Saddam Hüseyin’i sorgulayan CIA Ajanı John Nixon ABD-Türkiye ilişkileri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Nixoni “ABD-Türkiye arasındaki gerilim beni çok rahatsız ediyor. Bu durum kesinlikle zayıf Obama yönetiminin ürünü” dedi.

Irak’ın işgalinin ardından Saddam 2003’te yakalandığında CIA'nın teşhis etme ve sorgulama görevini verdiği John Nixon, CIA’da geçirdiği yıllar boyunca Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin üzerine çalıştı.
Teşkilatın lider profilleri konusunda uzmanıydı. Yani ne zaman bir başkan, bir lideri yakından tanımak istediyse hep ona danışıldı. Irak’ın işgalinin ardından Saddam 2003’te yakalandığında CIA, Nixon’a önemli bir görev verdi. Saddam’ı teşhis etme ve sorgulama görevini... Nixon görevini başarıyla yerine getirdi ama Saddam konusunda yönetimle ters düşen fikirleri vardı, bu nedenle Başkan George W. Bush tarafından tam 5 yıl aforoz edildi. Nixon 6 yıl önce CIA’dan ayrıldı ve yaşadıklarını yıllar sonra kaleme aldı, “Başkan’ı Sorguya Çekmek: Saddam Hüseyin’in Sorgusu” isimli bir kitap yazdı. Biz de kendisine tanıdığı Saddam’ı, Ortadoğu’nun o gününü ve bu gününü sorduk. Eski CIA ajanı oldukça cesur cevaplar verdi.
Saddam’ı yıllar boyunca analiz ettiniz. Yakalandığında onu teşhis eden de sizdiniz. Yakalanan kişinin Saddam olduğunu nasıl anladınız?
Bedeninde yara izi ya da aşiret dövmesi var mı ona bakmaya çalıştım. Ama sayısız videosunu izlediğim için onu görür görmez tanıyacağımı biliyordum. Öyle de oldu.
 
Saddam’ı sorgulamaya başladığınızda neler htiniz?
Çok gergindim. Karşımdakinin Saddam olduğunun ve onu sorguladığım gerçeğinin şoku içerisindeydim.
 
"KARİZMATİK,NAZİK VE TERBİYESİZDİ"
Saddam’ı nasıl tarif edersiniz? Kitabınızda oldukça karizmatik, korkunç ve narsist olduğundan bahsetmişsiniz...
Çok karizmatik bir adamdı, nazikti, kendisiyle ilgili espriler yaptı ve bize onun misafiriymişiz gibi davrandı! Fakat vakit geçirdikçe onun farklı taraflarını gördüm. Küstah, terbiyesiz ve kötü bir Saddam vardı karşımda. Mesela insan hakları ihlalleri konusunda hiçbir suçlamayı kabul etmedi.
Sorgu sırasında Saddam nasıl davranıyordu? Yalan mı söylüyordu, yoksa dürüst müydü?
Canı istediği zaman gayet dürüst olabiliyordu. Mesela gençliğiyle, kariyerinin erken dönemleriyle ilgili pek çok detay verdi. Fakat mevzu kişisel güvenlik, istihbarat gibi hassas konulara geldiğinde ağzından tek bir kelime bile çıkmıyordu.
 
"IRAK'I İŞGAL KORKUNÇ BİR HATAYDI"
Ondan hangi bilgileri almaya çalıştınız? Mesela kitle imha silahlarının varlığı gibi sorular mı?
Kitle imha silahları konusunda çok uzun konuşmalarımız oldu. Silah programı, silahların nerede olduğu, programın ne zaman başladığı gibi pek çok soru yönelttim.
Ama şimdi biliyoruz ki bu silahlar yokmuş. Ve bu silahların varlığı bahanesiyle Irak işgal edildi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Korkunç bir hataydı. O dönem, orada bir şeyler olduğuna dair elimizde yeterince kanıt olduğuna inanıyorduk. Ve açıkçası bu konuda Saddam kendisine büyük düşmanlık etti. Çünkü silahları sorduğumuzda ya bende şüphe uyandıracak cevaplar verdi ya da konuşmadı.
Saddam asılarak infaz edildiğinde neler htiniz? Saddam ölümden korkuyor muydu?
İnfaz şekli midemi bulandırdı. İdam edileceğini bir şekilde tahmin ediyordum. İdamının Irak halkına “Saddam yaptıklarının hesabını verdi” mesajını vereceğini düşünüyordum. Fakat Saddam’ı o şekilde asarak linç kültürünün parçası olduk. Ama şunu biliyorum ki Saddam’ı sorgularken gözünde hiç korku görmedim.
 
