IRAK'ın Musul kentini eline geçiren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün saldırılarını sürdürmesi, Kuzey Irak başta olmak üzere ülke geneline ihracaat yapan Türk işadamlarını endişelendiriyor.
IŞİD'in Irak'ta uyguladığı şiddet, korku ve panik devam ederken, Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi başta olmak üzere Irak'a ihracaat yapan Türk işadamlarından bazıları ihracatlarını durdurdu. Bazıları da devam eden yatırımlarını durdururken, bazı işadamları da Kürt bölgesindeki yerleşim merkezinde güvenlikten kaynaklı herhangi bir sıkıntının yaşanmadığını savunuyor.
'500 BİN KİŞİ KÜRT BÖLGESİNE GÖÇETTİ'
Türk vatandaşı olmasına rağmen 10 yıldan beri Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki Dohuk kentinde yaşayan Mehmet Kızılkaya, IŞİD'in saldırısından sonra olayların çok abartıldığını belirterek, "Dohuk kentinde yaşıyorum. Yaklaşık 10 yıldan beri burada inşaat yapıyorum ve Diyarbakır'dan da inşaat malzemeleri ticaretini yapıyorum. Kürdistan bölgesinde herhangi bir endişemiz yok. Sorun olan yerler, Güney Irak ve Musul bölgesidir. Kesinlikle bir endişemiz yok. Son günlerde 500 bin civarında insan Kürt bölgesine göç etti. Bu konuda belirsizlik var. Bu insanlar kalacak mı gidecek mi? bilinmiyor. Bu insanların gitse de büyük kısmı Kürt bölgesinde kalacak. Beraberinde konut alanında bir talebi de doğuracaktır. İnşaat sektöründe İran'ın yüzde 80'i, Kürt bölgesinin ise yüzde 90'ı Türkiye'ye bağlıdır. İnşaat malzemesinden tutun da, gıda maddesine kadar. Bu insanlar Kürt bölgesinde kalıcı olursa inşaat, emlak, gıda ve konut alanında büyük bir talep olacak. Sınırda TIR kamyonları normal olarak geçiş yapıyor. Yol kontrolleri biraz artmasına rağmen her zamanki gibi normal seyrinde devam ediyor. Televizyonlarda gördüğümüz kadar değil. Görüntüler çok abartılıyor. Herkes işinde gücündedir. Tabiki komşu şehirlerimizdir, olumlu ve olumsuz etkileri olacak. İnsan ölümlerini kesinlikle istemiyoruz. Barış ve huzur istiyoruz ve bunun çabasındayız" dedi.
'MERKEZİ HÜKÜMET 6 AYDAN BERİ MAAŞ GÖNDERMİYORDU'
Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği (DOGÜNKAD) Başkanlığı'nı da yapan, Güney Yapı İnşaat Malzemeleri firması yönetim kurulu Başkanı Nevin İl, Ortadoğu'da şekillenen yeni bir sürecin başladığını belirterek, Türkiye'nin bu süreçte rolünün daha da büyüyeceğini ifade etti. Ortadoğu'da haritaların netleşeceği yeni bir sürecin başladığına dikkat çeken İl, "Yeni bir süreç başladı Ortadoğu için. Ortadoğu'da haritaların netleşeceği bir sürece girdik. 6 aydan beri yaşanan bir sıkıntı vardı zaten. Maliki hükümeti ile Kürt yönetimi arasındaki maaşların aktarımı konusunda, yaşanan bir sıkıntı vardı. Akabinde bu sorun yaşanınca, bütün sorunlar bu alandan kaynaklanıyormuş gibi lanse edildi. Ama aslında geçmişten gelen zaten yavaşlayan ihracaat trendimiz vardı. Şu an itibariyle ihracıtımız devam etmekte. Yakalaşık 6 aylık yansıyan yavaşlama devam ediyor. Kuzey Irak'a sevkiyatlarımız sürüyor. Dün, bugün ve yarın da devam edecek. Bu konuda, güvenlikten kaynaklı bir sıkıntı yok" diye konuştu.
'ORTADOĞU'DA BAŞLAYAN SÜREÇ, TÜRKİYE İÇİN BİR ŞANS'
Irak'ta yaşanan şiddet olaylarıyla başlayan sürecin Türkiye için bir şans olarak gördüğünü ifade eden İl, "Önümüzdeki süreci Türkiye için şans olarak görüyorum. Türkiye'nin Ortadoğu'daki yeni şekillenen süreçte rolü daha da büyüyecek. Kürtler'in buradaki rolü ve durumu da daha etkin olacak, yeni işbirlikleri olacak, umutluyuz. Açıkçası abartılı bir yansıma var. Sabahları ben de tv izliyorum, gazete aldığım zaman acaba nerde yaşıyorum? diye şaşırıyorum. İki gün sonra Erbil ve Dohuk'a gideceğim. 2 gün önce de derneğimizin toplantısını Midyat'ta yaptık. Ordayken üyelerimizden sıkça mesaj aldık. Batıdaki arkadaşlarımız, 'orası çok karışık, başınıza bir şey gelecek, ne durumdasınız' diye sürekli mesaj gönderdi. Halbuki çok sakin bir ortamdaydık, batıdan inanılmaz derecede daha huzurlu bir ortamda yaşıyoruz. Hani bu sıcak gelişmeler, her yere sıçrayabilir. Evet bu herkes için geçerli. Her yerde, heran her şey olabilir. Ama şu an itibariyle görünen bu topraklar, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, yaşanan bir risk olmadığı gibi, sınırın öte tarafındaki Kürt bölgesinde de bir problem yok. Halen işlerimiz, projelerimiz devam etmekte. Kerkük alındıktan sonra aksine bir öz güven geldi oradaki insanlara. Biz daha rahat Kerkük tarafına sevkiyatımızı yapmaya başladık. Oraya gönderdiğimiz bir iş devam etmekte. Umarım Musul'da da aynı sukünet ve istikrar sağlanır. Ama basınımızın ciddi anlamda sorumlu davranması gerekiyor. Savaş naralarının atılması hiç kimsenin yararına değil" diye konuştu.
