PAPA Francesco, Katolik aleminin ruhani liderliğine ve Vatikan Şehir Devleti başkanlığına seçilmesinden 1 yıl geçmesi nedeniyle Corriere della Sera gazetesinin sorularını yanıtladı.
Papa, kiliseye getirdiği yeni soluk nedeniyle Francescomania’nın (Francesco çılgınlığı) çok uzun sürmeyeceğine ilişkin bir açıklaması hatırlatılınca, "Papa Francesco üzerinde belirlenen mitolojiyi sevmiyorum. Papa’yı bir Süperman ya da bir çeşit kahraman figürü gibi görmek, bana incitici geliyor. Papa da normal bir insan" dedi.
Geçen yıl 28 Şubat'ta görevinden resmen feragat eden selefi 16'ncı Benediktus’un ardından 13 Mart’ta bu göreve seçilen Arjantinli Papa Francesco, şaşaadan uzak kalmak için Papalık Sarayı yerine ikamet ettiği Aziz Marta Evi’nde, Corriere della Sera gazetesi muhabirine özel açıklamalarda bulundu. Time dergisinin, 'Yılın Kişisi' seçtiği ve yoksul bir kilise hayaliyle göreve gelen 76 yaşındaki Papa bu süre içerisinde, Vatikan Divanı, dünyanın en büyük mali güçlerinden Vatikan Bankası (IOR) ve Papalığın ekonomik yapısı gibi birçok konuda reform yaptı. Papa, birçok yenilik ile köklü pastorel değişimleriyle adeta bir devrim yarattı.
"SELEFİMİ BİR MANASTIRA KAPATAMAZDIM"
Halihazırda Vatikan’daki eski bir manastır binasında ikamet eden selefi 16'ıncı Benediktus’un zaman zaman görüşlerini alıp almadığı sorulan Papa, şunları söyledi:
"Evet. Emerit Papa, müzedeki bir heykel değil. Esasen biz bu duruma alışkın değiliz. Bu durum, 60, 70 yıl önce yoktu. Bugün ise, kurumsal. 16'ncı Benediktus bir ilk ve belki başkaları da olacak. Bunu bilmiyoruz. 16'ncı Benediktus sağduyulu ve alçakgönüllü birisi. Varlığıyla da rahatsızlık vermek istemiyor. Onunla konuşarak, dışarı çıkması, insanları görmesi ve kilise yaşamına katılmasının daha iyi olacağına birlikte karar verdik."
Papa Francesco, görevini bırakması ardından birçok kez de selefiyle bir araya geldiklerini anlattı. "Onun bilgeliği Tanrı’nın bir hediyesi" diyerek selefini öven Papa, “Bazıları onun Vatikan’dan uzaklarda bir manastıra çekilmesini arzu etmiş olabilir. Ben ise, büyükanne ve büyükbabaların, bilgelikleriyle verdikleri tavsiyelerin, aileye güç kattığını ve bir huzurevinde olmayı hak etmediklerini düşündüm” diye konuştu.
"PAPA HEM YALNIZ BİR ADAM, HEM DEĞİL"
 "Kiliseyi yönetme şekliniz bize, herkesi dinlediğiniz, ama yalnız karar verdiğiniz izlenimini verdi. Papa yalnız bir adam mı?” sorusuna Papa Francesco, "Evet ve hayır. Ne demek istediğinizi anlıyorum. Papa çalışırken yalnız değil. Çünkü birçok kişi ona eşlik ediyor ve tavsiyelerde bulunuyor. Kimseyi dinlemeden karar verir ve ya da yalandan dinliyormuş gibi yaparsa o zaman yalnız bir adam olur. Ancak bir an var, karar vermek zorunda olduğunuz ve bir imza attığınızda ki bu sadece sizin sorumluluğunuzdur" karşılığını verdi.
"SUPER KAHRAMAN OLMAK BENİ İNCİTİYOR"
Francescomania’nın (Francesco manyaklığı) çok uzun sürmeyeceğine ilişkin bir açıklaması ve bununla bağlantı olarak halkın gözündeki hangi imajının kendisi tarafından beğenilip beğenilmediği sorulan Papa, "İnsanların, acı çekenlerin arasında olmayı, kiliselere gitmeyi seviyorum. İdeolojik yorumlamaları, Papa Francesco üzerindeki belirli mitolojiyi ise sevmiyorum. Gece Vatikan’dan çıkıp, Ottaviano Caddesi’nde (Vatikan’a yakın) evsizlere yemek verdiğim söyleniyor. Aklıma dahi gelmedi bu. Yanılmıyorsam Sigmund Freud söylüyordu, idealize edilen her şeyde saldırı vardır. Papa’yı bir Superman ya da bir çeşit kahraman gibi çizmek, bana incitici geliyor. Papa, ağlayan, gülen, sakince uyuyan ve herkes gibi arkadaşları olan bir adam. Normal bir insan" ifadelerini kullandı.
Papa’nın bu sözleri, geçtiğimiz günlerde Roma’daki bir duvara resmedilen, "Süper Papa" figürünü akıllara getirdi.
"KUTSAL TOPRAKLAR, ASYA VE AFRİKA’YA GİTMEK İSTİYORUM"
Arjantin’i özleyip özlemediği sorulan Papa, “Esasında özlemedim. Ancak 5 kardeşten geriye kalan hasta kız kardeşimi görmek için oraya gitmek isterdim, ama bu bir Arjantin seyahati anlamına gelmiyor. Onu telefonla arıyorum ve bu yeterli. 2016’dan önce oraya gitmeyi düşünmüyorum, çünkü zaten Latin Amerika’da bulunan Rio de Jenairo’ya gittim. Sırada Kutsal Topraklar, Asya ve Afrika var" açıklamasını yaptı.
