2011'den beri Eyalet ve Başkanlık sistemini savunmuştum. Bu sistem aslında Türkiye'nin elinde büyümek için çok büyük bir kozdu. KKTC, Kuzey Irak, Cerablus, Nahçivan, Batı Trakya, Katar, Azerbaycan vb ülkelerle Federasyon çatısı altında Türkiye Federasyonu Devleti imkânını kaçırırken, Suudi Arabistan, Somali, Sudan, Tunus, Fas, Cezayir, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Çad, Malezya, Endonezya, Singapur, Pakistan, Afganistan ve Tacikistan ile de büyük bir Konfederasyon imkanını üzülerek söylüyorum kaçırdık. Hiç bir Allahın kulu Türkiyede bu vizyonu anlamadı. Hatta Yeniden Osmanlı diyen Osmanlıyı yere göğe sığdıramayan coğrafya ve siyaset özürlüler bile bu sistemin Türkiye’nin elini güçlendirecek bir sistem olduğunu anlamadı çözemedi. Varsa yoksa BOP dediler, RTE'ye hala BOP'çu diyen zihinsel özürlülerin yaydığı korkuyu yurt içine yaydılar. Bu planı anlayan İngilizler Cemaat üzerinden Federal Başkanlık sisteminin üzerindeki uzlaşıyı Ekrem Dumanlı aracılığı ile bozdurttu. Oysa Osmanlıyı sözde destekleyen cemaat bile bir Osmanlı sisteminin yeni Cumhuriyet versiyonu olan Eyalet ve Başkanlık sistemini RTE ülkeyi bölecek yaygarasıyla bitirttirdi.

İnsanlar nasılda birbiriyle çelişmekteler. Hem Osmanlının adaletinden ve yönetim başarısından bahsedeceksin hem de bölünürüz korkusu ve çelişkisi körlüğüyle Osmanlı Eyalet Adalet sistemine karşı geleceksin. Oysa ben bunun yeni anayasada Eyalet sistemine "giriş mümkün çıkış ise genel referanduma bağlanabilir" ilkesiyle engelleneceğini söylemiştim. Nerede anlayacak kafa?! 

Neyse, artık Eyalet ve Başkanlık sistemi çöpe atıldı, peki nedir bu Cumhurbaşkanlığı sistemi? Zaafları var mı? Evet mi demeliyiz hayır mı demeliyiz? Bu soruları irdeleyelim şimdi....

Eyalet sistemi olmadan Devlet Başkanını her türlü Londra manüplasyonu ve saldırısına karşı koruma ve devletin istikrarını sağlamaktır bu sistem. Kesinlikle devlet başkanını ve devleti daha da güçlendirecek. Siyasal istikrarsızlıkları ve koalisyonlarla polistik can çekişmeleri ortadan kaldıracak ( Tek şart, Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ve asla Yardımcısının Cumhurbaşkanlığı yetkilerini Seçilmiş Başkan yurt dışındayken ona karşı kullanmaması gerekmekte). Öncelikle bu sisteme MHP’nin de onay vermesinin nedeni açık. Ülke 15 Temmuz sonrası da yaşanan travmatik durumla bir daha karşılaşmamak, devletin başkanını artık halkın seçtiği güçlü bir liderlikle BAĞIMSIZLIĞINI BRİTANYA’dan almasının sistemidir bu. Eleştirilecek yanları yok mu? Maalesef çok. Ancak bu eksiklikler kısa sürede giderilemez, zamanla düzenlenir, zira Cumhuriyet kavramı bile halkın kafasında yeni otururken şimdi birde Cumhurbaşkanlığı sistemi çıktı. Aslında Cumhuriyet olarak rejimden çıkılmıyor, daha fazla Cumhuriyet olunmakta çünkü eskiden Cumhurbaşkanı seçilirken Meclis kapalı kapılar ardında Askerle görüşür asker ve Londra’nın onayı alındıktan sonra Cumhur'a (Halka) hiç danışılmadan Cumhurbaşkanı seçilirdi. O da noter gibi çalışırdı.

