CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Hükümet’in yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan paralel devleti sorumlu tuttuğunu hatırlatarak, “Paralel yapı’ dedikleri, AKP’nin bir tür Gestapo’su ya da kara gömleklileri midir?” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, 17 Aralık operasyonunun ardından bakanların çocuklarının, babalarının makamlarını çıkar amaçlı kullandıkları gerekçesiyle, Halkbank Genel Müdürü, AKP'li bir Belediye Başkanı ve işadamlarının da içinde olduğu 48 kişinin yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında gözaltına alındığını hatırlatarak, sahte belgeler, hayali ihracat, şüpheli para transferleri ve bakan oğulları üzerinden Türk vatandaşlığı olmayan kişilere rüşvetle vatandaşlık verilmesi, imar usulsüzlükleri, rant yolsuzluklarının gündeme geldiğini anımsattı. Yüksel, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın bacanağı, TCDD İzmir Liman İşletmesi ile ilgili ihaleye fesat karıştırmak ve yolsuzluk nedeniyle gözaltına alınacakken yargıdan kaçtığını, sonra bir cuma günü mesai saati bitiminde gidip teslim olduğunu, Adalet Bakanı Müsteşarı’nın İzmir Başsavcısı’nı arayıp yolsuzluk dosyasını kapatması için tehdit ettiğini sonra da savcının İzmir’den başka yere atandığını ileri sürerek, şöyle konuştu:
“Başbakan Erdoğan tüm bu operasyonların, partisine ve hükümete yönelik artan ilginin, Türkiye’nin istikrar ve huzur içinde büyümesinin birilerini rahatsız ettiği için yapıldığını söyledi. Hükümet operasyonun arkasında paralel devlet dediği yapıyı suçladı. Başbakan “bir merkezden düğmeye basıldı’ dedi ve ekledi: Bu olayın eğer olumlu bir yönü varsa o da devlet içine sızmış paralel devlet olma hevesli bir örgütün neler yapabileceğinin millet tarafından açıkça görülmesi oldu. Bu sürecin en önemli kazancı budur. Ama paralel devlet olduğu iddia edilen yapı, basın açıklamalarında tüm bunların bir iftira olduğunu söyledi. 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrasında nur topu gibi yeni bir devletimiz daha oldu. Hükümet bir zamanlar birlikte hareket ettiği ve yere göğe sığdıramadığı cemaatin paralel devlet olduğu konusunda ısrarlı. Yolsuzluk operasyonun ardından hükümet 100’e yakın hakim ve savcının, 5 bin polisin görev yerlerini değiştirdi. Bu durumda paralel yapı dedikleri, AKP’nin bir tür Gestapo’su ya da kara gömleklileri midir? Bir zamanlar siyasi iktidara hizmet etmiş, siyasi iktidarla kol kola, yan yana yürümüş paralel yapıların, siyasi iktidarla bu denli şiddetli çatışmaya girdiğine tarihte örneklerine rastlamak pek mümkün görünmemektedir. Siyasi ve ekonomik sorumluluğunu başkalarının üzerine atma konusunda her tür fırsatı değerlendiren AKP, ekonomideki kötü gidişatı da Gezi eylemcilerine, faiz lobisine ve dış mihraklara bağlamıştı. AKP herkesin gözü önünde her türlü hukuk cinayetini de işlemekte, HSYK ya istediği biçimi vermeye çalışmaktadır. Bunu da aynı zamanda yolsuzluk ve rüşvet skandalını ört bas etmeye çalışan özel yetkili Adalet Bakanı aracılığıyla yapma çabası içindeler.”
İZMİR, ()
FOTOĞRAF