdemir, "Evlerde en çok biriktirilen elektronik atıkların başında cep telefonları geliyor. Dolayısıyla insanların zarar görme olasılığı en yüksek elektronik atık, cep telefonları. Bazı belediyeler elektronik atık konteynırları bulunduruyor. Bunun yanı sıra birçok belediye eski fırın, buzdolabı, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi gibi büyük evsel elektronik atıkları adresten teslim alıyor. Belediyeler aranarak bu atıklar elden çıkarılabilir. Elektronik atıkların normal çöplere atılmaması gerekir. Bu bilincin oluşması için çocukların da ebeveynler tarafından eğitilmesi gerekiyor" dedi.
 
TÜRKİYE GEREKLİ ÖNEMİ VERMİYOR

Mayıs 2012’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayınladığı Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği her ne kadar ihtiyaca yönelik bir yönetmelik olsa da gerekli toplum bilincinin oluşmaması ve AEEE’nin toplama sürecinin düzgün işlememesi sonucu toplanan atık miktarı yetersiz kalıyor. Yeterli atık olmamasının da sistemin düzgün işlemesini engellediğini belirten Özdemir, "Bu yönetmelik kapsamında Türkiye’de nüfusu 400 binden fazla olan belediyelerin en geç 1 Mayıs 2014 tarihinde, nüfusu 200 bin ila 400 bin arasında olan belediyelerin de en geç 1 Ocak 2014 tarihinde elektronik atıkları ayrıştırarak toplamaya başlamış olması gerekmekteydi" diye konuştu.
 
HEM İSTİHDAM HEM DE EKONOMİK KAZANÇ SAĞLIYOR

Hüseyin Özdemir, yapılan çalışmalara göre, geri dönüşüm aracılığıyla plastik sektörünün yüzde 10.2 ile en yüksek gelir artışına sahip sektör olduğunu belirten sözlerini şöyle sürdürdü:

"Elektronik atıklardan elde edilen geri dönüştürülmüş metal pazarı ise yıllık yüzde 8.1 büyüyor. 2009 yılında e-atık pazarının 11 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Dolayısı ile elektronik atıkların evlerde çürümesi veya düzenli depolanması çok ciddi bir ekonomik kayıptır. Bu ürünler toplanıp geri dönüşümü sağlanırsa hem yeni bir sektör yaratmış, hem de ülke ekonomisine yeni değerler katmış oluruz."

BAU VE PENDİK BELEDİYESİ’NDEN ÖRNEK PROJE

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Özdemir, İstanbul’da Kadıköy ve Pendik belediyeleri hariç diğer belediyelerin henüz sistematik bir şekilde e-atık toplamaya başladığına dair hiçbir verinin olmadığını belirtiyor. Kadıköy ve Pendik belediyelerinde yapılan çalışmalar sonucunda ise aktif olarak e-atıklar toplanarak geri dönüşüm tesisine iletiliyor.

Bu kapsamda, İstanbul’da Bahçeşehir Üniversitesi ve Pendik Belediyesi işbirliği İstanbul Kalkınma Ajansı’nın da desteğini alarak bir Elektronik Atık Geri Dönüşüm Yönetim Sistemi kuruluyor. Sistemin kurulumu sırasında ilçe içindeki okullarda, halk eğitim merkezlerinde ve alışveriş merkezlerinde eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapılarak daha bilinçli bir toplum anlayışı için adımlar atılması, web tabanlı bilinçlendirme hizmetleri ve sosyal medya etkinlikleri de düzenlenmesi hedefleniyor.

Ayrıca, proje kapsamında ilçe içerisinde iki ayrı mahalle seçilip, bu mahallelerde üç farklı tip yaklaşımla AEEE’ler toplanacak. Yaklaşımların sonucuna göre, seçilecek optimum toplama yöntemi hem toplum sosyal yapısına cevap verecek hem de düşük maliyetle daha çok atık toplanmasını sağlayacak. Toplama işlemi sırasında tablet ile bir takip sistemi kullanılarak oluşturulan veri tabanı sayesinde istatistikî sonuçlar elde edilecek.

Bu proje kapsamında; ilk defa Türkiye’de elektronik atıkların geri kazanımına dair sürdürülebilir ve yenilikçi bir çalışma yürütülecek. Pendik’te yapılacak olan bu projenin İstanbul’un diğer ilçelerine de model oluşturması hedefleniyor.

(OSS)