AB KOORDİNASYON MERKEZİNİ ZİYARET
TÜSİAD ve Kıbrıs Türk İşadamları Derneği (İŞAD) yetkilileri, Rum ve Yunanlı İşadamlarıyla ara bölgedeki toplantıları öncesinde, KKTC Başbakanlık AB Koordinasyon Merkezi’ni ziyaret ederek, yetkililerle görüştü.
KKTC Başbakanlık AB Koordinasyon Merkezi Koordinatörü Erhan Erçin görüşme öncesinde ara bölgedeki toplantının zamanlamasının kendilerini memnun ettiğini,  TUSİAD’ın KKTC için önemli görevler üstlendiğini vurguladı. Erçin, TÜSİAD’ın KKTC’nin son 15 yılında atılan adımların önemli unsurlarından biri olduğunu ifade ederek, 1998 yılında Lüksenburg zirvesinden sonra Türkiye Cumhuriyeti'nde hazırlanan KKTC raporunun, TÜSİAD inisiyatifiyle başlatılan, Kıbrıs sorununda daha proaktif rol alma girişimlerinin ilk halkasını oluşturduğunu söyledi.
Bu raporun ve aynı zamanda o yıllara kadar suçlanan Türk tarafının çözüm yanlısı politikaları sayesinde, sürecin Annan Planı’na kadar geldiğini anlatan Erçin, AB Koordinasyon Merkezi’nin 2004 yılında Kıbrıs Türk halkının Annan Planı’na olumlu cevap vermesinin somut bir çıktısı olduğunu belirtti. Erçin, "Tanınmayan bir ülke olarak KKTC ile uluslararası bir örgüt arasında 2004 yılından bu yana çeşitli işbirlikleri oluşturmuş durumdayız" diyerek, AB’nin ofis açtığını ve çok önemli çalışmalar yapıldığını anlattı.
Ülkenin, ekonomik ve sosyal anlamda standartlarını yükseltmek için çeşitli uyum ve reform çalışmaları hazırlandığını ifade eden Erçin, 2009 yılında bu çalışmaları bir ulusal program hazırlayarak düzenlediklerini ve uygulamaya koyduklarını, şu anda da revizesini yaptıklarını anlattı. KKTC halkının uluslararası camiayla entegre olabilmesi için çekirdek bir ekiple bu çalışmaları yürüttüklerini, Türkiye’deki kurumlarla işbirliği yapmanın ne kadar önemli olduğuna da işaret etti.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Vural ise, Koordinasyon Merkezi’ne gelince 2000 yılında AB Genel Sekreterliğini kurarken duyduğu heyecanın aynısını gözlemlediğini anlatarak, ekibiyle birlikte hazırladıkları “ulusal programın” benzerinin hazırlanmış olmasından da büyük mutluluk duyduğunu belirtti. TÜSİAD’ın başından beri Kıbrıs sorununa kapsamlı, adil, kalıcı bir çözüm bulunması tezini savunduğunu anlatan Vural, aynı zamanda TC’nin AB üyeliğine de her zaman önem vererek müzakerelerde yardımcı bir tavır takındıklarını söyledi.
Standartların ekonomik, siyasal, demokratik, her alanda yükseltilmesi gerektiğini kaydeden Vural, "Gerçek bir insan haklarına, demokrasiye dayanmayan toplumların ekonomik olarak gelişmeleri de pek mümkün değildir” dedi. Vural, bu sebeplerle de Kıbrıs Türk halkının Avrupa Birliği’nin parçası olması gerektiği tezini her zaman savunduklarını kaydederek, bu bakımdan yapılan reformların önemli olduğunu belirtti.
Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm için müzakerelerin bir an önce başlatılması ve sonuçlandırılması konusundaki dileklerini açıklayacaklarını söyleyen Vural, yaşanan istikrarsızlıkların sonucunun çözümü de daha acil hale getirdiğini vurguladı. İŞAD Başkanı Metin Şadi ise, derneklerinin kurulduğu günden bugüne Kıbrıs Türk halkının uluslararası hukukun içine girmesi için Kıbrıs sorununun çözümünü desteklediğini ifade etti. Uzun yıllardır Kıbrıs sorununun çözülmemesinden üzüntü duyduğunu ancak son dönemlerde böyle bir olasılığın her zamankinden fazla olduğunu tespit etmenin de mutluluğunu yaşadıklarını anlatan Şadi, TÜSİAD gibi bir örgütün kendileriyle bu konuda inisiyatif üstlenmesinden de ayrıca gurur duyduklarını dile getirdi. 
BASIN TOPLANTISI
KKTC’den Kıbrıs Türk İşadamları Derneği Başkanı Metin Şadi, Güney Kıbrıs’tan İşverenler ve Sanayiciler Federasyonu(OEB) Başkanı Filios Zachariades, Türkiye’den Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz ve Yunan Girişimcileri Federasyonu (SEV) Asbaşkanı Christos Komninos Lefkoşa ara bölgede bulunan Dayanışma Evi’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, ortak toplantıyı düzenleyen İŞAD Başkanı Şadi ve OEB Başkanı Zachariades Türkçe ve Yunanca hazırlanan ortak bildiri okudu. Ortak bildiride, Kıbrıs’taki her iki taraf, "Kıbrıs sorununa kapsamlı ve kalıcı bir çözüm için müzakerelere iyi niyetle başlamaya" çağrıldı.
