Gülten ÖZBEY / PARİS, () - CUMHURBAŞKANI adayı Selahattin Demirtaş, Avrupa'daki seçim kampanyası kapsamında Paris'te Cumhuriyet (Republique) Meydan'ında seçmenlere seslendi.

DEMİRTAŞ: HÜKÜMET İSRAİL İLE İLİŞKİLERİ ALT SEVİYEYE DÜAŞÜRMELİ

Fransız Komünist Parti genel sekreteri, Yeşiller Partisi temsilcileri yaptıkları konuşmalar ile Selahattin Demirtaş'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklediklerini belirttiler. Konuşmasında İsrail'in Gazze'deki saldırılarına dikkat çeken Selahattin Demirtaş, hükümetin yaptırım olarak İsraille yaptığı anlaşmaları iptal etmesini istedi. Demirtaş, "Başbakanın yapması gereken şey İsraili kınamak değil, Türkiye'nin ne gücü varsa, İsrail üzerinde kullanmaktır. Bir taraftan kınayıp diğer taraftan askeri üsleri kullandırmak büyük bir çelişkidir. Hükümet İsrail ile ilşkileri en alt seviyeye düşürmeli, öyle düşürmeli ki ,Hüseyin Çelik seviyesine düşürülsün. Mümkünse Hüseyin Çelik, İsrail'e temsilci olarak gönderilsin" diye konuştu.

Suriye'deki Rajova bölgesinde yaşananlara da dikkat çeken Demirtaş, "Gazze ile ilgili bir hassasiyet ortaya koyarken özellikle Rojava' sessizliği de çelişkidir. IŞİD çetelerinin haftalardır Kobani'de, orada yaptıkları kuşatmaya karşı ne dışişleri bakanının ne başbakanın tek bir kelime açıklaması olmamıştır. IŞİD, sizler için bu kadar önemli ise buyurun Ankara'da ağırlayın. Böyle bir çelişki bu kadar tutarsızlık olabilir mi?" dedi.

Türkiye'nin bölgede hiçbir etkisinin kalmadığını savunan Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçiminin bu durumu düzeltmek için bir fırsat olduğunu savundu. Demirtaş, "Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimleri bugün Türk dış politikasının içine düştüğü aciz durumla da doğrudan ilgilidir. Çünkü seçilecek Cumhurbaşkanı Türkiye'nin itibarını koruma, etkili bir dış politika aktörü olarak düzenleyici müdahaleci bir ülke olma konusunda da fırsatlar sunacaktır. Türkiye'nin Ortadoğu'da, Başbakan'ın İsrail'le Suriye'yle ya da Irak'la ilgili söylediği sözlerin hiçbir etkisi yok. Başbakan İsrail'i kınarken, İsrail Türkiye'ye yaptırım uyguluyor neden? Çünkü Türkiye'de hükümetin itibarı kalmadı. Neden itibarı kalmadı."

Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın toplumun tamamını temsil etmediğini savunarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sen Roboski'de katledilen çocukların arkasından Genelkurmay Başkanına teşekkür edersen, sen Gezi'de katledilen çocukların ardından onların annelerini sokaklarda yuhalatarak 'bu emri ben verdim' dersen İsrail'e de öldürme diyemezsin. Kimse seni ciddiye almaz. Bu kadar uluslararası arenada yıpranmış bir hükümetin şimdi Cumhurbaşkanı olarak bütün bir Türkiye'yi temsil etme iddiası bir tezattır. 'Daha dün Tekirdağ'da HDP'nin parlamenter sistem içinde yeri yok' dedi. Şimdi bu 76 milyonun cumhurbaşkanı olacakmış. HDP'liler senin için vatandaş değil, parlamentoda yeri yok, hatta mümkünse Türkiye'yi terketsinler. Aleviler sana göre düşman, Aleviler'in de Türkiye'de yeri yok. Senin dışındaki partilere oy vermiş olanlar düşman, onlar da gitseler ne iyi olur. Parlamento gereksiz zaten, kapatsalar keyfin yerine gelir. Ermeni'yi kabul etmiyorsun, Alevi'yi, Süryani'yi, Ezidi'yi, Kürdü kabul etmiyorsun. Türklük de senin umrunda değil, Türk halkının çektiği eza ceza umrunda değil. Bir işçiye rahatlıkla 'ananı da al git' diyebiliyorsun. Peki sen hangi 76 milyonun cumhurbaşkanı olacaksın. Tam olarak kastettiğin 76 milyon kimdir? Eğer Türkiye'de adaysan, sen Türkiye'nin yarısına hergün hakaret ediyorsun, her gün tehditler savuruyorsun. Bir yandan da 'biz 76 milyonu kucaklayacağız, hepsi bizim canımız ciğerimizdir' diyorsun. Var mı böyle bir üçkağıt. Sen bir tek kendini mi akıllı sanıyorsun. 76 milyonun 40-50 milyonuna hergün hakaret yağdırıyorsun. Umrunda bile değil. Varsa yoksa Türklük varsa yoksa milliyetçilik. Eee peki milliyetçilik böyle mi olur? Milliyetçi olun memleketi peşkeş çekmeyin saymayın ona da saygı duyarız. Milliyetçi de değiller. Bakın Türkiye'nin bütün belli başlı sanayi uluslararası sermayenin elindedir. İstanbul Borsası'nın yüzde 60'ı yabancı sermayenin elinde. Türkiye yabancı sıcak para cennetine döndü. Yabancılar parasını bir saatliğine alırsa, Türk ekonomisi çöker. Memleketin hepsinin satıldığını gösteriyor.Şimdi bir taraftan Recep Tayip Erdoğan bütün hükümeti parlementoyu esir almış durumda. Bu haliyle Çankaya'ya çıkacak. Tek kişilik bir yönetime dönüşecek. Bütün bu çarpık yönetim son bulsun istiyoruz. Artık halk iktidara gelsin istiyoruz. Eğer sizler Başbakanınızı gerçekten seviyorsanız sizin yapmanız gereken onu frenleyecek, onu denetleyecek bir Cumhurbaşkanı seçmelisiniz. Türkiye'nin ilericileri solcuları, sosyal demokratları eğer tek adam rejimi sizi rahatsız ediyorsa bunun bir çözümü var. Bunu çözecek biziz, panzehir biziz. Biz proje, ısmarlama aday değiliz. Türk Kürtten, Kürt Türkten korkmayacak. Dini, dili, kimliği ne olursa olsun ayrım yapılmayacak. Bu ülke bölünmesin bir arada yaşamak istiyoruz. Türk Kürt ayrımının olmadığı bir model önerdiklerini ve halkın sandığa giderken, bu değerler için oy vermesi gerekiyor. Hangi partiye oy verirseniz verin, ama oy veriken o üç fotoğrafın gözlerine iyi bakın. Hangisi çalmamış, çırpmamış. Ona oy verin."