'KÜRT BÖLGESİ GÜVENLİ, ANCAK NECEF VE KERBELA RİSKLİ'
Mermer, mobilya ve enerji iş kollarında faaliyet gösteren DİMER Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Raif Türk ise, Kürt bölgesindeki yatırımlarıyla ilgili bir güvenlik sorunu yaşamadıklarını ancak, Necef ve Kerbala kentlerindeki yatırımlarının olumsuz etkileneceğini söyledi. Türk, şöyle konuştu:
"Irak'ta Tütrkiye'den ihracaat yapan firmaların ilkleri ve en fazla yapanları arasında yeralıyoruz. Şu an doğrudan sirayet eden bir durum henüz yok. Ama Necef ve Kerbela'da, yani Güney Irak'ta işlerimiz var, onları etkileyebilir. Onlar da dolaylı olduğu için, yani ihracaat kayıtlı olduğu için, bize yansıması da biraz gecikebilir. Ama Kürt yönetiminin olduğu alanlarda herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı. İnsanlık adına bir endişemiz var. Bu saldırı, bugüne kadar yaşanmış, görülmüş bir şey değil. İnsanlık adına bir endişe var işadamları arasında. Bunun Irak geneline yayılması gibi bir endişemiz var, Allah korusun diyoruz. Yani umarım olmaz. Eğer olursa da kaybedenler arasında biz ihracaatçılar da olacağız."
'TÜRKİYE, BÜTÜNÜ KAPSAYAN POLİTİKA GÜTMELİ'
Devam eden süreçte Türkiye'ye çok önemli görevler düştüğünü anlatan Türk, "Türkiye'nin bütünü kapsayan, Şii, Suni, Kürt, Arap demeden, bütün Irak vatandaşlarını kapsayan bir politika gütmesi ve bu radikal grupların, Irak'ta etkili olmaması için ne gerekiyorsa onu yapması gerektiğini düşünüyorum.
Kürt bölgesinde olumsuz herhangi bir durum yok. Artı Kerkük'te de bir olumsuzluk yaşanmadı. Bağdat'a da girilmediğini biliyoruz. Belli bir bölgede tabiki katliamlar yapılıyor. Çok ağır saldırılar var, katliamlar var. Tabi bu insanları korkutur ürkütür, endişeli olmak normaldir. Bunun çok uzun süreceğini de sanmıyorum. İnsanlığın buna meydan fırsat vermeyeeğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
YATIRIMLARINI DURDURDU
Doğu ve Güneydoğu Tekstilciler Derneği Başkanlığı'nı da yapan BİSTEKS Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Uğurlu, Irak'a yönelik ihracatlarda aksamaların başladığını ve yatırımlarını durdurduklarını kaydetti. Yaklaşık 10 yıldan beri özellikle tekstil anlamında Kürt bölgesindeki, Erbil, Dohuk ve Zaho'da 2 milyon dolarlık bir harcama ile çok ciddi bir altyapı oluşturduklarını ifade eden Uğurlu, "Aksamalar başladı. Yıllardır özellikle tekstil alanında bir altyapı oluşturmuştuk. Bu yıl 2 milyon dolarlık bir yatırımımız oldu. Malesef saldırı bizi bayağı tedirgin etti. Özellikle Kürdistan bölgesinde en ufak bir krizde, oradaki harcamalarımız duruyordu. Son günlerde oradaki mağazalarımızda cirolar yüzde 50 zaten düştü. Cok ciddi bir tedirginliğimiz var. Şu an ihracatımızı da durdurduk. Süleymaniye'de bir mağaza açma çalışmamız vardı ama bunu durdurduk. Hevler, Dohuk ve Zaho'da mağazalarımız vardı zaten. Türkiye'de yaşadığımız krizi, orada açtığımız mağazalarla telafi etmeye çalışıyorduk. Ama şimdi ne olacağını bilmediğimiz için bir tedirginlik yaşıyoruz" dedi.
'DENGELER DEĞİŞİRKEN TÜRKİYE DİKKATLİ OLMALI'
Dengelerin değişim sürecine girdiği Ortadoğu'da Türkiye'nin Kürtlerle işbirilğine girmesi gerektiğini savunan Uğurlu, "Türkiye çok dikkatli davranması gerekiyor. Oradaki Kürtlerle işbirliğine girmesi lazım. Türkiye Kürt bölgesine, Almanya'dan sonra en çok ihracaat yapan ülke konumundadır.Oradaki yatırımcıların ciddi anlamda ileriye dönük bir yatırım programları var. Orada çeşitli oyunlar var, perde arkasında ne olduğunu bilmiyoruz. Ama Türkiye'nin çok dikkatil olması lazım. Dünya'daki 50 ülkeyi kaybetse bile, ihracaat analmında orayı kaybetmemesi lazım, bu riski göze alması lazım. Çünkü önümüzü göremiyoruz. Yarın IŞİD orda başka saldırı yapar mı, yapmaz mı? bilinmiyor. Merkezi hükümetten kaynaklı bir kriz zaten yaşanıyordu, maaşların ödenmemesiyle ilgili. Buna alıştık zaten oradaki insanlar da kendini onlara göre ayarlamaya alıştı" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI