FRANSA’nın başkenti Paris’te temaslarını sürdüren Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bakanlığın bir yazı göndererek okullardan Kuran dersini tercih edenleri sorduğu yönündeki haberlerle ilgili, "Bunu art niyetli bir çalışma olarak görmek yanlış, öğretmen istihdamını rasyonel bir biçimde planlayabilmek için bunları bilmek zorundayız" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü Program İzleme Değerlendirme Grup Başkanlığı'nın valiliklere gönderdiği yazıyla, ortaokul ve liselerde, seçmeli olan Kuran-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerini kaç öğrencinin tercih ettiğinin bildirilmesi istendi. Seçmeli başka dersler de bulunmasına rağmen sadece bu 3'ü ile ilgili bilgi istendiğine ilişkin tartışmalar hatırlatılınca Bakan Nabi Avcı, şu yanıtı verdi:
"Biz sadece din dersi veya seçmeli Kur’an dersi veya peygamber efendimizin hayatı ile ilgili değil bütün seçmeli derlerimizde nerede kaç öğrenci seçiyor bunları bilmek durumundayız. Çünkü Meclis'te özellikle seçmeli Kürtçe derslerine verdiğim cevapla söylediğim üzere biz şu anda hiçbir seçmeli ders için ayrıca kadro tahsis edemiyoruz. Çünkü hangi dersin kaç kişi tarafından ve hangi okullarda seçileceğini bilmiyoruz. Ancak öğrenciler seçimlerini yaptıktan ve en az 12 öğrenciyle sınıflar oluştuktan sonra o derslere ilişkin öğretmen tahsislerimizi eğer bu dersi okutacak kadrolu öğretmenimiz varsa onlara yoksa ücretli öğretmenlerle yapmaya çalışıyoruz. Şimdi burada 2 tip öğretmen uygulaması var; birincisi mesela Kuran-ı Kerim veya Peygamber Efendimizin Hayatı dersinde ücretli öğretmenlerden çok kadrolu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmenleri istihdam edebiliyoruz. Çünkü zaten o okulda din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni var ve onlar o okulda yeterli sayıda Kuran-ı Kerim veya Hz. Peygamber hayatı dersini seçen öğrenci varsa, o din kültürü öğretmenlerimizi bu seçmeli derslerde de görevlendirebiliyoruz. Fakat mesela Kürtçe seçen öğrenciler için böyle bir şansımız yok. Kürtçe dersini okutan, şu an okutabilecek nitelik kadrolu öğretmenimiz çok az. Yani 'Hiç yok' diyemiyorum. Türkçe, İngilizce ve aynı zamanda Kürtçe seçmeli dersi de okutabilecek bir donanıma zaten sahipse bu öğretmenlerimizi bu seçmeli derslerde görevlendirebiliyoruz. Ama büyük çoğunluğu itibariyle seçmeli Kürtçe derslerinde ücretli öğretmenleri görevlendiriyoruz. Çünkü dediğim gibi hangi öğrenci hangi okullarda hangi seçmeli dersleri tercih edeceklerini baştan bilmiyoruz. 2 senelik bir tecrübemiz oluştu dolayısıyla inşallah önümüzdeki yıldan itibaren okul değil belki ama il düzeyinde bu seçmeli dersleri okutabilecek nitelikte asgari sayıda öğretmeni kadrolu olarak istihdam edip seçimlere göre bunları okullara yönlendirmek yani okullar arasında görevlendirmek mümkün olabilecek."
Paris’te olduğu için olayın ayrıntılarını bilmediğini belirten Bakan Avcı şöyle konuştu
"İzmir de zannediyorum bu sorduğunuz soruya ilişkin bir çalışma yapılmış benzer bir amaçla yapılmış olduğunu tahmin edebiliyorum, Paris’te olduğumuz için fazla ayrıntılarını bilemiyorum ama biz bütün seçmeli derslerde hani okullarda hangi derslerin seçildiğini bilmek zorundayız öğretmen dağılımını ona göre yapabilmek için. Biz bilmemiz lazım ki hangi illerde hangi okullarda hani seçmeli dersler ağırlıklı olarak 2 yıldır seçiliyor, bunu bilirsek eğer o illerde o seçmeli derslerin öğretmenlerini istihdam daha rasyonel hale gelecek. Bunun için yapılan çalışmalardır. Bunu art niyetli bir çalışma olarak görmek de yanlış, hangi okullarımızda hangi derslerin ne kadar seçildiğini bilmek zorundayız. Öğretmen istihdamı rasyonel bir biçimde planlayabilmek için bunları bilmek zorundayız."
