İZMİR, () - CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, özel bir firmanın Ödemiş'deki Gölcük Yaylası'nda altın aramak için yaptığı ÇED başvurusunun onaylandığını hatırlatarak konuyu TBMM'ye taşıdı, "Barındırdığı doğal güzelliklerle potansiyel turizm alanı olarak değerlendirilen Gölcük Yaylası'nda maden sahası kurulmak istenmesi ilgili bakanlığın hangi politikası ile örtüşmektedir?" dedi.
Türeli, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'nin yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Ödemiş'deki Gölcük Yaylası'nda maden arama çalışması yapılmak istenmesini gündeme getirdi.
Medyada, "İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün Gölcük Yaylası'nda özel bir firmanın altın aramak için yaptığı ÇED başvurusunu onayladığına" ilişkin haberler yer aldığını hatırlatan Türeli, “Bu durum, Ödemiş'te tartışılmaya ve infial yaratmaya devam etmektedir. Gölcük yaylasında verilen arama izni nedeniyle Küçük Menderes Havzası'nın doğal tahribata uğrayacağı ve bununla beraber havanın, toprağın ve suyun söz konusu durumdan kötü şekilde etkileneceği net olarak gözükmektedir" dedi.
Küçük Menderes Havzası'nın, verimlilik açısından ülkemizin en önemli bölgelerinden olduğunu hatırlatan Türeli, şunları kaydetti:
"Söz konusu havza ülkemizin tarım alanların binde 4'ünü oluşturmasına karşın, yurtiçi tarımsal hasılamıza yüzde 5 katkı sunmaktadır. Bunun yanında, dünya incir üretimin yüzde 8'ini, Türkiye patates üretiminin yüzde 10'unu, Türkiye aşılı meyve fidanının yarısını, Türkiye büyükbaş hayvan varlığının yüzde 4'ünü, Türkiye süt üretiminin yüzde 10'unu Küçük Menderes Havzası toprakları karşılamaktadır. Diğer taraftan, Küçük Menderes Havzası havası, toprakları ve suyu ile dünyanın ender görülen yerlerinden biridir. Nitekim, Avrupa'da bitkiler ortalama 10 yılda ulaşılan büyüklüğe Küçük Menderes Havzası'nda 3-4 yılda erişebilmektedir. Bu nedenle dış mekan ve süs bitkileri üretiminin çok arttığı havza topraklarında ayrıca birbirinden değerli ceviz, kestane, zeytin ve Batı Anadolu'daki 70 tür endemik bitki bir arada boy göstermektedir. Gölcük yaylasında altın aramak için yapılan bir başvuruya ÇED izni verildiği doğru mudur? Eğer doğruysa ÇED izni verilen altın madeninin doğal güzellikleriyle ünlü Gölcük yaylasında nasıl bir tahribata neden olacağı konusunda herhangi bir araştırma yapılmış mıdır? Avlanma izni bile verilmeyen bir yere altın arama ruhsatı verilmek istenmesi ne kadar mantıklıdır? Barındırdığı doğal güzelliklerle potansiyel turizm alanı olarak değerlendirilen Gölcük yaylasında maden sahası kurulmak istenmesi Bakanlığınızın hangi politikası ile örtüşmektedir? Maden sahasının faaliyete geçmesinin ardından bölgede bulunan endemik bitki türlerinin nasıl etkileneceğine ilişkin Bakanlığınızca herhangi bir çalışma yapılmış mıdır? Eğer yapılmamışsa böyle bir çalışma yaptırmayı düşünüyor musunuz?"

FOTOĞRAFLI