Abdullah Gül’de bu kırılma yaşandı ve kopuş olmadı (Gül'e kadar tüm Cumhurbaşkanları neredeyse Londra'da Kraliçenin güç göstersinde eğilmiş ve beyatını Londra'ya gayri resmi sunmuştur Lozan gereği), kopuş RTE’nin Cumhurbaşkanı olduğu zaman tamamlandı (Onu Halk seçtiği için Londra'ya davet edilmedi, edilse de o şekilde gitmezdi Kasımpaşalı. Parantez ve altı çizgili yerler not edilmeli). Şimdi Londra ekseninden kopmanın yasaları yapılmakta.  Eğer biz bir takım eksiklikleri var diye bu anayasaya hayır dersek ki bunu söylemeye hakkımız elbette var, ülkeyi istikrarsızlaştırma, Lonra’nın terör maşalarına biraz daha fazla zaman verir hale geliriz. Bunun anlamı şu, DOLAR onların istediği gibi 5 TL olur o zaman.

Halkımız sandığa gitmeli, ve yukarda yazdığım nedenlerden ötürü Yeni Anayasa’ya EVET demelidir. Çünkü çıkacak bir HAYIR, Yeni Anayasa’nın eksikliklerinin tamamlanarak yeniden referanduma gidiş hem zaman hem para hem de Terör yüzünden yeni kayıplar demek olacaktır. Bu sistem daha güçlü HALK İradesi demektir ve Halkın gücünü TERÖRİSTLER ve onların ANASI LONDRA’lı kaltak görecek.

Korkanlar olabilir, aman canım belaya bulaşmayalım da HAYIR diyenler olabilir ve LONDRA  ve ROTSCHILD korkusundan bu Anayasaya HAYIR diyenler çıkacaktır.  Biz korkmayacağız ve korkmamalıyız. İslam Anadolu’ya 1071’de geldiğinde Alpaslan korktu mu? Hayır korkmadı. Malazgirtte PKK tarafından mesaj vermek için şehit edilen o cesur komutan korktu mu? Hayır. Ömer Halisdemir de korkmadı. Bizde korkmayacağız. Burada güçlü olan RTE değildir. Güçlü olan LONDRA’dır ve ROTSHILD’dir. Biz onların tiranlığına ve sömürüsüne karşı mücadele verirken siyaset ve coğrafya özürlü, tıpkı bir şeyhin eteğine tutunup Sırat köprüsünden geçeceğini sanan cemaatçiler ve fetöcülerin kendini Müslüman sanması gibi kendini Solcu sanan güruhta RTE’yi tiranlık ve diktatörlükle suçluyor. Yahu asıl diktatör Şeytani İllüminati bu kadar kör müsünüz?

Neyse, referandum’da Yeni Anayasa’nın tüm eksikliklerine rağmen oyumun rengi EVET olacaktır.
Çünkü THE CİAmaat’in oy rengi HAYIRsa bizim ki evet olmalıdır.
PKK yandaşlarının oy rengi HAYIRsa bizim ki EVET olmalıdır.
Londra HAYIR istiyorsa ki istiyor biz inadına EVET demeliyiz.  

Büyük resme bakmazsak Emperyal güçlerin ne istediğini bilmezsek dikkat etmezsek ülkemiz zor duruma düşer.
Yeni Anayasa’da Cumhurbaşkanının Yardımcılarının yetkileri asla Cumhurbaşkanının ki gibi olmamalı.
Çünkü bu ciddi tehlike demektir. Allah korusun gizli Fetöcü bir Cumhurbaşkanı yardımcısı ( Düne kadar Yaver bile Fetöcüydü) o yetkilerle RTE’yi yurt dışındayken azlederse, OHAL ilan ederse, Rusya’ya NATO’nun uçak krizi gibi bir sebeple savaş ilan ederse vb bir sürü endişe var halkın içinde.

İşte ben bu endişeye rağmen yine de EVET diyeceğim çünkü şu an yapacak başka bişey yok aksi halde Terör maşaları daha da hızlanır ve azarlar. PKK, DHKPC, DAEŞ, FETÖ hepsi beraber saldırmakta…
Lütfen aşağıdaki kampanyaya destek verelim.

#Londrayainatevet
#fetöyeinatevet
#pkkyainatevet
#abdyeinatevet
#daeşeinatevet