Bildiride, siyasal ve ekonomik gelişmelerin bağlantılı olması ve bölgeye olan uluslararası ilginin yükselmekte olmasının “Karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm için fırsat oluşturduğu” ifade edildi. Bildiride, şöyle denildi:
"Dört örgüt, Kıbrıs sorununa çözümün ilgili tüm taraflar arasında yüksek düzeyde bir ekonomik işbirliği yaratacağının altını çizmiştir. Bunun yanında Kıbrıs’ta ekonomik ve sosyal ilerlemenin tetiklenmesi ve Doğu Akdeniz bölgesinin bir bütün olarak ekonomik refahı kuşkusuz adanın ekonomik bütünleşmesine bağlıdır."
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz, KKTC, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye iş dünyasının taraflarca kabul edilebilir bir çözüme destek için “ortak irade” sergilemesinin önemine vurgu yaptı. Kıbrıs sorununun çözümsüz kalan en eski uluslararası sorunlardan biri olduğuna işaret eden Yılmaz, Kıbrıs sorununa çözüm bulunmamasından dolayı tarafların pek çok kazanımdan yoksun kaldığını ifade etti.
Çözüm için alınan fakat başarısızlıkla sonuçlanan inisiyatiflere de işaret eden Yılmaz, “Bu başarısızlık Türk, Yunan, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türkleri sorun çözüldüğü takdirde elde edebilecekleri kazanımlardan maalesef yoksun bıraktı” dedi.
TÜSİAD’ın çözüm perspektifine her zaman katkı koymaya gayret gösterdiğini ifade eden Yılmaz, adada ulaşılacak bir çözümün ekonomik refah açısından ve diplomatik sorunların aşılmasına büyük katkı yapacağını yurt işi ve yurt dışında defalarca ifade ettiklerini de kaydetti. Kıbrıs’ta çözüm için hiçbir zaman olmadığı kadar iyi bir fırsat bulunduğunu belirten Yılmaz, özetle şunları söyledi:
"Tabloya baktığımızda Avrupa Birliği sürecini canlandırmak için yeni başlıklar açmayı ve bunun için Kıbrıs ile bağlantılı vetoların kalkmasını arzu eden bir Türkiye var. Maalesef izolasyonlarla yaşayan bir Kuzey Kıbrıs var. Dünya ekonomik krizinden en üst seviyede etkilenmiş, mali krizin tüm etkilerini yaşayan bir Güney Kıbrıs ve Yunanistan var. Önemli bölgesel ekonomik işbirliği ve refah potansiyeli sunan enerji konusunda gelişmeler var, umutlar var. Uluslar arası aktörlerin de bölgesel istikrar kaygısıyla sorunun çözümüne sıcak olduğunu gözlemliyoruz. Bu tablonun işbirliğini ve ortaklıkları öne çıkartacak bir şekilde değerlendirilmesi durumunda soruna taraf olan tüm kesimlerin kazançlı çıkacağına inanıyoruz."
Enerji kaynakları konusunda uyarıda da bulunan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Enerji konusunun, tarafları ayrıştıracak şekilde ele alınması halinde, sorunun çözümünü de zora sokacağından endişe duyuyoruz."
Türkiye’nin süreçte öncü rol oynaması gerektiğini de belirten Yılmaz, “Türkiye’nin yeni müzakere sürecinde öncü rol oynamasının olumlu sonuçlar doğuracağı kanısındayız” dedi. Mevcut konjonktürün çözüm ortamını geçmişte olmadığı kadar elverişli hale getirdiğini kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu:X
"Gerek Türkiye’nin AB müzakere sürecinde yaşanan olumlu gelişmeler, gerekse Kıbrıs’ın Güney ve kuzeyindeki ekonomik ve siyasal konjonktürün adada çözüme yönelik bir inisiyatif için son yıllarda hiç olmadığı kadar elverişli bir ortam yarattığını düşünüyoruz."
Yılmaz, TÜSİAD’ın çözüm çabalarına desteğinin süreceğini de vurguladı.
LİMANLAR
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz, basın toplantısının ardından soruları yanıtlarken, Türkiye’nin limanlarını Güney Kıbrıs’a açması gerektiğini söyledi. İş çevrelerinin ortak işbirliğine gidebilmesi için siyasetin işbirliği yapılabilecek ortamı temin etmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Limanların açılması, ticaretin gelişmesi için önemli bir adım olabilir. Türk tarafının bu adımı atmasını kolaylaştıracak bir ortamın yaratılmasına Rum tarafının da yardımcı olabileceğini düşünüyorum” dedi. Limanların hangi koşullar altında açılmasını öngördükleri sorusuna karşılık ise Yılmaz, “Türkiye’nin 1998’de hangi sebeple limanlarını kapattığını biliyoruz. Tekrar açılmasıyla bu adımın iki tarafın ilişkilerinde, ekonomik ilişkilerin gelişmesinde büyük bir fırsat yaratacağını düşünüyorum” diye ekledi.