Vatikan Şehir Devleti Başkanı olsa da geçtiğimiz günlerde Arjantin pasaportunu yenilediği hatırlatılan Papa, "Tarihi geçiyordu, bu yüzden yeniledim" dedi.
"MARKSİZM GERÇEK DEĞİL"
Geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamadan dolayı Marksist olduğu iddiası ortaya atılan Papa, bu ithamın hoşuna gidip gitmediğini ise, “Hiçbir şekilde . Marksist ideolojisine hiç katılmadım, çünkü gerçek değil, ama ona inanan birçok iyi insan tanıdım” dedi. 
Katolik Kilisesi’ni sarsan ve başta çocukların cinsel istismarı olmak üzere skandalların üzerinin örtülmemesi çabasının takdir edildiği belirtilen Papa, şöyle konuştu:
 "İki şey söylemek istiyorum; Cinsel istismar vakaları gerçekten korkunç, çünkü derin yaralar açıyor. 16'ncı Benediktus bu konuda çok cesur davrandı ve bir yol açtı. Kilise, bu yolda çok ilerledi. Çocuğun istismarı fenomenine ilişkin istatistikler çok etkileyici. Bunların çoğunun açıkça aile ortamı ve yakınlar tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıkıyor. Katolik Kilisesi, belki de bu konuda şeffaf ve sorumlu hareket eden tek kamu kurumu. Kimse daha fazlasını yapmadı. Buna rağmen Kilise, saldırılan tek kurum."
KİLİSENİN KÜRESELLEŞME KARŞITLIĞI
Küresel mali krize yol açan ekonomik adaletsizliğin, insanlığa saldıran kötülükler olduğu yönündeki açıklaması anımsatılan ve “Küreselleşme aynı zamanda milyonlarca insanı fakirlikten kurtardı, umut ve iyimserlik duygusu yarattı” teorisi aktarılan Papa, "Gerçekten, küreselleşme birçok insanı fakirlikten kurtardı, ama birçoğunu ise açlıktan ölmeye mahkum etti, çünkü bu ekonomik sistemde selektif oldu. Kilisenin görüşüne göre küreselleşme, her nokta ve merkezden eşit uzaklıkta bir küre değil, farklı yüzleri olan çok düzlemli, her halkın kendi kültürünü, dilini, dinini, kimliğini koruduğu bir şeydir. Aktüel ekonomik globalizm, özellikle finansal bakımdan, sadece zayıf bir düşünceyi üretiyor. Merkezinde insan değil sadece para var” yönünde görüşünü bildirdi. 
KADINLARIN ROLÜ
Aileye, özellikle de Katolik Kilise’nin dışlamasına karşın "Boşananlar cezalandırılmamalı, onlara yardım edilmeli" açıklaması ardından boşanmalara ve aileye ilişkin yenilikler olup olmadığı sorusu yöneltilen ruhani lider, bu konulara ilişkin Kilise’nin önünde uzun bir yol olduğuna işaret etti. Papa, kadınların Kilise’de daha fazla rol almasına ilişkin taleplerin hatırlatılması üzerine, bu konuda çok safsata yapıldığını, kadınların da Kilise’nin karar mekanizmalarında rol alabilme yetisine sahip olduğunu ve rol alması gerektiğinin altını çizdi. Papa bunun için Kardinal Rylko’nun, laikler ve çeşitli alanlardaki kadın uzmanlarla birlikte derin çalışmalar yaptığını açıkladı.
AVRUPA HAKKINDA NEDEN KONUŞMUYOR?
Çin’in birkaç yıla kadar dünyanın en büyük gücü olacağı, ancak Vatikan’ın bu ülkeyle ilişkisinin olmadığı hatırlatılan Papa, "Çin’e yakınız. Xi Jinping, bende 3 gün sonra başkan seçildiğinde ona bir mektup gönderdim. O da beni cevapladı. İlişkiler var. Çin toplumunu seviyorum” ifadelerini kullandı.
Avrupa hakkında hiç mesaj vermemesinin, tatmin olmadığı bir Avrupa dizaynından mı kaynaklandığı sorulan ruhani lider, "Asya’dan ya da Afrika’dan bahsettiğimi hiç duydunuz mu? Brezilya ziyaretimden dolayı ve Latin Amerika heyetini kabulümden dolayı sadece Latin Amerika hakkında konuştum. Avrupa hakkında konuşmak için fırsat gelmedi, ama gelir” dedi.
KİLİSEDE KADININ YERİNE İLİŞKİN KİTAP
Son dönemde, Damiano Marzotta’nın, kadının kilisedeki yerine ilişkin 'Pietro ve Maddalena' adlı kitabını okuduğunu ve çok beğendiğini söyleyen Papa, son olarak gördüğü filmin, Roberto Benigni’nin Hayat Güzeldir’i olduğunu, 'En İyi Yabancı Film' dalında Oscar ödülü alan Muhteşem Güzellik’i seyredip seyretmeyeceğini ise bilmediği söyledi. 
AŞIK OLDU MU?
Papa, hiç aşık olup olmadığını yönündeki sorunun cevabının, yazdığı iki kitabında olduğunu, 17 yaşındayken bir sevgilisi olduğunu ve bir hafta kadar başını döndürdüğünü dile getirdi.

EÇ(GE/İD)