ELAZIĞ Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi öğretim üyeleri Prof.Dr. Ahmet Baylar ile Yrd.Doç.Dr. Cihat Tuna, barajlardaki suyun daha verimli kullanılması için sistem geliştirdi. 'Hava-Su Enerji Sistemi' adı verilen sistem, kuraklık yaşanan ülkelerdeki barajlarda azalan suyun daha verimli kullanılmasını sağlayacak, doğalgaz çevrim ve termik santrallere olan ihtiyacı azaltacak.
Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Hidrolik Laboratuvarı'nda Prof.Dr. Ahmet Baylar ve Yrd.Doç.Dr. Cihat Tuna'nın yeni çalışması, büyük heyecan uyandırdı. Proje kapsamında Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Hidrolik Laboratuvarı'nda geliştirilen düzenekle su jeti hızı, herhangi bir ilave enerji kaynağı olmadan artırıldı. Kazanılan bu yüksek hızın, su gücü ile çalışan santrallerde enerji üretimini arttırması bekleniyor. Sistemin Türkiye'deki hidroelektrik santrallere uygulanarak, hem ülke toplam enerji üretim miktarına, hem de elektrik arz güvenliği ve enerji projeksiyonundaki negatif görünüme ciddi bir katkı sağlaması hedefleniyor.
Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Hidrolik Ana Bilim Dalı öğretim üyesi, Prof. Dr. Ahmet Baylar, geliştirdikleri sistemle ilgili şu bilgileri verdi:
"Çalışma, suların enerji verimliliği ve tribünlerin enerji verimliliğini arttırmak amacıyla kullanılabilecek bir sistem geliştirdik. Su hızını arttırmayı başardık. Su içerisine yaptığımız ölçeğe göre su debisinin 3 veya 4 katı miktarında hava çektik. Bu havanın etkisiyle su sıkışarak tazyiki arttı. Tazyiki artınca da tribünlerde enerji verimliliğini arttırmayı hedeflemekteyiz. Tribün üzerinde çalışmaları yapacağız. Bununla ilgili, TÜBİTAK projesi hazırlamaktayız. Patent başvurumuz oldu. Ayrıca bu sistemi suların havalandırılmasında da kullanmayı düşünüyoruz. Bu konuda da çalışmalarımız oldu. Çok yönlü bir sistem, farklı yerlerde kullanılabilir. Örneğin tarımda sıvı gübre çekiminde, flotasyon işlerinde ve bir çok çevresel yöntemlerde kullanılabilir. Sistemimiz örneğin kapalı bir gölün oksijen seviyesini arttırma noktasında kullanılabilir. Çok yönlü olarak düşündüğümüz bir sistem. Birkaç yıldır üzerinde çalışmaktayız ve hala üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. Sisteme uygun bir tribün geliştirebilirsek şu anda mevcut olan veya yapılacak barajlarda bu sistemi kullanarak daha az su ile daha fazla enerji üretmeyi hedefliyoruz."
GELİŞTİRİLEN SİSTEM SADECE HAVAYLA ÇALIŞIYOR
Yrd. Doç. Dr. Cihat Tuna ise geliştirdikleri sistemin 4 hava girişi olduğunu ve sadece hava ile çalıştığını belirterek, şunları anlattı:
"Şu anda sistemde 4 tane hava tüneli vasıtasıyla havanın sisteme girişi sağlanmakta. Şu an sadece bir tünele giren hızın, metre/saniye cinsinden görebiliyorsunuz. Bu hava giriş hızı oluyor, toplam 4 tane. her birinden 120 metre/saniye şu an bu ölçekte bir sisteme hava girişi, bu sistem sayesinde sağlanmış oluyor. Normalde böyle çalıştırılan sistemler var dünyada. Fakat onlarda bu sistemin içerisinde hava bir kompresör vasıtasıyla veriliyor ve dolayısıyla enerji harcanmış oluyor. Yalnız bizim sistemimizde su içerisine hava, otomatik olarak girdiği için herhangi bir ilave enerji kaynağı olmaksızın bu sistem tasarlandığı için, bedava veya otomatik girmiş oluyor sistem. Ürettiğimiz enerji için ilave bir enerji masrafı olmaksızın, bir enerji artışı beklemekteyiz. Ondan dolayı sistemin de randımanının tam olacağını düşünüyoruz."
YERLİ TRİBÜN İÇİN BÜYÜK UMUT
Laboratuvar ortamında herhangi bir zorlukla karşılaşmadıklarına dikkat çeken Yrd .Doç. Dr. Tuna, şöyle devam etti:
"Çünkü mikro ölçekte bu çalışmaları rahatlıkla yapabildik. Yalnız malumunuz olduğu üzere ülkemizde bu 4628 sayılı yasa kapsamında yaklaşık 2 bin tane hidroelektrik santral inşaatı devam etmekte. Bunlardan 300 tanesi bitti. Geri kalan 1600 tanesinin inşaatı ve prosedür aşaması devam ediyor. Bizim ülke olarak bu tribünler için harcayacağımız para 8-10 milyar dolar mertebesinde korkunç bir rakam. Biz eğer bu sistemimizi AR-GE çalışmalarıyla destekleyip, yerli bir tribün üretimine çevirebilirsek, bu harcanacak para cebimizde kalacak. Bu paranın miktarı da ülkemizin otomotiv sektörünün büyüklüğü ortada. Aşağı yukarı belki binlerce insanın istihdam edildiği otomotiv sektörü kadar dev bir sektör elde edilmiş olacak. Bu konuda bizim açıkçası çok daha profesyonel çalışmaları yapabileceğimiz AR-GE ortamlarına ihtiyacımız var. Burada beklentimiz o yönde. Burada bulduğumuz neticeler tabi çok müspet. Dediğim gibi hızı arttırdığımız için enerjinin direk artacağını düşünüyoruz. Hatta belki şu da olabilir. Oradan giren hava girişinin olduğu yerde, rüzgar tribünleri de çalıştırılıp, multi bir sistem; yani hem su, hem rüzgar gücünün beraber üretilebildiği bir multi sistem olacak. Zaten bizim patent başvurumuzdaki ismimiz; hava, su, enerji sistemi diye geçiyor. İki enerji beraber kullanıldığı zaman, ülkemizin de enerji üretimine çok ciddi miktarda katkı sağlayacağını düşünüyoruz."

ŞG,GY(GG/SS) (FOTOĞRAFLI)