GÜL TÜRK-İTALYAN İŞ FORUMU'NUN AÇILIŞINDA KONUŞTU
İtalya’da resmi temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Türk-İtalyan İş Forumu'nun açılışında tüm enerji kaynaklarının Avrupa’ya gidecek yollarının Türkiye’den geçtiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, "Türkiye, AB’ye üye olursa en büyük katkı enerji alanında olacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke arasındaki iş birliği alanlarında önemli başarılar elde edildiğini, ancak hala alınacak çok mesafe olduğunu anlatırken "Orta Asya, Kafkaslar, Orta Doğu ve Balkanlarda çok güçlü ilişkilerimiz var. Son yıllarda yapılan köklü siyasi, ekonomik ve hukuki reformlar, Türkiye’yi çok başka bir noktaya getirdi" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, İtalya ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin 20 milyar doların çok üstünde bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti.
Törenin yapıldığı salona gelişinde, Cumhurbaşkanı Gül’ü İtalya Ekonomik Kalkınma Bakan Yardımcısı Carlo Calenda, TOBB/DEİK Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK Türk-İtalyan İş Konseyi Başkanı Zeynep Bodur Okyay karşıladı.
Cumhurbaşkanı Gül toplantıda yaptığı konuşmada, toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bu Forumu organize eden Türk-İtalyan iş dünyasının temsilcilerine çok teşekkür ediyorum. Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanı Napolitano’nun davetine icabetle bir devlet ziyareti gerçekleştiriyorum. 2009 yılında da kendisi benim davetimi kabul edip Türkiye’ye gelmişti ve Türkiye’de gayet başarılı bir ziyareti olmuştu. Şimdi 4 sene sonra bir nevi bu ziyaretin iadesi şeklinde gerçekleşiyor bu devlet ziyareti, ama bunu da resmi bir temasın ötesine taşıdığımızı da görüyorsunuz."
"İTALYAN DOSTLARIMIZDAN BÜYÜK BİR MİSAFİRPERVERLİK GÖRÜYORUZ"
Çok sayıda Türk iş dünyasının temsilcisi, sanayici, tüccar ve büyük işadamları ile beraber bu seyahati gerçekleştirdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, "Geldiğimiz günden beri İtalyan dostlarımızdan büyük bir misafirperverlik görüyoruz. Akdeniz’in sıcakkanlılığını her vesileyle gösteriyorsunuz. Türkler'in de, İtalyanlar'ın da Akdeniz’in insanları olarak birçok ortak karakteri vardır. Bunların daha da zenginleştiğini görmek tabii memnuniyet vericidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında, Türkiye ve İtalya arasındaki ilişkileri “mükemmel” olarak nitelendirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aslında tarihin çok derinliklerine giden ilişkilerimiz var. Ama son dönemde de, modern dönem diyecek olursam, son dönemde de güçlü ilişkilerimiz var. Avrupa’nın birçok kurumlarında da beraberiz, kurucu ülkeleriz. NATO’nun üye sayısının 7-8’i geçmediği dönemlerde müttefik ülkeydik ve hür dünyayı korumak için o zaman çok büyük kaynaklar ayırdık, savunma için. Avrupa Birliği içerisinde biz Gümrük Birliği’nin 1996’dan bu yana üyesiyiz, sizlerle beraberiz, aramızda gümrük duvarları yok. 2004 yılından bu yana da tam üyelik müzakerelerini yürütüyoruz. Birçok Avrupalı dostumuzdan daha ayrıcalıklı bir şekilde yürütüyoruz. İtalya tamamen Türkiye’nin AB yolundaki çabalarını samimi olarak hep desteklemiş, yeri geldiğinde bizim olmadığımız yerlerde bizim adeta sözcülüğümüzü yapmıştır. Bundan dolayı bütün İtalyan hükümetlerine, Sayın Bakanlara, Sayın Cumhurbaşkanı’na ve şüphesiz ki İtalyan halkına teşekkür etmek istiyorum ve bu desteğinizin 2014 yılının ikinci yarısında, dönem başkanlığını aldığınız dönemde de devam edeceğine inanıyoruz."
"20 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİNİ BÜYÜTEBİLİRİZ"
Baş başa ve heyetler arasında yaptıkları görüşmelerde, birçok konuyu detaylı biçimde ele aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:
"Burası bir iş toplantısı. Bu kadar siyasi konulara şundan girdik; iki ülke arasında siyasi konularda halletmemiz gereken herhangi bir mesele yok, mükemmel ilişkiler var. Ama iki ülke arasında, daha da geliştirmemiz gereken bir alan var, o da ekonomik alanlar, ticaret ve yatırımlardır. Burada konuşan Odalar Birliği Başkanımız, gerek sizin iş dünyanızın temsilcileri, bakanlar çok detaylı rakamlar verdi. Hem bugünkü durumu hem de potansiyeli ortaya koydular. Ben de inanıyorum ki, gerçekten aramızdaki 20 milyar dolarlık ticaret hacmi küçüktür. Bu; büyüyebilecek bir hacimdir, potansiyel vardır. Kısa süre içerisinde bunu çok daha ilerilere taşıyabiliriz. Yatırımlar konusunda sizin çok büyük şirketlerinizin Türkiye’de iyi tecrübeleri vardır. 60 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren şirketleriniz var. Türkiye’nin nereden nereye geldiğini en iyi onlar bilirler. 550 milyar dolar civarında dışarı yatırım yapmış olan bir ülkenin Türkiye’de 4.5 milyar dolarlık yatırım yapması çok az. Potansiyelin var olduğunu söylerken buna işaret etmek istiyorum."
