Abdulmehdi yaptığı açıklamada, "Musul'daki askeri varlığından dolayıTürkiye'ye 'düşman ülke' gibi davranmak, siyasi ve ticari ilişkileri kesmek doğru olmaz ve ülke egemenliğini savunmada yarar sağlamaz" ifadelerini kullandı.

Irak hükümetinin Türkiye'ye karşı attığı adımları doğru ve dengeli olarak niteleyen Abdulmehdi, tank ve askerlerin, hükümetin bilgisi dışında içeri girmesi durumunun, ne kadar zor ve çetrefilli olursa olsun hiçbir hükümet tarafından kabul edilemeyeceğini savundu.

Ammar el-Hekim'in liderliğini yaptığı (Şii) Yüksek İslami Konseyi'nin önde gelenlerinden Abdulmehdi, şunları kaydetti:

"Başika Kampı'ndaki durum (Türk askerinin varlığı), Kürdistan Bölgesi, Musul'daki durum ve Musul'daki bazısı resmi sıfat taşıyan siyasal güçlerin durumuyla ilgilidir. Konu karışık ve çetrefillidir. Bunu ülkenin egemenliğini korumak adına titizlikle ele almamız lazım. Sorunları derinleştirmeden çözmemiz gerekir ve ülkenin yönünü DAEŞ'e karşı başlatılan esas savaştan saptırmamak lazım."

Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin daha önce Türkiye ziyaretinde destek talep etmesi üzerine, Peşmerge ve yerel grupların eğitimi için bölgeye gönderilen Türk birliği 4 Aralık'ta nöbet değişimi gerçekleştirmiş ve 150 askerle birlikte yaklaşık 25 tank da bölgeye intikal etmişti.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, 10 Aralık'ta, Bağdat'ta Irak Başbakanı İbadi ile de görüşerek Türkiye'nin Musul'daki askeri varlığını ele almışlardı. İbadi'ye, Türkiye'nin Irak'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğu, terör örgütü DAEŞ ile mücadelesinde yanında olacağı aktarılmıştı