MERSİN Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, devletin üretim için özel sektörü desteklemesi gerektiğini, sanayisizleşen bir Türkiye'nin ise fakirleşeceğini söyledi.
MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye'nin ekonomik gelişimiyle ilgili bir değerlendirme yaptı. Yazılı bir açıklama yapan Aşut, her ay sanayi üretimini, enflasyonu, büyümeyi konuştuklarını, televizyonlarda, gazete köşe yazılarında virgülleri yorumlandığını hatırlatarak, "Her zaman ifade ettiğimiz bir şey var; bu rakamlarda, özellikle sanayi üretimi rakamlarında total rakamlar, yılsonu rakamları önemlidir. Bir önceki ay sanayi üretiminde rekor kırmıştık. Ne oldu? Türkiye ekonomisi mi kurtuldu? Hayır. Bu ay sanayi üretiminde geçtiğimiz aya göre azalma, bir önceki yılın aynı ayına göre artış var. Bu aylık artış ve azalmalar, ekonomimiz adına ne bayram yapacak, ne de felaket tellallığı yapacak bir durumdur. Bizim ülke olarak üretim miktarının çetelesini tutmaktan daha çok; üretim kalitesini, birim başı düşen katma değeri, bu katma değeri yaratacak şey olan yüksek teknolojiyi konuşmamız gerekir. Bu nitelikli üretimi yapacak beceriye ve beyinlere sahip insan kaynağını konuşmalıyız" dedi.
DÜŞÜK TEKNOLOJİ İLE 500 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFİ YAKALANMAZ
Her ay bu rakamları aynı ifadelerle yorumlamanın bir yararı olmadığını da anlatan Aşut şöyle devam etti:
"Birçok sanayicinin bile anlamadığı ve ilgilenmediği takvim etkilerinden bahsetmek istemiyorum. Neye önem verirseniz o sonucu alırsınız. Güney Kore bundan 30 yıl önce bir hedef koydu. 'Çelik üreteceğiz' dedi. Bazı gelişmiş ülkeler Kore'ye; 'Sizin ham maddeniz yok, sizin enerjiniz yok, sizin pazarınızda Çin gibi bir rakip var' gibi engelleyici şeyler söylediler. Yani, teorik olarak Kore'nin çelik üretmesi 'Mantıklı değil, mümkün değil, dışarıdan daha ucuza alırsınız' dediler.. Bugün Güney Kore dünyada neredeyse çeliğin fiyatını belirleyen dev bir çelik üreticisi konumundadır. Sanayi üretimindeki virgül ile ifade edilen artışlara sevinmeyi veya virgül ile ifade edilen azalmalarla da felaket tellallığı yapmayı bırakalım. Türkiye zenginleşmek istiyorsa üretmek zorundadır; büyümek istiyorsa üretmek zorundadır; cari açığı kapatmak istiyorsak üretmek zorundadır; işsizliği azaltmak istiyorsa üretmek zorundadır. Ama geleneksel üretimden sıyrılarak bunları yapmak zorundadır. Aşırı enerji harcayan, düşük teknolojili üretimle hamallık yaparak 500 milyar dolar ihracatı yakalayamayız. Yakalasak da ithalata bağımlı bir sanayi ile katma değer yaratmayan bir üretim sistemi ile yine elde var sıfır olur. Yine cari açığı, yine düşük karları konuşuruz."
SANAYİYE DESTEK
Türkiye olarak artık stratejik alanların daha iyi tespit edilmesi gerektiğine de işaret eden Aşut şöyle dedi:
"Devlet desteği olmasaydı ABD özel sektörü tek başına üç boyutlu yazıcıyı icat edemezdi. Devlet desteği olmasaydı Samsung bugün balık ihracatı, Nokia ise hala kereste işi yapıyor olurdu. Bu bir hedeftir. Üretmeden zenginleşemeyiz ama devletin desteği olmadan da üretimde küresel rekabeti yakalayamayız. 'Devletçilik dönemi bitmiştir.' Doğru. Ama serbest piyasayı da doğru anlamalıyız. Onlara serbest olan bize neden yasak olsun. Bu strateji ve devlet desteği olmazsa sanayici meşakkatli bir iş olan sanayiden çıkar, müteahhit olur, tüccar olur. Sanayisizleşmek ülkenin sanayi sektörünü bırakması değildir. Sanayisizleşmek ülkenin sanayi üretimi yapmasına rağmen sanayiden para kazanamaması, katma değer yaratamamasıdır. Sanayisizleşen bir Türkiye fakirleşir, hedeflerine ulaşamaz."