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin 80 milyona yaklaşan, dinamik ve genç bir nüfusu bulunduğunu, orta sınıfın giderek güçlendiğini, hinterland açısından bakıldığında çok geniş bir etki alanına sahip bir ülke olduğunu sözlerine ekleyerek, “Orta Asya, Kafkaslar, Orta Doğu ve Balkanlarda çok güçlü ilişkilerimiz var. Böyle bir ülkede İtalyanların bu kadar az yatırım yapmasının bir eksiklik olduğunun altını burada çizmek istiyorum. Tabii ki yatırım yapacak ülkeyi test etmeniz gerekir, hiç kimse gidip de parasını gözü kapalı bir yere yatırmaz. O zaman, inceleyeceğiniz ülke ile ilgili rakamları biraz önce Başbakan Yardımcımız burada anlattı. Özellikle son 11-12 yıl içerisinde yapılan köklü siyasi, ekonomik, hukuk ağırlıklı reformlar, Türkiye’yi çok başka bir noktaya getirdi. Zaten Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine başlayabilmemiz için, biliyorsunuz Kopenhag Kriterleri’nin en azından tatmin edici seviyede uygulanıyor olması, bir ülkede serbest piyasa ekonomisinin çalışıyor olması, bunlar şarttır. Bu şartları karşıladığımız için biz 2004 yılında müzakerelere başladık. 2004 yılından bugüne kadar da onun üstüne çok fazla reform yaptık. Hala da yapacaklarımız var, bunu biliyoruz. Bunları AB'ye girelim diye değil Türkiye’yi daha güçlü, daha mutlu yapalım diye yapıyoruz. Onun için bunların hepsini sahiplenerek yapıyoruz. Tabii ki neticede de AB kriterlerini yerine getirmiş oluyoruz. Müzakere süreci içerisinde de yaptıklarımız, AB müktesebatının, yani standartlarının, hukukunun Türkiye’ye adaptasyonudur. Bu da iş dünyası için çok önemlidir. İtalyan şirketlerinin, Avrupa hukukunun, ticaret hukukunun geçerli olduğu bir ülkeye yatırım yapmaları, Avrupa hukukunun, ticaretinin, kendi ülkelerindeki standartların geçerli olduğu bir ülkede ticari faaliyet göstermeleri müthiş bir güven unsurudur. Gideceğiniz ülkede iki şeye bakarsınız. Önce getirisi nedir? Gerçekten orada getiri olacak mı? Demin söyledim 80 milyon nüfus, güçlü bir orta sınıf, çok büyük bir çevre, dinamik bir alan ve kalkınmaya aç bir ülke. İkinci bakacağınız da risklerdir. Riskleri hesaplarken de, bakacağınız ekonomik göstergelerdir. Riskler açısından da minimum riskleri de yine Türkiye’de bulacaksınız" dedi.
"TÜRKİYE’DEKİ FIRSATLARI DEĞERLENDİRİN"
Konuşmasında İtalyan iş dünyasına da seslenen Cumhurbaşkanı Gül, "Türkiye’deki fırsatları değerlendirin. Türkiye’de iş dünyası ile barışık, iş dünyasının değerini bilen bir yönetim vardır. Problemler varsa, pratik bir şekilde çözümü için gayret sarf eden bir yönetim vardır. Aranızdaki bazı şirketler zaman zaman karşılaştıkları problemlerin nasıl çözüldüğünü de bilirler; hukuk çerçevesi içerisinde ama anlayış içerisinde” dedi.
İKİ ÜLKE ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİ ALANLARI
Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke arasında özellikle otomotiv sanayindeki mevcut çok büyük iş birliğine işaret ederek, bunun çok güzel örneklerinin bulunduğunu kaydetti. Savunma sanayinde de güzel bir iş birliği olduğunu da sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Gül, “Bu alan hâlâ çok geniş. Türkiye’de yaptığımız ATAK Helikopterlerinde beraber çalışıyoruz. Bu sadece kendi ihtiyaçlarımız değil, başka ülkelere de satış açısından çok büyük bir imkân. Türkiye gibi NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan ve bulunduğu coğrafyada hala güçlü ordusunun bulunmasına gerek olan, şart olan bir ülkenin savunma ihtiyaçlarının karşılanması açısından da ortak üretimler, beraber, müşterek yatırımlar, bunların hepsinin önemli olduğunun altını çizmek istiyorum” dedi.