ATATÜRK PARİS’TE ANILDI
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 75. yılında Türkiye'nin Paris Büyükelçiliğinde bir anma töreni düzenlendi. Törene, UNESCO'nun 37. Genel Kurul toplantısı için Paris'te bulunan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu ve elçilik çalışanları katıldı.
Bakan Avcı, tören ardından basın toplantısı düzenledi. Avcı bir soru üzerine Ermeni iddialarıyla ilgili Fransa'daki okul kitaplarında var olan ifadeler kabul edilemez olduğunu söyledi. Avcı, "Bu konuda Fransa'daki okul kitaplarında var olan ifadeler kabul edilemez. Fransız çocuklarını yabancı düşmanlığına yöneltecek tehlikeli söylemlerden kaçınmak gerekir" dedi.
Avcı, BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) ABD ve İsrail'in üye aidatlarını ödememesi nedeniyle finansal krize girdiğini belirterek, Türkiye'nin, UNESCO'ya katkı yapan 25 ülkeden biri olduğunu ve bu katkıyı bu yıl 2 katına çıkardığını söyledi. UNESCO'nun anma programlarına Türkiye'den dört programın kabul edildiğini belirten Avcı, Halide Edip Adıvar'ın vefatının 50. yılı, İslam Eserleri Müzesi'nin kuruluşunun 100. yılı, Türk düşünürü İsmail Gaspıralı'nın ölümünün 100. yılı ve Matrakçı Nasuh'un ölümünün 450. yılı etkinliklerinin bu kapsamda olduğunu ifade etti. Bakan Avcı, 37. konferansın Türkiye için ayrıca önemli olduğunu vurgulayarak, "UNESCO, ABD ve İsrail'in aidatlarını ödememesi nedeniyle iki yıldan beri ciddi bir finansal kriz içine girmişti. Türkiye, UNESCO'nun finansman krizini aşması için katkıda bulunan ülkelerin başında geliyor. En çok katkı yapan 25 ülkeden biriyiz. Bu yıl UNESCO'ya yaptığımız katkıyı iki misline çıkardık" diye konuştu.
UNESCO'da 19 Kasım'da yapılacak seçimle Dünya Kültürel Miras Komitesi'ne Türkiye'nin adaylığı konusunda ciddi mesafeler aldığını da belirten Avcı, "Değişik ülkelerden gelen eğitim bakanlarından üyeliğimiz için destek talep ettik" diye konuştu. Avcı Paris bölgesinde görev yapan Türk öğretmenler ve Türk derneklerinin temsilcileriyle görüştüğünü, vatandaşların sorunlarını dinlediğini belirtti. Dernek temsilcilerinden gelen "açık öğretim sınavlarının Paris'te de yapılması" yönündeki talep için Anadolu Üniversitesi ile görüşüldüğünü kaydeden Avcı, mart ayındaki açık öğretim sınavlarında Paris'in de merkezler arasına alındığını bildirdi.
UNESCO Genel Kurulu'na hitaben yaptığı konuşmaya İngilizce başlayıp Türkçe devam etmesinin sorulması üzerine Avcı, UNESCO'nun kültürel çeşitliliğe yaptığı vurguya ve "Çeşitlilik içinde birlik" ilkesine gönderme yapmak üzere İngilizceden Türkçeye geçtiğini söyledi.
Bakan Avcı,  Ermeni iddialarına okul kitaplarında yer verilmesinin sakıncalarına dikkati çekerken, "Bu konuda Fransa'daki okul kitaplarında var olan ifadeler kabul edilemez. Sadece bizim tezlerimiz açısından değil, pedagojik açıdan da kabul edilemez. Çok tehlikeli, yabancı düşmanlığını körükleyecek ibareler olarak da okunabilir. Fransız çocuklarını da yabancı düşmanlığına yöneltecek tehlikeli söylemlerden kaçınmak gerekir" dedi.