BİLİM,  Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, "Biz son derecek genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Şimdi toplum olarak bize düşen genç nüfusumuzda özellikle üniversite mezunları arasında girişimcilik ruhunu geliştirmektir" dedi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Hilton Oteli'nde düzenlenen Yatırımcı-Girişimci Buluşması 3. Tekno Girişim Zirvesi'ne katıldı. Programda konuşan Bakan Ergün, son 11 yıldır istihdamın ve yatırımın arttığını söyleyerek, daha çok çalışmak gerektiğini yolun başında olduklarını belirterek, şunları söyledi: "Önümüzdeki 10 yıl içinde dünyaca bilinen tüm dünyada kabul edilen, itibar gören belli alanlarda markalarda oluşturmamız gerekiyor. Tekno girişim sermayasi alarak çalışan arkadaşlarımızın marka oluşturma şansları çok daha fazla. Artık girişimcilik öncelikli olarak sermaye sorunu olmaktan çıktı, bir bilgi meselesi haline geldi. Proje meselesi haline geldi. Biz son derece genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Bunun bir problem olarak algılanması da mümkün bir fırsat olarak da algılanması mümkün. Biz bunu bir problem olmaktan çıkartmak bir fırsata dönüştürmek mecburiyetindeyiz. Onun için ona uygun alt yapılar oluşturmak ve o fırsatı ülkemiz ve milletimiz adına değerlendirmeliyiz. Son yıllarda eğitime yapılan büyük yatırımlar ve üniversite mezunu bireylerin toplum içindeki oranın artması nüfusumuzu bizim için daha da büyük bir güç haline getirdi. Şimdi toplum olarak bize düşen genç nüfusumuzda özellikle üniversite mezunları arasında girişimcilik ruhunu geliştirmektir." "ÖNÜMDE FIRSATLAR DEĞERLENDİREYİM' DİYEN GENÇ BİR KUŞAK MEYDANA GETİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Ergün, "Gençlerimizi sadece iş arayan bireyler, 'kamuda iş bulayım, özel sektörde iş bulayım' bu da çok saygı değer bir şey. Tabii bazı insanlar kamuda çalışacak, bazı insanlar da özel sektörde çalışacak. Ama bu düşüncenin hâkim olduğu bir gençlik yerine kendi işini kuran bireylere dönüştürmemiz lazım gençlerimizi. 'Ben kendi işimi kurayım ve yanında istihdam meydana getireyim. Önümde fırsatlar var bu fırsatları değerlendireyim' diyen genç bir kuşak meydana getirmek için çalışıyoruz. Bunu yaparsak 2023 hedeflerine daha hızlı bir şekilde ulaşabiliriz" dedi. "BAKANLIK OLARAK TEKNOGİRİŞİM SERMAYESİNİ 2009 YILINDA BAŞLATTIK"
"Bakanlık olarak tekno girişim sermayesini 2009 yılında başlattık" diyen Bakan Nihat Ergün, şöyle konuştu: "Bu destekten yararlanarak işlerini kuran, şirketlerini kuran arkadaşlarımızı gerçekten çok önemsiyoruz ve ne yaptıklarını yakından da takip ediyoruz. Bu destekten yararlanan gençlerimize karşılıksız olarak başlangıç olarak 100 bin lira hibe desteği vermeye devam ediyoruz. Bugüne kadar bin 34 arkadaşımız bu desteklerden yararlandı ve kendi işlerini kurdular. Tekno girişimcilerimiz çok zor projeler üzerinde çalıştıkları için elbette hepsinin başarılı olmasını beklemiyoruz. Birtakım riskler de olacaktır. Bazı işlerde başarısızlıklar da olabilir. Biz şöyle düşündük; Bu memleketin parasını şimdiye kadar kimler nerelere harcadılar. Yüz milyonlar, milyarlar... Bizim bu gençlerimize bu güne kadar sağladığımız toplam destek miktarı sadece 2001 krizinde bankalardan boşaltılan miktarın yanında devede kulak değil, devenin tüyü kadar bile değildir. Bizim bugün hepsini batırsalar ne olur yani? Bu bin 34 arkadaşımızın hepsi de işlerini geliştirerek devam ettiriyorlar. Biz baştan söyledik. 