İZMİR’de, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) şubeleri adına yapılan açıklamada, 'Milli Eğitim Temel Kanunu ve Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı' ile dershanelerin özel okullara dönüştürülmesiyle ilgili düzenlemelere, bunun eğitim tarihindeki 'en büyük özelleştirme ve en kapsamlı tasfiye' olduğu gerekçesiyle tepki gösterildi.
Geçen 6 Şubat’ta TBMM’ye sunulan 'Milli Eğitim Temel Kanunu ve Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı' ile dershanelerin özel okullara dönüştürülmesiyle ilgili düzenlemelere tepki gösteren Eğitim Sen İzmir şubeleri yöneticileri, bir basın toplantısı düzenledi. Tüm şubeler adına Eğitim Sen 5 Nolu Şube Başkanı Özcan Çetin tarafından yapılan açıklamada AK Parti hükümetinin, bu yasa tasarısı ve dershanelerin özel okullara dönüştürülmesini bahane ederek, eğitimde tarihin en büyük özelleştirme ve en kapsamlı tasfiye operasyonu için düğmeye bastığını öne sürdü.
Bu yasa taslağı ile 1 Eylül 2015 tarihine kadar, özel okullara dönüşüm taahhüdünde bulunan dershanelere, Hazine taşınmazları üzerinde eğitim tesisi yapılması amacıyla 25 yıllığına bedelsiz kullanım hakkı verdiğini dile getiren Şube Başkanı Özcan Çetin, “Ayrıca hazine arazisi üzerindeki Milli Eğitim Bakanlığı’na tahsis edilmiş taşınmazların (okullar, okulların ek binaları) 10 yıla kadar kiraya verilmesi öngürülmektedir. Bu kanun tasarısı ile daha önce başta İzmir Kız Lisesi, Atatürk Lisesi olmak üzere, merkezdeki birçok okulun ve ek binaların, dershanelere kiraya verilmesi dedikodusu doğrulandı” dedi. Çetin sözlerini söyle sürdürdü:
EN BÜYÜK TASFİYE ADIMI
“AK Parti iktidarı, geçtiğimiz 12 yıl boyunca, defalarca yaptığı gibi, Milli Eğitim Bakanlığı teşkilatını kendi siyasal, ideolojik hedeflerine paralel olarak yeniden biçimlendirmekte, kendi çizgisinde olmayan tek bir kişinin bile Bakanlık bünyesinde eğitim yöneticisi olmaması için tarihin en büyük tasfiye adımlarını atmaktadır. Siyasi iktadar, bu yasa tasarısı ile kendi döneminde atanan tüm okul müdür yardımcıları ve 81 ilin il milli eğitim müdürüne görevden el çektirmekte ve milli eğitimdeki yeni yönetim kadrolarının, hükümetin il başkanları gibi çalışan valiler tarafından atanmasına olarak sağlamaktadır.”
ÖĞRETMENLERİN NİTELİĞİ SINAVLA ARTMAZ
Yine bu yasa tasarısı ile aday öğretmenler için yeni bir sınavın daha getirilmek istendiğini, bunun kabul edilemez olduğunu belirten Özcan Çetin,
“Öğretmenliğin daha nitelikli hale getirileceği bahanesiyle, atabilmek için KPSS, KPSS Eğitim Bilimleri, KPSS Alan Sınavı olmak üzere üç ayrı sınavı geçmek zorunda olan öğretmen adaylarının atandıktan sonra bir kez daha sınava girmesi doğru değildir. Öğretmenlikte niteliği arttırmak eleme sınavları ile değil daha bütüncül politikalarla mümkündür” diye konuştu.
Siyasi iktidarın bu uygulamalarına karşı hukuksal ve örgütsel mücadelelelerine sürdüreceklerini söyledi.

MO (AÖ/AAA)(FOTOĞRAF)