“AVRUPA’YA GÜVENLİ ENERJİ ARZI İÇİN TÜRKİYE ÇOK ÖNEMLİ”
Konuşmasında enerji konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Gül sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olursa nerede katkı sağlar diye yapılan çalışmalarda enerjinin en önde gelen sektör olduğunu herkes bilmektedir. Bakmayın enerji faslının hala açılmamasına. Bu, Avrupa Birliği içerisinde bir tezattır, çelişkidir. Ve eminim ki, bütün dostlarımız bu konuyu konuşurken büyük bir mahcubiyet duyarlar. Ama enerji konusunda bugün bile Avrupa’nın güvenli bir şekilde farklı enerji kaynaklarına ulaşması Türkiye sayesinde olacaktır. Kafkas gaz ve petrolleri; Asya, İran’la ilişkiler doğru bir istikamete girmiş vaziyette. Güneye döndüğümüzde de Orta Doğu’nun bütün yine petrol ve gazının Avrupa’ya geçeceği istikamet Türkiye’dir. Ayrıca son dönemde ortaya çıkan Doğu Akdeniz’deki büyük enerji kaynakları, gaz ve petrol, bütün bunların da en fizibl şekilde Avrupa’ya ulaşacağı yol yine Türkiye’dir. Bütün buralarda beraber çalışabiliriz. Enerji alanında önceden yaptığımız güzel örnekler vardır, Karadeniz’in altından geçen boru hattı gibi.”
“ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARINA ÇOK ÖNEM VERİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Gül, enerjide alternatif enerji kaynaklarının da ülkemiz için önemine değinerek, “Türkiye’nin makroekonomik göstergelerine baktığımız zaman en yumuşak karnımızın cari açık olduğu ortadadır. Cari açığın da çok önemli bir kısmı enerji bağımlılığından ve enerji ithalatından kaynaklanmaktadır. Şimdi bundan kurtulabilmek için alternatif enerji kaynaklarına çok önem veriyoruz. Alternatif enerji kaynaklarının bütün çeşitlerine, rüzgâr enerjisi başta olmak üzere, bildiğim kadarıyla aranızda Türkiye’den bu alandaki uzmanlar, dernekler de var, onlar size çok daha geniş, detaylı bilgi vereceklerdir. Çünkü bugün yapacağımız oturumlardan birinin de enerji olduğunu biliyorum” dedi.
“İKİ ÜLKE ARASINDA SİYASİ SORUN YOKSA İŞ ADAMLARI İÇİN BÜYÜK BİR SİNERJİ ORTAYA ÇIKAR”
Bütün bu alanların İtalyan yatırımcılar için çok büyük kârlar vaat eden alanlar olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Kazan-kazan ilişkisi ile Türk ve İtalyanların ortak kazanacağı alanlar çoktur. Turizm sizin de bizimde çok başarılı olduğumuz bir alandır. Türkiye turizm sahasında özellikle son yıllarda büyük atılımlar yaptı. Bu yıl Türkiye’de turist sayısı 40 milyona yaklaşacak. Ama buradaki avantajımız bütün tesislerimizin yeni olması ve bunların çok çeşitliliği; bir taraftan güneş, deniz, bir taraftan kültür, bunların hepsi. Dolayısıyla bütün bu alanlarda hep beraber çalışabileceğimize inanıyorum. İki ülke arasında siyasi konularda sorun yoksa, bunun da ötesinde olağanüstü bir yakınlık varsa, devlet adamları, yöneticiler, hükümetler, başbakanlar, bakanlar bütün bunlar arasında, bir araya geldiklerinde olağanüstü bir dostluk varsa; buralarda iş adamları için de büyük sinerji ortaya çıkar” dedi.
"TÜRKİYE’DEKİ YÖNETİM İŞ DÜNYASIYLA BARIŞIK"
Hükümetlerin iş adamlarının yolunu açtığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti: “Birçok iş forumuna gidiyorum; Odalar Birliğimizin organize ettiği toplantılara özellikle teşvik etmek için gidiyorum. Türkiye’deki yönetimin iş dünyasıyla ne kadar barışık olduğunu ve iş dünyasının değerini ne kadar bildiğini göstermek için ve sizleri davet etmek için bu toplantılara katılıyorum. Yoksa eminim ki sizler zaten takip ediyorsunuz, Türkiye’de olup bitenleri biliyorsunuz; Türkiye’deki gelişmelerin farkındasınız. Eski şirketleriniz var; Türkiye’de 60-70 yıllık şirketleriniz var. Onlar eski dönemlerle bugünkü dönemleri eminim ki en iyi şekilde mukayese ediyorlardır. Ama bizim de görevimiz, sizleri daha çok teşvik etmektir.”
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle tamamladı: “Hepinize başarılar diliyorum ve hepinizin daha çok kazanmasını istiyorum. Çünkü sizler kazandıkça ülkelerimiz kazanacaktır. Sizler büyüdükçe ülkelerimiz büyüyecektir, ülkelerin ekonomisi büyüyecektir. Sizler kazandıkça bir taraf zengin, bir taraf daha az değil, nihayetinde paylaşım da söz konusu olacaktır. Paylaşım söz konusu olunca da daha adil, daha yaşanabilir bir dünya ortaya çıkacaktır. Hepinize tekrar başarılar dilerim, sağ olun."