"BUSH KÜSTAH VE YÜZEYSEL"
Daha önce “Bush’tansa Saddam’la vakit geçirmeyi tercih ederim” demiştiniz. Neden? Bush hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bush’a iki kere oy vermiş olmama rağmen, onun hakkında iyi düşüncelere sahip değilim. O zorba, küstah ve yüzeysel bir adamdı. Onu eleştirenlerin söylediği gibi bir idiot değildi ancak hataları üzerinde düşünme yetisi yoktu.
Kitabınızda Saddam’ın koltuğunda bırakılması gerektiğini savunuyorsunuz. Eğer Saddam devrilmeseydi ne olurdu? DEAŞ ortaya çıkar mıydı?
Saddam aşırıcılığı iktidarına tehdit olarak görüyordu. Bence DEAŞ gibi bir örgütün ortaya çıkmasına müsaade etmezdi. Bu tür adamların kökünü kazımakta gayet iyiydi.
 
"SURİYE POLİTİKASI UTANÇ VERİCİ"
ABD’nin Suriye politikası sizce başarılı mı? İran ve Rusya’nın bölgede artan gücü hakkında ne düşünüyorsunuz? ABD kenara mı itildi?
ABD’nin Suriye politikası başarısız ve utanç verici. Tarihçiler Obama’nın başkanlık dönemini yazdığında, sorumsuz Ortadoğu politikası bu tarihi lekeleyecektir. DEAŞ’ı yenmek istiyorsak Suriye savaşı bitmeli. ABD savaşı bitirmeye muktedir güçlerle konuşmak zorunda. Buna İran da dahil. İran’ı yıllarca izole etmek hataydı.
Peki sizce Suriye iç savaşının çözümü ne?
Maalesef en iyi çözüm Esed’in koltuğunda kalacağını kabul etmek. Saddam’ın devRilmesi gibi, Esad’ın devrilmesi de bu çirkin manzarayı daha çirkin hale getirebilir. Onun yarattığı boşluğu kesinlikle radikaller dolduracaktır.
Irak üçe bölünür mü? Irak ve Suriye’de bağımsız bir Kürdistan mümkün mü?
Eskiden Irak’ın bölünmeyeceğini düşünüyordum. Şimdi düşüncem şu: Kürtler eninde sonunda bağımsızlıklarını ilan edecektir.
Türkiye-ABD ilişkileri darbe girişiminden sonra iyice gerildi. Türkiye’de bir kesim darbenin arkasında CIA’nın olduğunu düşünüyor. Sizce bu doğru mu?
ABD-Türkiye arasındaki gerilim beni çok rahatsız ediyor. Bu durum kesinlikle zayıf Obama yönetiminin ürünü. Obama Ortadoğu konusunda o kadar donanımsız ki... Gülen’e gelince... Ankara’nın Gülen’in ABD’de olmasından duyduğu rahatsızlığı anlıyorum ama darbenin ardında CIA’nın olduğunu zannetmiyorum. ABD, güçlü ve istikrarlı bir Türkiye ister.
 
"ATATÜRK'E EN ÇOK ERDOĞAN YAKLAŞTI"
CIA’da göreviniz dünya liderlerini analiz etmekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Trump’ı analiz eder misiniz?
Erdoğan bence Atatürk’ün gücüne en çok yaklaşan Türk lider oldu. Dünya siyasetinde büyük saygı kazandı. Başka siyasetçileri devirebilecek siyasi krizleri başarıyla bertaraf etti. Türkiye için yeni bir yol çiziyor, bu yol Atatürk’ün yolundan çok Osmanlı’yı takip ediyor. Putin siyasi alaycılığın ustası. Çok yetenekli bir taktisyen. ABD’nin 16 yıl boyunca kötü yönetilmesini çok iyi değerlendirdi. Trump tanımlanması daha zor bir kişilik, dış politika ve ulusal güvenlik konularındaki deneyimsizliği endişe konusu. Pek çok düşman bu zayıflıkları test edecektir.