100 bin lira helali hoş olsun. Batırsanız batırın. 'Kafası çalışan adamlar paramızı batırmış' deriz hiç olmazsa. Kafası çalışmayan adamlar değil. Özellikle denetim mekanizmalarını da bu anlayışa alıştırmak zor oluyor. Bazen geliyorlar teftiş kurulundan, sayıştan 'Efendim siz tekno girişim sermayesi vermişsiniz, ARGE desteği vermişsiniz. Ama adam başarılı olamamış. Devletin parası batmış. Şimdi geri alalım parayı kamu zararı doğmuş bundan' diyor. Arkadaş böyle bir anlayışla kim ARGE yapar? ARGE alanı demek araştırma, geliştirme alanı demek. Büyük ihtimalle batabilir, demek. Bu alanda büyük riskler var, büyük fırsatlar var. Onun için biz bu alana yöneliyoruz. Bakanlığımız işi bu. Riske girmek ama o içinden çıkacak olan büyük fırsatı da yakalamak. O riske girmeden o fırsatı yakalayamazsınız. 'Eğer siz olmaz kamu zararı doğmuş, parayı geri alalım dersen' bu parayı kimse almaz bizden. Hiç kimse almaz. Ne yapacak adam başını belaya sokar mı? Çok şükür aşıyoruz bunları büyük çapta. Aşıldı." "MAÇLARI ŞİKEYLE ALMAKTAN VAZGEÇECEKLER"
Bakan Ergün, Tekno Girişimci Raşit Alemdar'ın futbolla ilgili “Sentio Sports Analytics" projesine değinerek, şöyle devam etti:  "Raşit'in yaptığı iş aslında o dünyaya çok farklı bir bakış getirecek bir iş. Ne zaman ilgi gösterecek bizim kulüpler bilmiyorum. Ama buna ilgi gösterdiklerinde maçları şikeyle almaktan vazgeçecekler. Gerçekten oyuncuların performansıyla alacaklar. Veya bu programa ilgi duyduklarında performansı hiç de iyi olmayan topçuya 'bu kadar milyon dolarları nasıl verdiniz?' diye soracaklar o zaman. Çünkü onun performansını bu veriler analiz edildiği zaman, zaten önceden görmüş olacaksınız. Veya gerçekten yararlanmak istiyorsanız bir hocanın artık önümüzdeki maçın 11'ini nasıl kuracağına dair çok önemli bilimsel veriler akacak önüne. Eğer hoca o bilimsel verilerle ilgileniyorsa. Ya da kulüp yönetimi kimleri transfer edebileceği konusunda önceden bir çok veriyle tanışmış olacak. Doğru adamları doğru yerlere transfer etmiş olacak. Bütün bunlar da orada verimliliği arttıracak. Ama futbolcu simsarlarıyla futbolcu transfer yapılmaya devam ediyorsa o zaman hangi adama ne kadar lüzumsuz milyon dolarlar verdiğinizin hesabı hala sorulmayacak. O açıdan bu sisteme ilgi duyan kulüplerin gerçekten işi bilimsel bir temelde. Ekonomik temelde yapması mümkün olacak. O zamanda futbol bugünkü olduğu gibi gereksiz maliyetleri üstlenen ve herkesin taşımak zorunda kaldığı bir yük olmaktan çıkacak. Daha ekonomik bir yola girecek. Ben bu çalışmanın sadece sporda değil, basketbolda da diğer alanlarda da çok önemli bir işlev görecek önemli bir sektörel açılım meydana getirecek bir çalışma olduğunu görüyorum." "FUTBOL CAMİASINDA DEVRİM YARATIR"
Bakan Nihat Ergün,  konuşmasını şöyle tamamladı: "Senin yaptığın iş Türkiye'de futbol camiasında devrim yaratır. Ama onlar o devrimin olmasına hazır mı? Muhtemelen kendileri devrilirler. Ona hazır olmazlar. Onun için o teknolojinin o alana ne getireceğine herkese çok iyi anlatmak lazım. Seyirciye anlatmak lazım. gerçekten performansı yüksek adamlar sahada yer alırlar. O seyirci de gerçekten performansı yüksek olan adamları seyreder. bilimsel temele dayalı bir futbol oynandığını seyirci de hissetmeye başlar. Talep eder. Benim kulübüm bunu yapıyor mu diye? Şimdi yapamıyor. Onun için sektöre kavrayamıyor ne olduğunu sektöre de yapılanın ne olduğunu kendisinin ne işine yarayacağını kavratmak gerekiyor."